“Moda, çocuk yaştan itibaren içime işledi”

Hem psikoloji hem de moda tasarımı eğitimi alan Rabia Kurşun “Üretmek, yeni bir şeyler tasarlamak, yaratıcılığımı kullanabilmek ve sürekli daha iyisini yapabilme isteği en büyük motivasyonum” diyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

EMRE ALKİN

Bugünkü konuğumuz geçtiğimiz sene kendi adını taşıyan ve baştasarımcısı olduğu hazır giyim markasını kuran Rabia Kurşun... Üniversitede psikoloji okumuş, ardından da hem moda tasarımı eğitimi almış, hem de bu işi kendi fabrikasında deneyimlemiş. Çocukluğundan beri içine işlemiş olan tasarımcı ruhuyla mutlu olduğu işi yapmaya başlamış... Biz de ünlü tasarımcıyla bu işe nasıl başladığı, moda tasarımcısı olmak için atılması gereken adımları ve daha pek çok şeyi konuştuğumuz samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Bir yandan anlattı, diğer yandan tasarım yapmaya devam etti. Paylaşmasak olmazdı...

- Bugüne kadar neler yaptınız ?

İstanbul’da doğdum ve büyüdüm. Üniversiteyi psikoloji alanında tamamladım. Üniversitede okurken bir yıl moda tasarımı üzerine profesyonel eğitim aldım. Evli ve iki çocuk annesiyim. Üniversiteden sonra beş yıl aile ve çift terapisinde uzmanlık eğitimi aldım. Bir süre kendi alanımda çalıştıktan sonra ilk kızım doğduğunda mesleğime ara verdim, kızım bir b uçuk yaşına geldiğinde sektör değiştirip, kendi tekstil firmamı kurup sonrasında iki yıl boyunca kendi firmam için çalıştım.

İki sene kadar ara verdikten sonra tekstil ve modaya uzun zamandır altyapısını hazırladığım kendi ismim “Rabia Kurşun” ile dönmüş oldum. Bir yılı aşkın bir zamandır kendi hazır giyim markamda baştasarımcı olarak yoğun bir şekilde çalışıyorum.

"Tesktilci bir babanın kızıyım"

- Tasarımcı olmaya sizi iten ne oldu?

Tekstilci bir babanın kızı olarak küçük yaştan itibaren kumaşların ve imalatın içinde büyüdüm. Eşim ise Türkiye’nin sayılı deri sanayicilerinden biri. Tekstil ve moda çocuk yaştan itibaren içime işledi diyebilirim. Üretmek, yeni bir şeyler tasarlamak, yaratıcılığımı kullanabilmek ve sürekli daha iyisini yapabilme isteği en büyük motivasyonum.

- Nasıl bir ailede büyüdünüz?

Koşulsuz sevgiyi ve güven duygusunu sonuna kadar hissettiren, küçük yaştan itibaren küçük küçük sorumluluklar vererek beni ayakları yere sağlam basan değerler ile tanıştıran ailemdir.

İşin mutfağında geçen günler

- Nasıl başladınız tasarımcılığa ?

Üniversitede okurken ikinci sınıfta çift anadal yapıp moda tasarımı okumaya karar verdim, fakat psikoloji ile ortak derslerin çok az olduğunu ve okulu iki yıl uzatmam gerektiğini öğrendiğim gün vazgeçtim. Okul bittikten sonra işi mutfağında, kendi fabrikamızda deneyimledim; üretim anlamında bütün alanlarda beş yıl bilfiil çalıştım. Yirmili yaşlarda kendi ismim ile markalaşmak fikrinin olgunlaşması gerekiyordu. Geçen sene kendimi hazır hissettiğimde 2016 Sonbahar / Kış sezonu için 15 parçalık küçük bir kapsül koleksiyon hazırlayarak iç piyasaya sundum.

"Sosyal medyaya 'yatırım' yapıyorum"

- Sosyal medya hakkında ne düşünüyorsunuz? Sosyal medyanın gücü azımsanmayacak kadar fazla. İlk günden itibaren aktif bir şekilde sosyal medyayı kullanıyor ve sosyal medyaya yatırım yapıyorum.

“Sürekli kendini yenileyen bir alan..."

- Tasarım ve moda dünden bugüne ne kadar değişti?

Moda endüstrisi sürekli kendini yenileyen bir alan, buna ayak uydurmak için trendleri bir yıl öncesinden takip ediyorum. Çıkardığım koleksiyonlarda ilk günden beri stilinden şaşmayan, zamansız parçalara yatırım yapan ürünler hazırladığım gibi, bir grup da "daha trend" ürünler oluyor.

- Başka bir iş yapmak ister miydiniz?

Şu an beni çok mutlu eden bir iş yapıyorum.

- Bu işte ekmek var mı ?

Moda endüstrisinde çalışmak isteyen kişiler için söyleyebileceğim, önce çok iyi bir eğitim almalı, sonra kendilerini deneyimlemeleri için sektörün içinde bir süre staj yapmalılar.
Kişi o staj sürecinde kitaplarda öğrendiği bilgiyi realize edebiliyor.
Son olarak, moda endüstrisinin hangi alanında çalışacaklar ise o alanda kendilerini olabildiğince geliştirmeliler.

Bilgi sahibi olmak çok önemli

- Eğitim, tecrübe ve çevre... Bunlardan hangisi etkili yaptığınız işte?

Samimi olarak söylemek gerekirse, bence hepsinin payı eşit. Birinden biri eksik olunca işler yürümüyor. Neticede ürününüzü tasarlarken bu konuda çok bilgili olmalısınız, kişi ne kadar çok bilgi sahibi ve işinde yetkin olursa o kadar güzel tasarımlar ortaya çıkar. Bu, kumaş seçiminden tutun da ürünün kalıbına kadar geçerli. Ürününüzü satmanız için “network” dediğimiz ilişkilerin payı çok büyük, bu şekilde insanlara ulaşabiliyorsunuz. Tecrübe ise geçen yıllardan ders alıp daha iyisini yapmak isteği ile her yıl sizi daha ileriye taşıyor.

- Kimleri örnek alıyorsunuz?

Beğendiğim tasarımcılar çok fazla, fakat özellikle örnek aldığım biri yok. Kendi bildiğim, hissettiğim yolda ilerliyorum.