Beşiktaş JK Müzesi de “şampiyon”

Beşiktaş Futbol Takımı’nın üst üste ikinci şampiyonluğu yaşadığı yeni stadının içinde yer alan Beşiktaş JK Müzesi, Türkiye’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı ilk spor müzesi… Üstelik “engelsiz” ve “çocuk dostu”…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

VOLKAN AKI

Bir Beşiktaşlı olarak tabii ki Beşiktaş JK Müzesi’ni gezmek benim için ayrı bir keyifti… Bin 650 metrekarelik alanda 500’den fazla parçanın bulunduğu müzede Süleyman Seba Bölümü’nde ayrıca bir fotoğraf çektirmek istedim. Ama bu ziyaretin birkaç anlamlı yanı daha vardı. Müzede de çok emeği geçen, 20 yıl bilfiil kulüpte kadrolu çalışan, uzun yıllar sonra tekrar karşılaştığım arkadaşım Diyez Beksaç ile konuştuktan sonra Beşiktaş JK Müzesi’ni görmek için güzel bir fırsat doğmuş oldu. Beşiktaş Vodafone Park’daki mekâna gidince, müzeden önce Beşiktaş Kulübü’nün “ablası”, Zülal Gök ile tanışma fırsatı buldum. Müzeyi yıllardır bizzat oluşturan isim olarak tüm tarihçeyi ondan dinledim. Zülal Gök şimdi Beşiktaş JK’nün Tarih ve Müze Danışmanı, ama hâlâ kulübün her şeyi ile ilgili… Spotta da bahsettiğim gibi, Beşiktaş JK müzesi pek çok ilkiyle müzecilik ve spor müzeciliği açısından da Türkiye’de önemli…

Sürece dair...

Zülal Gök bu konuda şu bilgileri veriyor: “Kültür Bakanlığı’na bağlı ilk spor müzesiyiz… Hiçbir kulübün müzesi Kültür Bakanlığı’na bağlı değil. Bizim müzemiz bu açıdan Türkiye’deki spor alanındaki ilk müze… Biz 2005’de müracaat ettik ve onayımız 2007 yılında geldi. Ama özel müzeler arasında ‘spor müzesi’ diye bir kavram olmadığı için özel müzeler statüsünü değiştirme yoluna gitti bakanlık. Biz biraz bekledik, ‘Bizim statümüzde böyle bir şey yok, bu bizim eksikliğimiz’ dediler, bir çalışma yürüttüler ve ‘Biz bunu yeni statümüze ekleyelim,’ dediler. Böylece 2007 yılında Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla, Beşiktaş, Türkiye’nin ilk spor müzesini kurmuş oldu. Biz o günlerde bunun üzerinde çok çalıştık. Türkiye’nin ilk spor kulübüyüz, ilk spor müzesi de bizim olsun istedik. Böylece bunu gerçekleştirmiş olduk. Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra Kültür Bakanlığı’ndan ziyarete geldiler. Çok beğendiler ve tarihi bir adım oldu. Bize bunu nasıl başardığımızı sorduklarında da onlara ‘Bunlar ancak aşkla, Beşiktaş aşkı ile yapılır’ dedik. "

Müzenin özellikleri...

Evet Beşiktaş aşkını tarif etmek benim için de kolay değil… Ama ötesinde müzecilik açısından da önemli bazı noktalara değinmekte fayda var. Bu noktaları da Diyez Beksaç’tan dinledim: “Müzemiz engelsiz bir müze. Uluslararası standartlar içinde bunu gerçekleştirdik. Üstelik bedensel, işitsel, görme engelli, zihinsel engelliler için özel olarak her obje ayrıca dizayn edildi… Yine çocukların da burada eğlenmesi ve aynı zamanda bilgilenmesi için pek çok interaktif alan ve obje oluşturuldu.” Gerçekten Beşiktaş JK Müzesi, engelsiz bir müze olarak fiziksel engelliler için katlar arası ulaşımdan vitrin yüksekliklerine kadar tamamıyla erişilebilirlik standartlarında. Görme engelliler içinse, tüm alanını kapsayan, başta hissedilebilir yol rotası olmak üzere düzenlemeler içeriyor. Müze, görme engelli ziyaretçilerin dinleyebildikleri, replika koleksiyon malzemelerine dokunabildikleri ve bilgileri Braille Alfabesi ile okuyabildikleri bir deneyim sunmak üzere donatılmış.

