“Hayat inişli çıkışlı bir serüvendir"

Avukat Fırat Barış Kavlak, ailenin toplumun çekirdeği olduğunun altını çizerek “Söz hakkının verildiği, merak duygusunu harekete geçirecek şekilde dünyaya karşı ilgili, soru sormayı seven, etkili iletişim içinde bulunan aileme çok şey borçluyum” diyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

EMRE ALKİN

Bugün konuğumuz bir avukat. Fırat Barış Kavlak, avukatlık mesleğini “çözüm ustalığı” olarak tanımlıyor. Bunu da uluslararası çerçevede yapıyor. Aile işletmelerinden uluslararası ticari uyuşmazlıklara kadar her yerde çözüm yolu arıyor. Kurumsallığa önem veren bir insan, ama “odaklanma” ve “esneklik” arasındaki bağın kurulması gerektiğini düşünüyor. “Aile toplumun çekirdeğidir” diyor ve belki de bu sebeple aile işletmelerini önemsiyor ve destek veriyor. Paylaşmasak olmazdı.

Okuyucuların tanıması için tam olarak bugüne kadar ve şimdi ne yaptığınızı kısaca anlatır mısınız?

Avukatım. Bana göre avukatlık, çözüm ustalığıdır. Mesleğimizin geleceğinde de arabuluculuk faaliyetlerinin daha geniş alanlar bulacağı hissedilir durumdadır. Nitekim devletimiz de bazı uyuşmazlıkların öncesinde arabuluculuğa başvuruyu zorunlu hâle getirecek düzenlemeler getirdi. Ben de resmi arabulucu olarak sicile kayıtlıyım. Aldığım işler, girdiğim davalar, hazırladığım sözleşmelerde de tek yönlü çalışma sisteminden ziyade ortaklaşa fikirleri alarak ve ürettiğimiz bilgileri paylaşarak çalışma konularımızı ve işlerimizi geliştirmeye gayret ettik. Önem verdiğimiz konulardan bir diğeri ise aile şirketleri, aile ofisi ve kurumsal yönetim. Ayrıca Katar, Doha’da irtibat ofisimizi açmış bulunuyoruz. GCC bölgesindeki müvekkillerimizle bu gelişmeler ışığı altında çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

"Yönlendirme önemli"

Yaptığınız işi seçmenizde yaşadıklarınız mı etkili oldu, yoksa çocukluktan gelen bir motivasyon mu?

Aslında bakarsınız, meslek seçimimde ailemin önemli bir etkisi oldu. Babam, benim avukat olmamı çok isteyerek beni yönlendirmiş ve motive etmişti. Hukuk eğitimi ağır bir eğitim ve ilgi gerektiren bir alan, maalesef ülkemizde liseden mezun bir gencin bunları kavraması çok zor. O yüzden ailelerin yönlendirmesi burada devreye giriyor. Hayat için bu kadar büyük bir kararın sadece çocuklara bırakılmasını doğru bulmuyorum. Bizim aile de babamın tüm çocuklarını onların karakterlerine uygun olarak yönlendirdiğini düşünüyorum.

Anne ve babanızın, ailenizin hayattaki seçimlerinize etkisi oldu mu?

Nasıl bir ailede büyüdünüz? Babam inşaat mühendisi, annem ev hanımı, abim doktor, ablam bankacı. Aile hayatımın seçimlerimdeki etkisine baktığımda, bana sorgulama ve araştırma motivasyonunu verdiğini görüyorum. Çocukluğumdan bugüne ailemiz birbirine zaman ayırabilen bir aile oldu. Söz hakkının verildiği, merak duygusunu harekete geçirecek şekilde dünyaya karşı ilgili, soru sormayı seven ve etkili iletişim içinde bulunan aileme çok şey borçluyum.

Ağaç yaşken eğilir, atasözüne çok inanırım. Her şeyin zamanı ve sırası vardır ve aile de toplumun çekirdeği olduğundan her şeyin başlangıcı burasıdır.

"Sosyal medya işimizde çok etkili değil"

Bugün istediğiniz yere geldiğinizi düşünüyor musunuz?

İstediğim yere geldim mi, sorusuna net bir cevap veremiyorum. Aslında bir hedef koymaktan ziyade bir yöntem geliştirmek ve bunu en iyi şekilde uygulamak hayat felsefem haline geldi. Hayat kendi içerisinde inişli çıkışlı bir serüvendir. Hiçbir şey aynı kalmaya devam etmediği gibi, her şeyin daha ileriye gideceğine dair de kanıtlanabilen bir gerçeklik yoktur. Bu düşünceyle işimi en iyi şekilde yapmaya çalışmak, müvekkillerim ve çevremden yaptığım işler nedeniyle takdir edilmek benim iç huzurumu arttıran konulardır. Saydamlık ve hesap verilebilirlik de meslek ilkelerim olarak yerlerini koruyor.

Sosyal medya yaptığınız işte ne kadar etkili?

