Kalbim hep sanatla attı...

“Ben etrafımdaki insanlardan farklı ilgi alanlarına sahiptim ve hayallerimin peşini bırakmadım” diyen Açık Diyalog İstanbul’un kurucusu Billur Tansel, ekonomi eğitimi almış ama kendi tabiriyle “dönüp dolaşıp bütün birikimlerini bir araya getirerek ait olduğu dünyaya geri dönmüş.”

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

EMRE ALKİN

Bugün sanatla iç içe bir şekilde değer yaratan kıymetli bir hanımefendi sayfamızın konuğu oldu. Açık Diyalog İstanbul’un kurucusu Billur Tansel; çocuklar, gençler ve yetişkinler için eğitim programları, kültürel etkinlikler organize etmenin yanında çeşitli konularda sanatçılara, sanat kurumlarına ve şirketlere danışmanlık hizmetleri veriyor. Değişime liderlik edenlerden biri Billur Hanım. Hem çalışmalarını hem de tecrübelerini dinlerken, “İyi ki böyle insanlar var” dedim içimden. Paylaşmasak olmazdı...

- Okuyucuların tanıması için bugüne kadar ne yaptığınızı kısaca anlatır mısınız?

Pierre Loti Fransız Lisesi'ni bitirdikten sonra, ABD-Virginia'daki Mary Washington Üniversitesi'nin ekonomi ve felsefe bölümlerinden çift anadal ile mezun oldum. Sonra da Sorbonne ve Dauphine üniversitelerinin ortak MBA yüksek lisansını tamamladım. 2006 yılında Yeditepe Üniversitesi İletiş im Fakültesi Görsel İ letiş im Tasarımı Bölümü'nde araştırma görevlisi olarak kariyerime baş ladım. Burada ikinci yüksek lisansımı görsel iletiş im tasarımı alanında tamamladım. 2008-2016 senelerinde Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmanın yanı sıra Istanbul’da Casa dell’arte ve 44A gibi sanat galerilerinin direktörlüğü ve ayrıca Bodrum’daki Casa dell’arte Art Hotel’in sanat direktörlüğü görevlerinde bulundum. Türkiye’de ve yurtdış ında birçok serginin küratörlüğünü yaptım. Sanat dergilerinde ve kitaplarında yazılarım yayınlandı. 2011-2014 arasında Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi'nin direktörü ve küratörü olarak görev yaptım. 2015'te Açık Diyalog İstanbul’u kurdum.

- Yaptığınız işi seçmenizde yaşadıklarınız mı etkili oldu, yoksa çocukluktan gelen bir motivasyon mu?

Yaşadıklarım, farklı alanlarda aldığım eğitimler, ilgi alanlarım, çocukluktan gelen motivasyonlarım... Her şeyin birbirine bağlı olduğunu düşünüyorum. Bizi biz yapan tüm bunlar, yapmayı seçtiğim iş de benim hayatıma açılan bir pencere gibi düşünülebilir. Birçok farklı alanda eğitim aldım ama eğitim ve sanat daima önplanda oldu benim için.

- Anne ve babanızın, aile bireylerinizin hayattaki seçimlerinize etkisi oldu mu?

Evet ve hayır. Ben etrafımdaki insanlardan farklı ilgi alanlarına sahiptim hep ve hayallerimin peşini bırakmadım. Sanata olan yoğun ilgim küçük yaşlarımda ortaya çıktı. Geceleri uyumaz, sabaha kadar resim yapardım. Liseden itibaren sergilerim oldu ama lise biterken ailem beni sanat yerine daha farklı alanlara yönlendirmeye çalıştı. Ben de babam gibi ekonomi eğitimi aldım ama gene de döndüm dolaştım, bütün birikimleri bir araya getirerek ait olduğum dünyaya geri döndüm. Benim kalbim hep sanatla attı. Ailem sayesinde farklı alanlarda eğitim alma, kendimi yetiştirme ve geliştirme imkânım oldu.

“Destek olmadan marka yaratmak kolay değil"

- Bu işi yapmaya ne zaman karar verdiniz? Bugün istediğiniz yere geldiğinizi düşünüyor musunuz?

Çalıştığım kurumlarda hep belli çerçeveler vardı, ben yapmak istediğim ve gerekli olduğunu düşündüğüm projeleri kendi inançlarım ve vizyonum doğrultusunda gerçekleştirmek istiyordum. Kendi işimi kurmak bana belli bir ölçüde bu imkânı sağladı. Bugün geldiğim yer benim hayat boyu aldığım eğitimlerin, ilgi alanlarımın, tecrübelerimin ve hayallerimin birleştiği sentez noktası bir yerde, tabii hiçbir destek olmadan bir marka yaratmak ve onu belli bir noktaya taşımak kolay değil.