Aynı zamanda dijital

Bizzat gezdiğim müzede pek çok dijital uygulama da yer alıyor. Âdeta bir dijital deneyim yaşama merkezi de aynı zamanda. Beşiktaş JK Müzesi’nde 50’den fazla dijital uygulama ziyaretçilere kulübün spor dallarıyla ilgili izleme ve etkileşimsel deneyim olanağı sunuyor. Müzede tarihi ve güncel spor etkinliklerinin kısa; belgesel niteliğinde görüntüleri, dijital sorgulama kioskları, sanal oyun ortamları, stad mappingleri, belgesel alanı uygulamaları bulunuyor. Diyez Beksaç, Beşiktaş’ın hangi tarihte, hangi maçı oynadığı, golleri kimin attığıyla ilgili interaktif dijital kiosklar için büyük emek harcandığını söylüyor. Ama sporseverler için gerçekten önemli ve can alıcı bir deneyim oluşmuş. Ayrıca arttırılmış gerçeklikle Vodafone Park’ta heyecanlı bir deneyim, futbol yıldızlarıyla ekranda buluşma, marşların söylenebileceği Karaoke odası ve Guinness rekoruna sahip taraftarın desibel rekoru odası müzenin öne çıkan dijital uygulamaları. Dijital uygulamaların yanı sıra müzenin tamamında ziyaretçinin dokunarak deneyimleyeceği ve keşfedebileceği etkileşimli alanlar da yer alıyor.

“Yavru kartallar” için bir cennet

Gelelim çocuklara... Beşiktaş JK, çocuklara ve genç nesile verdiği önemi müzesine de taşımış. 3 yaşından itibaren tüm çocuklar için ebeveynleriyle, eğitmenleriyle birlikte gezerken dokunabilecekleri, oynayabilecekleri ve keşfedebilecekleri bölümler hazırlanmış. “Yavru kartal” besleme alanında dijital olarak doğumuna tanıklık edip büyütebilecekleri kartallarına gönülden bağlanabiliyor çocuklar. Uzman eğitimcilerin desteğiyle özel olarak düzenlenmiş çocuk alanında eğlenceli saatler geçirmeleri mümkün.

47 yıllık emek

“Beşiktaş’ın ablası” lakaplı Zülal Gök’ten sayfalarca bahsetsem yeridir, çünkü müthiş bir yaşam öyküsü var… Kendi ağzından biraz dinleyelim: “1969’da kulübe geldim ve Beşiktaş tarihinin üçte birini yaşadım sayılır… Beşiktaş’da voleybol oynadım, basketbol oynadım… Kız futbol takımını kurdum. Kulübün ilk bayan sekreteriyim, 47 yıldır buradayım… 27 yıldır da müzeyle uğraşıyorum. 1990 yılında müzeyle ilgili çalışmaları devraldım. Müze Kurulu Başkanlığı, Müze Direktörlüğü yaptım. Yaşanmışlık ve bunları aktarmak çok önemli bir konu… Şeref Stadı’nı bilen çok az kişi var. Bir de kadın olarak camianın içinde olmak çok farklı bir şey… Ben Beşiktaş Kulübü’ne 17 yaşında sekreter olduğumda, zaten 4 tane personeli vardı 5. ben oldum… Masaların tozunu alıyor, telefonlara bakıyor, yazışmaları yapıyordum… 17 yaşındaydım ‘Zülal’ deseler olmuyor, ‘Kızım’ deseler olmuyor, hadi ‘Ablacım’ demeye başladılar… ‘Abla’ olarak adım tescillendi…”