Bir aile “Albüm”ünde yaşanan hayatlar

28 yaşındaki yönetmen Mehmet Can Mertoğlu’yla tanıştığımız film, evlatlık edindiklerini saklamak için hamilelikten lohusalığa uzanan süreci sahte fotoğraflarla “canlandıran” bir çiftin öyküsü...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

NERMİN SAYIN

Tüm kulağı delik sinemaseverlerin merakla beklediği bir film var bir süredir: “Albüm.” Dünya prömiyerini 69. Cannes Film Festivali’nde gerçekleştiren, üstüne bir de “Semaine de la Critique” (Eleştirmenlerin Haftası) bölümünde yarışarak “France 4-Yenilikçilik Ödülü”nü kazanan “Albüm”; Filmekimi gösterimlerinin ve festival macerasının ardından, bu hafta sonu nihayet vizyonda.

Festival “macerası”...

Festival macerası diyorum, çünkü, Cannes’ın sonrasında film Balkanların en önemli sinema etkinliklerinden Saraybosna Film Festivali’ne gidip “Saraybosna’nın Kalbi / En İyi Film” başta olmak üzere “Cineuropa En İyi Film” ve “CICAE En İyi Film” ödüllerine lâyık görüldü. Ardından 33. Kudüs Film Festivali’nde “FIPRESCI En İyi İlk Film” ödülünü kaptı, 23. Uluslararası Adana Film Festivali’ndeyse 28 yaşındaki yönetmen-senaristi Mehmet Can Mertoğlu’na hem “En İyi Yönetmen” hem de “En İyi Senaryo” heykelciklerini taşıdı, yetmedi “En İyi Sanat Yönetmeni” ödülünü de kaptı. En son da 7. Piran Avrupa ve Akdeniz Filmleri Festivali’nde “En İyi İlk Film” seçildi... Nasıl, oradan bakınca da bir maceraya benzemiyor mu?

Tabii, tüm bu festival haberleri gelirken, bizlerde de beklentiyi yükselttikçe yükseltti... Peki, Şebnem Bozoklu ve Murat Kılıç’ın evlatlık edinmeye, üstelik bunu kimseye çaktırmadan yapmaya çalıştığı bir öyküyü anlatan film, beklentileri karşılayacak mı?

“Beklenti” kelimesinin sihri...

Bu sorunun yanıtı bizzat “beklenti” kelimesinde gizli. Filmin prömiyerinden bugüne festival yolcu luğunu özetledim size. Bu doğrultuda tırnak içinde bir festival filmi bekliyorsanız, elbette kazanan taraftasınız. Ama, sınıfl andırmalarda genelde “komedi” olarak anılan filmde kahkaha üstüne kahkaha atmaksa amacınız, üzgünüm, yanlış salondasınız. Mehmet Can Mertoğlu ve hikâyesi, size bir gülüş vadediyor, evet. Ama daha çok alaycı, olayların absürdlüğüne “Evet tam da böyle” diye onay verecek, yönetmenin gözlem ve anlatma yeteneğine sık sık şapka çıkaracağınız gülümsemeler bunlar...

“Albüm”e belki de en çok yakışan ödül, Cannes’dan gelen “Yenilikçilik” olmuş. Çünkü, beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz o ayrı konu ama, Mehmet Can Mertoğlu’nun yaptığı film, sinemamız için, hatta sinema için gerçekten yeni. Fransa, Almanya ve Romanya da ortak yapımcıları projenin. Bir anlamda, söyleşilerinde çok fazla film izlediğini söyleyen Mertoğlu’nun Fransız sinemasından, onun hikâyenin köşelerini çizip içini doldurmayı seyirciye bırakan tavrından çok etkilendiğini söylemek mümkün. Planları çok ama çok uzun tutmuş yönetmen. Kimi sahnelerde oyun öyle donuk, öyle ağır ki âdeta film değil, fotoğrafl ar... Ve siz film izlemiyor, “Albüm”ün yapraklarını çeviriyorsunuz. Adı “Albüm” olan bir filme yakışmış bu tavır, evet, ama bir süre sonra kaçınılmaz olarak seyirciyi sıkıyor. Seyircinin de katılımını sağlayabilmek, hikâyeye onu da ortak edebilmek hedefinin peşinde yönetmen, belli. Ama yine de bu kadar donuk olmak zorunda değil bence “Albüm”ün kareleri. Çocuğu olmayan bir çiftin öyküsünü anlatmak üzere yola çıkan filmin ilk karelerinin bir dananın döllenmesinden doğumuna mini hikâyesi olması da yönetmenin kolay kolay kalıplara oturtamayacağımızın bir göstergesi değil mi zaten?

Filmi Hollywood’un kanımıza işleyen hızına boşvererek izlemenizi öneririm. Görüntü yönetmenliğini “Bükreşin Doğusu” filmiyle tanınan Marius Panjuru’nun; kurgusunu “Uzak”, “Bal”, “İklimler” gibi klasikleri kurgulayan Ayhan Ergürsel'in yaptığı filmde, eşsiz fotoğrafları kaçırmazsınız böylece. Büyük fotoğrafta göreceğiniz sahne, bunlara yalnızca bir örnek. Ama iyi bir örnek.

İLGİNÇ BİR İKİLİ OLMUŞLAR...

Gelelim oyunculara... Televizyonda ve sinemada daha önce genellikle şen şakrak karakterlerde izlediğimiz Şebnem Bozoklu ve Murat Kılıç, filmin hayatlarını bir “Albüm”de yaşamayı seçmiş çiftini canlandırıyorlar. Özellikle Bozoklu ilginç bir seçim, ama yakışmış rolüne. Murat Kılıç’la kimyaları da tutmuş. Bu kadar az mı konuşmalılar, tartışılır. Filmin beni en çok uzaklaştıran yönü bu. Konuşkan bir “Albüm”ü daha çok sevebilirdim. Zuhal Gencer Erkaya, Rıza Akın, Muttalip Müjdeci ve Müfit Kayacan “Albüm”ün sayfalarında karşınıza çıkacak diğer isimler.

GENÇ YÖNETMENİN TAVRI BİR ÖYKÜCÜYÜ ANDIRIYOR

Filmin 1988’li yönetmeni Mehmet Can Mertoğlu, Akhisar doğumlu. Ve Boğaziçi Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı öğrenimi görmüş. Bu iki biyografi k bilginin “Albüm” fi lmindeki karşılığı bence mühim. Antalya ve Kayseri’de geçen fi lmde belli ki çocukluğunun gözlemlerinden de yararlanmış Mertoğlu. Edebiyat eğitimiyse sinematografi sine bir öykücü tavrı kazandırmış. Roman değil, öykü. Nüanslar, esler, konuşmalardan çok susuşlar, yarım kalan cümleler, düşünülenler, düşünülmeyenler, düşünülmeyecekler. “Albüm”de karşılığını fazlasıyla bulmuş kavramlar bunlar. İlk uzun metrajlı işi “Albüm”müş. İlk fi lmine evlat edinmeyi, bunu yaparken de çevredeki herkesten saklayıp, hamilelikten lohusalığa uzanan yapay bir albüm oluşturmayı hayatlarının birinci meselesine çeviren bir çifti konu edinmesi de karşımızda bir öykücü olduğunu vurguluyor bence. Zaten senaryonun çıkış noktası da bir öykü. “Albüm” ilginizi çekerse, yönetmenin kısa fi lmleri “Yokuş”un (2008) ve “Fer”in (2011) izini sürmenizi öneririm.