Muhteşem geleceğin peşinde: Elon Musk

Ünlü girişimcinin biyografisi, insanoğlunun yapabileceklerinin sınırının sadece kendi aklı ve hayal gücü olduğunun altını çizen bir yapıt.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AYŞE NAZMİYE UÇA

Biyografileri neden okursunuz?

Bu renkli ve başarılı kişilerin, neden başarılı olduklarına ilişkin bir içgörü yakalamak için çoğu zaman.

Ben de tam bu nedenle “Elon Musk” (*) isimli kitabı aldım. Okumamın hemen başında biyografiyi kaleme alan Ashlee Vance’in işinin oldukça zor olduğunu anladım. Zaman zaman anti-kahraman olabilen, günümüzün belki de en renkli girişimcisinin biyografisini yazmak oldukça cesaret gerektiriyor çünkü.

Steve Jobs’tan sonra teknolojinin çıtasını yukarıya çıkarmayı başarmış ve onunla karşılaştırmaya eşdeğer olan, dünyayı iyi yönde değiştirecek biri çıkmamıştı. Ancak Elon Musk etki alanını uzaya ve Mars’a doğru genişletmiş durumda. İnsan ırkının, geleceğini korumak adına Mars’ta kolonileşmesi gerektiğini düşünüyor ve bu konuda ciddi.
Elon Musk’ın PayPal’ın satışından sonraki girişimleri Space X, Tesla, Solar City. Her bir girişimi dünyamızı değiştirecek cinsten. Space X hem Amerika’nın hem Rusya’nın halen 70’li yılların teknolojileri üzerine yenilik getirmeyen roket sistemlerini muhteşem bir geleceğe taşıyor, üstelik devletlerin harcadığı bütçenin onda biri düzeyinde ucuzlatarak. Bu gelişimler uzay teknolojilerini ulaşılır ve denenebilir hâle getirerek bambaşka Ar-Ge çalışmalarını mümkün kılıyor. Artık onun müşterisi olan NASA ve onun sayesinde Amerika’nın başka ülkelere bağlı olmaksızın sürdürülebilir uzay araştırmaları mümkün.

Küresel ısınma...

Bunları nasıl gerçekleştirdiğini bir parça olsun anlamak ve bir şeyin mümkün olmadığını düşünmenin sadece kendi aklımızla sınırlı olduğunu farkedebilmek için Elon Musk’ın hayatını konu alan bu biyografiyi okumak gerekiyor. Ancak, kendi adıma hayranlık duyduğum başarısı küresel ısınma konusunda yaptıkları.

Küresel ısınmanın karşısında devletlerin kalıcı yatırımlarda bulunamaması ne yazık ki normal. Demokratik olmayan ülkelerde küçük grupların çıkarlarının, uzun dönemli bir öngörü ile enerji harcaması zaten düşünülemez. Ancak parlementer demokrasilerin de seçim kaygısı ile uzun dönemli hedefl ere odaklanmaması ve bu ve benzeri birçok nedenle, dünyamızın geri dönülemez bir gidişe sürüklenmesi konusunda neredeyse umutsuz olan biri olarak; Elon Musk’ın bu konuda yaptıkları düşünce kalıplarımızı değiştiriyor diyebilirim. Küresel ısınmaya karşı yapılan gösteriler, kitlesel eylemler ve benzeri insiyatifl erle yüzbinlerce kişi bu konuda devletlere karşı çabalar ortaya koyuyor. Ve sadece bir kişi, Elon Musk isimli bir kişi çıkıyor ve tabu olmuş, devletlerin neredeyse hepsinin katı baktığı bir konuda kitlelerin, devletlerin başaramadığı, tüm insanlığın geleceğini etkileyecek bu konuda çok büyük, kalıcı, sürdürülebilir bir adım atıyor. Önce Tesla şirketi ile elektrikli otomobil üretimini başka bir katmana taşıyor. Hız ve performans yönünden alıştığımız otomobilleri de geride bırakıyor. 2003 yılında kurulmuş olan Tesla Motors, pazarın 4. büyük şirketi konumuna gelmiş durumda. Model S, Model X ve Model 3 kullanıcıları araçlarını kendileri için oluşturulmuş şarj istasyonlarından çok kısa sürede şarj ediyor ve karbon salınımı yapmıyorlar doğal olarak. Üstelik Tesla kullanıcılarına da hep ücretsiz olacak bir hizmetten bahsediyoruz.

