İş ilanlarının dayanılmaz hafifliği

Eleman bulmak için hazırladığımız iş ilanlar çoğu zaman aceleye gelerek ve alışılmış kalıplara göre hazırlanıyor. Peki, bu ilanlarla bulacağımız elemanların gerçekten aradığımız kişi olması mümkün mü?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ayşe Nazmiye Uça

Boş bir vaktiniz olduğunda, biz işverenlerin verdiği ilanları okuyun.

Çoğunlukla alelacele ve biraz kopya çekerek hazırlarız.

Hiç istemeden abartılmış ve şişirmece söylemleri içine yerleştiririz.

Örnek mi?

Bu anlamda hayatımıza 15 sene kadar önce girmiş bir "analitik düşünme" konusu var. Analitik düşünme kısaca bir olayı, olguyu nesnel olarak parçalarına ayırarak sistematik olarak düşünebilmek, sebep sonuç ilişkisini doğru kurabilmektir.

Bunu yapabilen kişiler ülkemizde ancak sağlam bir mühendislik eğitimini hakkıyla almış olanlardır. Peki nasıl oluyor da duygusal kavramlarla yetiştirilmiş, karşılaştığımız olaylara bu duygusal tepkilerimizle cevap verme ve bu şekilde sonuç alma eğiliminde yetiştirilmiş bir toplumun iş arayan üyeleri olarak hepimiz analitik düşünebiliyoruz?

İş ilanlarında yer alan standart özelliklere tümüyle bir göz atalım:

- Analitik düşünen
- Motivasyonu yüksek
- Takım çalışmasına yatkın
- İyi bir takım oyuncusu
- Liderlik yetenekleri olan

Düşünün, işveren analitik düşünen bir İnsan Kaynakları sorumlusunu işe alıyor. Bu işverenin Türkiye ortalamasında bir KOBİ olduğunu düşünelim. Şirket patron tarafından yönetiliyor, neredeyse kararların tümü patron tarafından alınıyor. Şirketin vizyonu da, misyonu da, şirket değerleri de yalnızca patronun kafasında. Artık bu işlerden sıkılmış; işini sahiplenen, motivasyonu yüksek, analitik düşünen bir kişiyi işe alıyor.

Ne kadar analitik olsun?

Varsayalım patronun hiç de analitik olarak irdelenmemiş bir kararı var. O gün egosunu kıran bir çalışanı işten çıkarmak istiyor. Bağırıyor çağırıyor atıp tutuyor ve "Hesabını kesin!" diyor.

İnsan Kaynakları sorumlusu bu talebe karşılık "Efendim bu şekilde işten çıkarmamız doğru olmaz, performansı yüksek bir kişi, üstelik bu davranışı haklı nedenle işten çıkarma değil, yaptığı davranış özünde hiç de mantıksız değil" derse ne olabilir?

"Ben anlamam, pazartesi onu burada görmek istemiyorum!"

"Efendim, tazminat…"

"Ne tazminatı? Tazminat mı alacakmış bir de? Çıkarın!"

Büyük bir yüzde ile İnsan Kaynakları sorumlusu bunları dile getiremez, dile getirse bile patronun böyle bir önermeye dikkat vermesi çoğunlukla beklenmez.

Hoş bazen çoğunluğun bilinç seviyesine göre bu tip davranışlar korku salacağından, bu münferit olayda şirket zarar görse bile patron haklı çıkabilir.

Peki, bu durumda neden analitik düşünen bir çalışan istiyoruz?

Patronun her dediğini yerine getirsin, patronunun haklı olduğu durumlarda sesini kesmeyi bilecek kadar analitik olsun diye olabilir mi!

Tanımların "şifre"leri...

Özgeçmişte şişirilenlerle, iş ilanlarında şişirilen özellikler karşı karşıya gelir. Özgeçmişte yazan ya da iş ilanında istenilen özelliklerin gerçekten inanarak yazıldığını sananlar ise sadece bu işlere yeni başlayanlardır.