Sosyal medyanın yaptığım işler üzerinde doğrudan bir etkisi bulunmuyor. Çünkü vekâletnameye dayanan vekil ilişkisinde avukat, müvekkili ile ilişkilerini güven içerisinde götürmek zorundadır. Sır saklama yükümlülüğü içerisinde, dürüstlük ve saygınlık içerisinde görevini yerine getirmek zorundadır. Sosyal medya insanların çoğu zaman dinlenme, vakit geçirme alanları... Sosyal medya bir avukat için ayrıca kanunlardan kaynaklanan bazı sınırlamalara tabi, reklam yasağı gibi. Bu nedenle sosyal medyanın yaptığımız iş üzerinde doğrudan bir etkisi bulunmuyor.

Yaptığınız iş dünden bugüne ne kadar değişti?

Gelişmeler avukatlığın daha çok uyuşmazlığı önleyici bir görev almaya doğru gittiğini gösteriyor. Danışmanlık faaliyetleri artmış bulunuyor, sözleşme hazırlama, gerekli ve zamanında yapılması gereken ihtarlar, izinler için başvurular, hukuki mütalaalar, risk analizi raporları da danışmanlık alanında artan konular. Ayrıca gelişen teknoloji sayesinde mesleğimiz de gelişti. Artık ofisimizden Türkiye’nin her yerinde davalarımızı açabiliyoruz. Bu büyük ve önemli bir gelişme.

Bu işte ekmek var mı? Varsa nereden başlamalı?

Kesinlikle var! Ancak her zaman şunu söylüyorum. Sizde bir ışık varsa er ya da geç karanlığı yeneceksiniz. Bu nedenle avukatlık mesleğinde de çalışkan, yenilikçi ve girişimci kimselerin başarı olmaları her zaman mümkün. İşe başlarken de mutlaka yabancı dil öğrenmeleri büyük öneme haiz. Kanuni düzenlemeleri yakından takip etmeli. Yüksek mahkemelerin kararlarını da takip etmesi günü yakalamak açısından çok önemli. Yurt dışında gelişen hukukun, yeni hukuk alanlarının takip edilmesi çok önemli. Sanat hukuku, sağlık, spor hukuku, start up hukuku gibi. Soru soran, merak eden, okuyan ve bu vizyona sahip avukatlar her zaman başarılı olurlar.

Hiç unutamadığınız bir anı var mı? Sizi çok güldüren ya da şaşırtan, belki de kızdıran?

Bir dosyamda taşıyıcı annenin doğurmuş olduğu bebeği kaçırması söz konusuydu. Biyolojik annesi Rusya’da, taşıyıcı anne de Ukrayna’dan bebekle KKTC’ye kaçmıştı. Biz biyolojik annenin avukatı olarak bebeği annesine kavuşturmak için çalıştık. Interpol’den ve polisimizden de destek alarak İstanbul’da bebeği yargı kararıyla alabildik. Bu işin takibi büyük bir serüvendi.

“Teknolojiye de ilgim var ”

Başka hangi mesleği tercih ederdiniz ya da ne yapmak isterdiniz?

Baktığım zaman teknolojiye ve yeni bir şey ortaya çıkarmaya ilgim bulunuyor. Yeni ve tekniğin bilinen durumunu aşan bir teknoloji üretmeyi ve bir girişim şirketi kurmayı hayal edebiliyorum. Sanırım eğer bir avukatlık dışında bir iş daha tercih etsem bunu girişimci olarak ifade edebilirim. Kendimi de “girişimci avukat” olarak tanımlıyorum.

Bu işte eğitimin, ilişkilerin ve tecrübenin payı size göre yüzde kaçtır?

Özellikle sizin mesleğinizde... Eğitim, bilgi ve tecrübe bir uyuşmazlığın teşhisi-tedavisi ve bunu yapmakla görevli avukat için her şeydir.

"Çocuklarım iş tercihinde kendi kararlarını verecekler"

Yaptığınız işte örnek aldığınız kim ya da kimlerdir?

Örnek aldığım hukukçulardan Sulhi Dönmezer, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Yaşar Karayalçın ve İkinci Dünya Savaşı öncesinde Atatürk’ün davetiyle Türkiye’ye gelen ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde dersler veren Alman Profesör Ernst Eduard Hirsch’dir. Hirsch’e ait “Pratik Hukukta Metod” kitabı beni çok etkilemiştir. Başucu kitabımdır. Hirsch’in anılarında

Almanya’dan Türkiye’ye gelişi ve ülkemizde özellikle Ticaret Kanunu gibi konularda göstermiş olduğu katkıları, vermiş olduğu dersleri ben de her zaman bir hayret ve ilgi uyandırmıştır.

İlerde çocuklarınız sizin yaptığınız işi yapsın ister miydiniz?

Elbette. Çocuklarımın benim yaptığım işi yapmalarını beklerim, ancak dünyamız hızlı; değişen ve gelişen bir dünya. Bu nedenle ilgi alanlarına uygun ve severek yapabilecekleri hangi iş olursa olsun onu bulmaları çok önemli. Kendi kararlarını almaları noktasında yönlendirici olacağım, ancak kesin kararlarını tabii gene kendilerine bırakacağım.