Peki elektriği nasıl üretiyor?

Musk; Tesla Motors ile sağladığı başarının ardından, diğer otomobil şirketlerine karşı sağladığı üstünlüğü korumaya çalışmak yerine Tesla’nın tüm patentlerini açık kaynak yapacağını duyuruyor. İlk duyurusunda bunun bir gösteri olduğunu düşünen çok kişi oldu. Ancak Musk sadece başka otomotiv şirketlerinin de elektrikli arabalar üretmesini ve insanlığın geleceğinin devamının buna bağlı olduğunu düşünüyor. Peki elektriği nasıl üretiyor? Elektriği temiz enerji kaynağından üretmek için Solar- City şirketini kurarak tüm dünyaya örnek oluyor.
Bu çok yönlü karakteri uzun uzadıya ele almak lâzım aslında, ancak akılda kalıcı bütün yönlerini yazacak olsaydım, bu yazı muhtemelen sayfalarca sürerdi… Onunla ilgili en kritik detayı ise, biyografisinden hareketle ortaya koyarak bu yazıyı noktalamak istedim: Bunları dünyanın en zengin adamı olmak için yapmıyor. İnsanlık için iyi olduğuna karar verdiği hedefl ere ulaşmak için zengin olmak istiyor.

(*) Elon Musk: Tesla, SpaceX ve Muhteşem Geleceğin Peşinde, Ashlee Vance, Buzdağı Yayınları

Zor olan doğru soruyu bulmak

Elon Musk’ın hayatında en etkileyici bulduğu kitaplar J.R.R. Tolkien’in “Yüzüklerin Efendisi”, Isaac Asimov’un Vakıf Serisi, Robert Heinlein’ın “The Moon is a Harsh Mistress” eseri ve Douglas Adams’ın “Otostopcunun Galaksi Rehberi” imiş. Bu eserler arasında onda en çok etki bırakan ise, 80’li yıllarda bestseller olan ve hâlâ büyük bir okuyucu kitlesi tarafından okunan "Otostopçunun Galaksi Rehberi" olmuş. Bu kitap; hayatta en zor şeylerden birinin, hangi soruların sorulacağını belirlemek olduğuna işaret ediyor. Elon Musk soru sorma konusunda şunu söylüyor: “Bir kere soruyu belirlediğinizde, sonrasında cevabı almak nispeten daha kolaydır. Hangi soruların sorulacağını daha iyi anlamak için insan bilincinin kapsam ve ölçeğinin genişletilmesini gerçekten arzulamamız gerektiği sonucuna ulaştım.” (*)
(*) Sayfa 36

Zeki insanlar daha çok çocuk yapmalı

Elon Musk’ın beş çocuğu var ve halen daha fazla çocuk sahibi olmayı düşünüyor. Birbirini takip eden zeki nesillerin daha az sayıda çocuk sahibi olmasının dünyanın geleceği açısından çok iyi olmadığını söylüyor. Şöyle diyor “Ben sadece zeki insanların çocuk sahibi olması gerektiğini söylemiyorum, zeki insanların da çocuk sahibi olmaları gerektiğini söylüyorum. En azından kendi yerlerine geçecek sayıda çocuk sahibi olmalılar. Ve ayrıca birçok zeki kadının bir çocuğu olduğunu ya da hiç çocuğu olmadığını farkettim. Bu muhtemelen iyi bir şey değil diye düşünüyorsunuz” (*)
(*) Sayfa 412