Bir keşif rotası: Kırşehir

Geçen hafta yolum Neşet Ertaş başta olmak üzere ozanların yurdu şehrimize düştü. Serde seyyahlık var, tabii bu fırsatı değerlendirdim. İşte sizlere tarihi eserlerinden halkın soluk aldığı noktalara uzanan mini bir Kırşehir turu...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

NERMİN SAYIN

Kayseri Havalimanı’ndan yola çıktığımızda saat gece yarısını vurmak üzere... Aşağı yukarı 1.5 saatlik yolculuk boyunca gözlerimi gökyüzünden ayıramayacağım. Bu aralık akşamında yıldızlar o kadar parlak ki... “Acaba” diyorum, “Neşet Ertaş, o hepimizin yüreğine dokunan türkülerini yakarken 'memleketinin göğünü' de düşünmüş müdür?”

Bir grup gazeteci Kırşehir’e gidiyoruz... Kırşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde kentin merkezini gezecek, Ahilik hakkındaki bilgilerimizi artıracak, yöresel lezzetleri tadacak, kentin tarihi kimliğini oluşturan eserlerinin yanı sıra sosyal yaşama yeni katılan mekânları ziyaret edeceğiz. Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’den kentteki gelişmeleri öğrenecek, Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya’nın kentin jeotermal kaynaklarının kullanılacağı sağlık turizmi ve seracılık başta olmak üzere- projelerini dinleyecek, Petlas yetkilileriyle bir araya gelip fabrikayı gezeceğiz. Akşamsa kadın istihdamının ele alınacağı bir panel var. Özetle yoğun mu yoğun bir gün. Ben de bu sayfada size, bu yoğun günden Kırşehir’e yolu düşecek gezginler için damıttıklarımı aktarmak istiyorum... Hadi bakalım... İlk olarak, kentte beni en çok etkileyen yerden bahsetmek istiyorum: Büyük resimde görebileceğiniz, bugün cami olarak kullanılan Cacabey Medresesi’nden. 1272’de matematik, fen ve astronomi eğitimi vermek üzere yaptırılmış bu eser. Köşelerindeki roketi andıran payandalarıyla, içerisindeki güneş sistemini temsil ettiği düşünülen sütunuyla, rasat kuyusuyla, astronomiye atıfl ı süslemeleriyle çok ilginç bir yapı bu. Hepimizi etkiledi...

Ozanların izini sürerek...

Bizzat Neşet ustanın “Ozanlar diyarı şirin Kırşehir” olarak andığı kentte onun izlerini sürelim şimdi de dilerseniz... Neşet ustanın Bağbaşı Mezarlığı’nda babası Muharrem Ertaş’a komşu olan mezarı, kente yolu düşenlerin ilk uğradığı yerlerden... Türkülere sevdalıysanız, Kırşehir’de abdallar geleneğine dair bilgilerinizi artırabileceğiniz adres de belli: Neşet Ertaş Gönül Sultanları Kültür Evi. Dede Korkut’tan başlayarak kültürümüzün bu rengini bir arada ziyaretçilere sunan mekânda, ozanlarımızın hayat öyküleri ve geleneksel çalgılardan örnekler çıkacak karşınıza. Halk müziğine meraklıysanız Kırşehir ziyaretinizde bu mekâna zaman ayırmanızı öneririm. Yeni açılan Neşet Ertaş Kültür Merkezi’nde ise sanatçının yaşamına tanıklık edebileceğiniz bir arşiv fotoğraf sergisi sürmekte...

Kırşehir denince akla ilk gelenlerden biri de Ahilik kültürü ve Ahi Evran-ı Veli elbette. Ahilik Teşkilatı’nın kurucusu ve 32 esnafın piri Ahi Evran, kentte çok önemli bir yer tutuyor. Türbesinin de bulunduğu Ahi Evran Külliyesi merkezde. Bugün caminin karşısına ahiliği anlatacak bir müze yapılmakta. Müzeyi merakla bekliyoruz.

İsterseniz termal tesislerinde yorgunluk da atabileceğiniz Kırşehir’den dönerken yakınlarınıza ne alabilirsiniz, son olarak da bundan bahsedelim... Onyx taşı işlemeciliği kentin artı değerlerinden. Hediyelik eşya dükkânlarında kimi Neşet Ertaş’ın bir dörtlüğüyle süslenmiş saz şeklindeki bu objeler makbule geçecektir sanırım.

Kırşehir ve çevresinde gezilecek yerler bunlarla sınırlı değil elbette. Örneğin zaman elverseydi yeraltı şehirlerine de uğramayı isterdim ben... Artık onlar da başka sefere...