Oysa bu tanımlamaların karşılığı şu şekilde olabilir: Analitik düşünen:

- Şirketin adresini ve posta kodunu ezbere bilir.
- Patrona ne zaman karşı çıkılacak, ne zaman susulacak bilir.
- Çıkarken kahve makinasının fişini çekmeyi akıl eder. Takım çalışmasına yatkın:
- İyi hikâye anlatır.
- Ortalama değerlere sahiptir. ? Fazla sivrilmemeyi öğreneli çok olmuştur.
- Gerektiğinde arazi olmayı bilir.
- Çok çok gerekirse sorumluluk alır. Prezantabl:
- Erkek ise uzun boylu.
- Pantolonunun dizini çıkarmamayı öğrenmiş.
- Çok sıcakta bile gömleği buruşmayan.
- Kadın ise her durumda topuklu ayakkabı ile hiç yorulmamış gibi durabilen.
- Ojesi bozulmayan.

Şaka bir yana, bu tanımlar, benim şirketimde bile ilanlarda yazılmasını durduramadığım nitelikler. Şirketimde iş ilanının tepesine hiç düşünmeden otomatik olarak bu özelliği yazan İnsan Kaynakları yöneticisine bunu niye yazdın dediğimde "Analitik düşünen bir kişiyi işe alsak çok iyi olur…" diye cevap verdi.

"Peki" dedim, "Bu ilanı okuyan kişi analitik olduğunu nereden bilecek?"

Bir kişi analitik değilse, otomatik olarak analitik olduğunu düşünecektir. Yönetici yeteneğimizin yüksek olduğunu düşünebiliriz. Çok eğlenceli bir kişi olduğumuzu düşündüğümüz gibi.

Bu nedenle iş ilanlarında aradığınız özelliklerin sadece materyal olanlarını yazmak gerek.

- Eğitim
- Tecrübe
- Uzmanlık derecesi
- Yabancı dil bilgisi
- Edindiği sertifikalar vs. gibi…

Öznel olanları ise lütfen kendinize saklayın, bunu iş görüşmelerinizde bir takım soru ve yöntemlerle anlamaya çalışın.

İş görüşmesinde bile bu soruları doğrudan sorduğunuzda aldığınız cevap karşınızdaki kişinin etik değerleriyle sınırlıdır.

Bu biraz restoranda garsona yemeklerin lezzetli olup olmadığı sormak gibi bir şey, "Vallahi biz bile yandaki lokantadan yiyoruz" diyen çok az kişi vardır.

Kişilik testleri işe yarar mı?

İşe alım sürecini teknolojiye adapte etmek ya da en azından işe alınması muhtemel adayları online çözümlenecek bir kişilik testine tabi tutmak da pekâlâ bir çözüm olabilir. Ancak burada testin niteliği kadar, testin sonuçlarını analiz edecek personelin veya siz analiz ediyorsanız sizin niteliğiniz de büyük önem taşır.

İş ilanınıza gelen özgeçmiş fazlasıyla analitik bir personelle karşı karşıya olduğunuzu gösterebilir, ancak kişilik testinde bu şahıs ya tam tersi çıkarsa? Hangisine gözü kapalı güveneceksiniz: Analizinize mi, özgeçmişe mi? Belki önce kendinize bir kişilik testi yaparak işe koyulmalısınız!

Doğru kişiyi mi, "hayalimizdeki çalışanı" mı arıyoruz?

Biz ilanı yazarken, çok iyi niyetle, işe doğru insanı niteleyen özellikler yerine hayalimizdeki çalışanı yazıyoruz. Oysa hayalimizdeki kişiyi bulma motivasyonunu kullanarak çok daha ince düşünülmüş bir ilan çıkmamız gerekiyor. Verdiğimiz ilan hangi tür karakterleri çekebilir? İstemediğimiz kişilerin doğrudan bu ilana başvurmasını engelleyecek bir yöntem var mıdır? Yoksa, adayın işverenin olmasını istediği kişi olduğunu anlatan bir beyan ile karşılaşılacak. Sonrasını biliyoruz…