- Sosyal medya yaptığınız işte ne kadar etkili?

Sosyal medya yaptıklarımızı daha fazla insana duyurmak için büyük bir önem ve değer taşıyor. Sosyal medyada vizyon, misyon ve gerçekleştirdiğimiz programları doğru şekilde tanıtmak çok önemli.

- Yaptığınız iş dünden bugüne ne kadar değişti?

2015’te Açık Diyalog İstanbul’u göçebe bir proje olarak kurmuştum, farklı kurumlar etkinliklerimize ev sahipliği yaptılar. 2016 'da ofisi kiraladıktan sonra daha profesyonel bir boyut kazandı. Kimlik ve marka için bir adres gerekli. Bir markayı yaratmak, farklı bir noktaya taşımak çok büyük emek ve çalışma gerektiriyor. Bugün ismimiz artık birçok farklı çevre tarafından biliniyor ve projelerimiz takip ediliyor.

- Başka hangi mesleği tercih ederdiniz ya da ne yapmak isterdiniz?

Bu işim şimdiye kadar elde ettiğim tüm bilgi birikimim ve deneyimlerimin bir füzyonu oldu diyebilirim. Yapmak isteyebileceğim her şeyi Açık Diyalog İstanbul çatısı altında yapabiliyorum: Küratörlük, danışmanlık, eğitmenlik, sosyal sorumluluk projeleri, sanatçılara ve öğrencilere rehberlik.

"Fark yaratan vizyonerleri örnek alırım"

- Hiç unutamadığınız bir anı var mı? Sizi çok güldüren ya da şaşırtan, belki de kızdıran?

2016 yılının nisan ayında Open Space Istanbul ile ortak bir proje gerçekleştirmiştik, ismi “Göçebe Bedenler”di. Proje üç gün süren seminerler dizisinden ve bir performanstan oluşuyordu. Seminerleri verecek akademisyenler İtalya, Yunanistan, Almanya’dan gelen performans sanatçıları idi. Bize bu projeler için birkaç kurum destek oldu ve ev sahipliği yaptı. Performans için sanatçılar 200 kilogram kırık ayna istediler, bu kırık aynalar ve kullanılacak diğer malzemeler için onay alındı. Malzeme tedarik edilip bir depo tutularak orada muhafaza edildi. Etkinlik gününe 2 gün kala kurum karar değiştirdi ve camı kabul edemeyeceklerini yerine gül dikeni kullanılmasını önerdi. Projede cam parçaları bir konteyner içinde sergilenecekti, kimseye zararı yoktu, sanatçılar malzeme değişikliğini kabul etmedi. Ne yaptıysak kurumu ikna edemedik, sanatçılar bu malzeme yerine başka malzeme kullanmayı kabul etmedi. Camı bulmak için, depo kiralamak için verdiğimiz tüm emekler ve masraflarla kala kaldık. Performans ise sanatçıların motivasyon düşüklüğü sebebiyle bambaşka bir şeye dönüştü.

- Yaptığınız işte örnek aldığınız kim ya da kimlerdir?

Benim kendime örnek aldığım kişi ve kurumlar her şeyi en doğru, etik ve profesyonel şekilde yapanlar oldu daima. Steve Jobs gibi, yenilikçi düşünebilen, etrafındakilerin hayatlarına değer katan ve fark yaratan vizyonerler.

Eğitim, ilişkiler ve tecrübe bir bütünü oluşturuyor

- Bu işte eğitimin, ilişkilerin ve tecrübenin payı size göre yüzde kaçtır?

Özellikle sizin mesleğinizde... Bu işte eğitimin, ilişkilerin ve tecrübenin payı eşit oranda önemli ve hep birlikte bir bütün oluşturarak yüzde yüzü tamamladığını söyleyebilirim.

- Bu işte ekmek var mı? Varsa nereden başlamalı?

Hiçbir zaman ticari bir motivasyonum olmadı hayatımda, sadece yapabildiğim şeyleri hep daha yukarı taşımak ve en iyi şekilde yapmak için çalıştım. Etrafa bakmak yerine, kendi yapmak istediğime konsantre oldum. Sanırım bu sorunun cevabı şu: İnsan sevdiği yolda giderse, kendi yolunu çizebiliyor zaman içinde. Bunun için bir tek formül yok. Bu projeyi başlattığım 2015 senesinde ticari boyutunu fazla düşünmedim, ama şimdi artık proje kendisini çevirmeye başladı.

Bu konularda ilginizi çekebilir