87 yıllık İtalyan gömlekçiden şirket ve moda sırları!

Fabio Candido, 1931'den beri gömlek üreten Camicissima markasının kurucusu ailenin 3. kuşağından… Candido ile modadan gömleğin geleceğine uzanan bir söyleşi yaptık.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

VOLKAN AKI

İtalya’da 1931 yılında kurulan gömlek markası Camicissima, Türkiye’de Gözalan Group distribütörlüğünde, İstanbul’da Vadistanbul AVM ve Emaar Square AVM mağazalarında modaseverlerle buluşuyor. Bu açılışlar için gelen ailenin üçüncü kuşak temsilcisi Fabio Candido’yla bir öğle yemeğinde keyifl i bir sohbet gerçekleştirdik. Anlattıkları gerçekten önemli detaylar içeriyor... Sorularımla birlikte size aktarıyorum...

- 87 yıllık bir marka... Biz bugünlerde tekstil sektöründe sürdürülebilirliği tartışıyoruz. Modalar, insanlar değişiyor. Hem ticari hem moda olarak bu kadar süre ayakta kalabilmenin sırrı ne?

Ben 3. jenerasyonum. Bu işe dedem başladı 1931'de, sonra babam sürdürdü. 1931’den bugüne kadar varabilen şirketler azdır. Bizi bugüne getiren nedir? Her şeyden önce şirketi muhafaza etmeyi düşünmek... Dedem ve babamın bize öğrettiği “önce şirketin”, sonra diğerlerinin geldiği. Limonu sıktığımızda susuz kalıyor sonunda; eğer yıl sonunda şirketin elde ettiği kârları çekerseniz limondan farkı olmaz. Ben şirketin içinde kendimi zengin hissediyorum, şirketin dışında değil... Diğer önemli bir faktör, ortaklarımla hiçbir zaman tartışmaya girmemiş olmam. Ortaklarım da bugün aynı düşüncede, önce şirket, sonra diğerleri... Bütün ailelerde böyle bir şey yok. Birisi az çalışır, birisi fazla çalışır... Bir diğer önemli nokta, şirkete ailenin “eşlerini” hiçbir zaman sokmadık.. Bunun için özür diliyorum ama bizim edindiğimiz tecrübe bunu gösteriyor... Birçok nesil boyunca şirketi idare edebilmenin birkaç önemli ipucu böyle... Ayrıca, şirketi nereye götüreceğine emin olan fertlerin şirketi yönetmesi gerekir. Baba girişimcidir, tüm çocuklar şirketin içinde yer alır; böyle olmaz... Hepsi girişimci ruha sahip değildir. Girişimci ruha sahip olanlar, bu işi isteyenler yönetmeli...

- Markayı erkek giyimi içinde nereye konumluyorsunuz?

Orta ve orta üstü pozisyona koyuyoruz. Fiyatta orta ama kalitede orta üstüyüz. Gömleği fiyatını düşünmeden ne kadar çok değiştirebilirlerse o kadar iyi bizi için... Bunu yerleştirmek istiyoruz. Satış politikamızda ya 1 tane satmak vardır ya da 3 tane satmak vardır. Yani gömlekleri 3'lü paketle alırsanız çok daha uygun fiyata gelir... Erkeklerin yüzde 30’u hanımlarıyla gelir alışverişe. İtalya’da bu formülle işe başladığımızda biraz deli olarak görüyorlardı.

“Süpermarkette gazoz nasıl satılıyorsa gömlekleri de öyle satmak istiyorsun” diyorlardı. Kadın bir şişe alır gider, erkek ise bir kasa alır, çünkü her dakika gelmek istemez. Biz bunu gömlekte uyguladık. Erkeğin davranış biçimini analiz ettik. Erkekler, futboldan konuşur, arabadan konuşur, tekneden konuşur ama alışverişe kafa yormaz. Onu bu konuda çok sıkmamak gerekli... Erkeğe her şeyi hazır ve iştah kabartıcı sunmak lâzım. Satış noktalarımızda kadın tezgâhtarları tercih ederiz, çünkü kadınların satış konusunda becerileri var.

