Enginar aşıran grandüşes!

Bir dönemin efsane komedisi "Şahane Züğürtler", bu sezon, ilk iki yorumda Prens Mikael'i oynayan Haldun Dormen'in rejisiyle Şehir Tiyatroları'nda perde açıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

NERMİN SAYIN

Dormen Tiyatrosu'nun 1960'lar ve 1990'larda iki kez oynadığı "Şahane Züğütler" izleyenlerde unutulmaz bir tat bırakmış, yaşı tutmayıp izleyemeyen tiyatroseverlerde ise her zaman bir merak konusu olmuştur. Her iki yorumda da Prens Mikhael karakterini canlandıran Haldun Dormen, bu sezon Şehir Tiyatroları için sahneye koydu "Şahane Züğürtler"i ve topluluk sezonun ilk galasını da bu tatlı komediye yaptı. Dormen'in "en sevdiğim ve unutamadığım karakter" dediği Mikael'in -biraz kıskandığını itiraf ederek- Can Başak'a, önceki yıllarda Ayfer Feray ve Nevra Serezli'nin oynadığı Altes Tatiana rolünü ise Müge Akyamaç'a emanet ettiği oyun, bu sezonun en yüz güldüren işlerinden biri olmaya aday.

Oyunu anlatıp keyfinizin kaymağını almak istemiyorum, çok çok özetle, Çarlık devrildikten sonra Fransa'ya kaçmak zorunda kalan Beyaz Rus bir çiftin, parasızlık nedeniyle sonradan zengin efendilerin yanında işe girmeleriyle yaşanan komik olaylar işleniyor. Oyunun tüm o karmaşa ve komedi arasındaki en önemli Enginar aşıran grandüşes! Bir dönemin efsane komedisi "Şahane Züğürtler", bu sezon, ilk iki yorumda Prens Mikael'i oynayan Haldun Dormen'in rejisiyle Şehir Tiyatroları'nda perde açıyor. konularından biri de vatan sevgisi, çünkü, bizimkiler aç kalıyorlar ama Çar'ın onlara emanet ettiği 50 milyar franklık servete dokunmuyorlar... Erol Keskin ve Metin Serezli'nin ardından oyunun rejisörlüğü bayrağını alan Haldun Dormen, nostaljik tatlar da barındıran, Fransız sonradan görme çifti hafif karikatürleştiren bir durum komedisi koymuş ortaya. Can Başak, karısının tabiriyle "Emrinde 4 bin atlı olmadan bir işe yaramayan" Mikael'de "doğuştan soylu", etrafa uşak kıyafetiyle bile otorite saçan, sesiyle, duruşuyla bunu destekleyen bir prens! Haşmetinden beklenmese de, kılıcı sakladığı anlar gibi sahnelerde gerçekten komik. Partneri Müge Akyamaç'a gelelim. Tatiana, Çar'ın yeğeni, yani kocasının kanı, onunkinin yanında kendi tabiriyle "çiş sayılır." Akyamaç'a da asalet yakışmış doğrusu, aynı karakterde enginar çalan küçük kız haşarılığını, hizmetçi kıyafetiyle bile erkeklerin başını döndüren edayı, zeki insanların adapte olma yeteneğini ve has vatan sevgisini veriyor kolaylıkla.

E, BİRAZ DA KÖPÜRTMEK LÂZIM!

Ekip bu oyunu sevmiş belli, herkes elinden gelenin en iyisi için uğraşıyor. Jacques Deval, Asude Zeybekoğlu'nun dilimize çevirdiği oyunda mizahın dozunu birbirinden farklı iki çifti karşı karşıya getirerek artırmış. Biri asil ama düşmüş, diğeri günün adamı olmayı başarmış iki çift bunlar. İlk çift, hizmetçi üniformasına rağmen gayriihtiyari kasıldıkça diğerlerinin sakilliği ortaya kat be kat çıkıyor. Para hırsıyla gözü dönmüş Charles ve karısı Fernande'yi bu yüzden biraz köpürtmüş Haldun Dormen ve oyuncuları Hakan Güner'le Süeda Çil. Çok da tatlı olmuş. Hele Süeda Çil...

GALADA "ZÜĞÜRTLER GEÇİDİ"

Haldun Dormen'in insan olarak da örnek almamız gereken çok önemli iki özelliği var. İlki dur durak bilmeden çalışması. İkincisiyse giderek azalan bir nitelik: Kadirbilirlik. Galaya da bu özelliği damga vurdu işte. Oyunun ilk iki kadrosunu tek tek anons etti selamda. Ayfer Feray gibi, Nisa Serezli gibi kaybettiklerimizi andık. Aralarında Nevra Serezli, Suna-Erol Keskin ve Sevil Üstekin'in de bulunduğu ustalarsa sahnede buluşup sevenleriyle kısacık da olsa hasret giderdiler.