Bir sivil mimari örneği

Kırşehir gezimizde yolumuz erken Cumhuriyet dönemi sivil mimarisinin hoş bir örneği olan Ağalar Konağı’na da düştü. Konağın içi geleneksel bir Kırşehir evi gibi döşenmiş, dolayısıyla kilim ve halılar epey öne çıkıyor.Bir zamanlar bir Kırşehir evinin kapısını çalıp kahve içmeye uğramışsınız gibi... Aynı bahçede belediyenin yöresel lezzetleri de tadabileceğiniz bir tesisi yer almakta... Bir de Hılla Gölü’nden ve buradaki kütük evden bahsetmek istiyorum size. Nilüfer mevsimindeki görüntüsünü kapağımıza taşıdığımız Hılla’da şu an sessiz sakin, huzur veren bir kış yaşanıyor. Gölün bir dönem azalan suyu yeniden artmakta. Bugün ördekleri, sukaplumbağaları ve balıklarıyla keyifli bir seyirlik vadediyor ziyaretçiye Hılla.

“Gönlüm hep seni arıyor...”

“Şu garip halimden bilen işveli nazlı...” Bilmem ki bu dizeleri sağlığında dinleyebildiniz mi Neşet Ertaş’tan. Eğer o şanslılardan değilseniz, Kırşehir size küçük bir teselli sunuyor. Sanatçının Gönül Sultanları Kültür Evi’nde yer alan android heykeli, teknoloji marifetiyle sizin için “Neredesin Sen”i çalıyor ve söylüyor.

Kent park ve düzler'de

Kırşehir'in kalbi, Kent Park’ta (üstte) atıyor. İçinden Kılıçözü deresinin geçtiği büyük bir alana kurulu olan park, özellikle yaz aylarında cıvıl cıvılmış. Buranın çevresindeki mekânlarda çay molası vermek ya da derede kısa bir sandal turu yapmak mümkün. Güzler Evcil Hayvanlar Parkı ise çocuklarımızın hayvanları yeteri kadar tanımadığı gerçeğinden yola çıkarak yapılmış.

Tezhip ve hat yaşatılıyor

Ahi Evran Camii’nin hemen yanında hat ve tezhip eğitimi verilen bir atölye var: Kırşehir Belediyesi Gelenekli El Sanatları Merkezi. Maalesef öğrencilerin içeride olduğu bir saate denk gelemedik ama, yine de merkezi gezdik, üretilen sanat eserlerini inceledik. Dilerseniz siz de uğrayabilirsiniz.

Ekran yüzleri “kadın istihdamı”nı masaya yatırdı

Kısa bir süre önce açılan Neşet Ertaş Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Sesim Olur musun? – Kadın İstihdamı” konulu panele katılarak bitirdik Kırşehir’deki günümüzü. Duygu Canbaş, Didem Arslan Yılmaz, Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci, Buket Aydın, Fuat Kozluklu, Nihan Günay, Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya ve Kırşehir Baro Başkanı Av. Mehtap Karaburçak Tuzcu’nun (soldan) konuşmacı olarak katıldığı panelde kadınların iş yaşamındaki payını artırmak için yapılabilecekler tartışıldı. İlk kadın teşkilatlarından biri olan Bacıyan-ı Rum’un kurulduğu yer olan Kırşehir’de panele gösterilen ilgi de yoğundu. Özellikle üniversiteli kızlar, konuşmaları dikkatle dinledi. Belediye ve üniversitenin birlikte düzenledikleri panelin sponsoruysa Petlas’tı. Gün içerisinde ziyaret ettiğimiz Petlas, kadın istihdamını çok ciddiye alan bir kurum. Hedefleri arasında kadın çalışan sayısını önümüzdeki dönemde yüzde 30 artırmak da var.

Çirlemeden çığırtmaya, cemeleden ahi helvasına...

Turumuzda yöre mutfağının öne çıkan bazı lezzetlerini tatma fırsatı da bulduk elbette. İlk önce şunu söylemeli: Malzeme güzel olunca, sonuç da güzel oluyor. Kırşehir’de de bunu konuştuk her sofrada... Sözü fazla uzatmadan en sevdiğim yemeklerinin yukarıdaki büyük fotoğrafta ortada gördüğünüz çirleme olduğunu söyleyebilirim. Anadolu’da kuru kayısının bir adı da çir. Anlayacağınız çirleme, kayısılı, pekmezli, nohutlu bir tür kuşbaşı et yemeği. Bu ilginç buluşma gerçekten damakları çatlatıyor... Öncesinde midenize cila atmak isterseniz buğday ya da bamya çorbalarını önerebilirim. Yörede Kaman cevizi ve pekmez çok meşhur. Hatta Kaman cevizinin verimini artırmak için üniversitenin projeleri de var. Dolayısıyla tatlılarda bu iki lezzetle sık sık karşılaşıyorsunuz. Örneğin Ahi helvasında bir aradalar, yanlarında da un ve yağ var...
Höşmerim ve cevizli baklava da yediğinize pişman olmayacaklarınız arasında. Tabağa konduğunda “Beni ye” diye “çığırdığı için” çığırtma denen peynirli hamur işi ve yörenin hoş bir acısı olan cemele biberinin kurusunun kaburgayla birlikte pişirilen dolması, aklınızda kalacak diğer Kırşehir lezzetleri... Ee, birazını da dönüş valiziyle kendi kentimize taşıyalım değil mi... Cevizin yanında gayet lezzetli meyve kurularına ne dersiniz?

Bu konularda ilginizi çekebilir