- Gömleğin rolü ve fonksiyonları nasıl değişiyor? Yeni giyim tarzları var, “Casual” yükseliyor... Teknoloji tutkunları var, yeni zenginler, genç girişimciler var... Bunlar farklı giyiniyorlar... 

Şirketimdeki teknoloji çalışanlarına ben bile gömlek giydirmekte zorlanıyorum. Bu gerçekten çok zor, bir tişört ve süveter ile geliyorlar... Hepsi aynı şekilde giyinmeyi seviyorlar. Bunlar benim müşterim olmayacak. Hafta içinde ceket ve gömlek giymek isteyenler benim müşterim. Cuma- Cumartesi- Pazar da serbest giyim olacak. Kimler gömlek giymek istiyor: Girişimciler, serbest meslek sahipleri, iş adamları, öğretmenler... Ben her zaman beyaz gömlek, kravat, ceket giyiyordum. Yaş ilerliyor kendimi genç hissetmek istiyorum ve sadece haftada iki kez kravat takıyorum artık. Dünyada trend olarak herkes kolaya kaçmaya başladı.

- Türkiye’ye gelme nedeniniz ve pazardaki hedefleriniz nelerdir?

Türkiye’de kısa sürede 50-60 adet mağaza açmak istiyoruz. Bunu yapabilirsek bizim için iyi bir başarı olur. Evet, bu ciddi bir hedef... Çin’e girdiğimizde aynı amacım vardı. Birçok insan bana olmayacağını söylemişti, Çin’de tek markalı, ürünlü bir mağaza açmak istiyordum. 3 yılda 160 mağaza açtık. Önümüzdeki 4 yıl içinde 400’e ulaşmak hedefimiz var. Pazarı iyi analiz etmek, nerede açacağını iyi bilmek, bunları çalışmak lâzım. Dolayısıyla pazarda doğru yere nişan almak lâzım. İtalyan pazarı ile Türkiye pazarı arasında çok benzerlik var. Benim için Türkiye’de mağaza açmak, Çin’e mağaza açmaktan daha kolay... Koleksiyonlarımızın yüzde 60’ını Çin pazarı için hazırlıyoruz. Çin çok kompleks bir pazar. Üretimin bir kısmını İtalya, Avrupa ve bir bölümü de Uzakdoğu’da üretiyoruz. Türkiye’de de ilerde üretmeyeceğimizi söyleyemeyiz. Türkiye’den 15 yıl önce kumaş da alıyorduk. O zaman kalite İtalya kalitesine denkti. Şimdi bugün kumaş almamızda olay kalite olayı değil, fiyat…

2017 cirosu, 50 milyon euro

- Türkiye’deki giyim tarzı üzerine görüşlerinizi ve rakamsal büyüklüklerinizi alabilir miyim?

İtalya’da biz hâlâ resmi giyiniyoruz. Ama İtalya’da da bitecek. Türkiye ve dünya artık ‘casual’ giyime gidiyor. İtalya klasik kalıyor. Gençler daha çok ‘ekstra slim’ giyiyor. Bedenler değişiyor... ‘Ekstra süper slim’ de var. Gömlekçi olduğumuz için bu ölçüleri de düşünmek zorundayız. Her yıl 2 haneli büyüyoruz. 50 milyon euro, 2017 ciromuz. Dünya çapında 315 mağazamız var. 3 milyon gömlek satıyoruz. Amacımız 4-5 yılda bin satış noktasına ulaşmak. Şu an en hızlı büyüyen pazar Çin… Güneydoğu Asya ülkeleri de büyüyecek. Vietnam’da mağaza açmak için sözleşme yaptık.

Bu konularda ilginizi çekebilir