“Sayısal dönüşümü” okuma tarzımız “değer üretme düzeyimizi” belirliyor

Sayısal teknoloji “büyük veriyi” yarattı. Büyük veri de, “insan doğasını” anlamayı kolaylaştırdı. “Büyük sayılar yasası” insanların değer, beklenti ve davranışlarını yüzde 90’a yaklaşan doğrulukta belirleyebiliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

RÜŞTÜ BOZKURT

İŞ’LE Buluşmalar Toplantılarının 42’ncisini Adana’da yaptık. İŞ’LE Buluşmalar toplantılarının ayırt edici özelliği, konuların ve katılımcıların seçimine gösterilen özen. Ön toplantılarda, ana temanın belirlenmesi, bilgilerini paylaşacak olanların saptaması konusunda gerekli emek ve zaman harcanıyor. Konuşmacılar alanlarında uzmanlığını kanıtlamış insanlar arasından seçiliyor. Toplantılar, bayrak göstermek için değil, değer üretmek için düzenleniyor.
İŞ’LE Buluşmalar'ın 42 toplantısının tanıklarından biriyim. Bu uzun soluklu ilişkiye güvenerek söylediklerimin “yakınma” olarak algılanmayacağını umuyorum. Söylenenler “durum değerlendirilmesi” sınırları içinde yorumlanmalı.

Adana’ da yapılan İŞ’LE Buluşmalar toplantısında anlattıklarımın özetini bu yazı metninde paylaşacağım. DÜNYA ve Hürriyet’ de toplantıya ilişkin haberler yer aldı. DÜNYA’ da anlattıklarım şöyle yansıdı: “Yeni bir dünya kuruluyor. Bizler de yeni dünyada nasıl konumlanacağımızı sormamız lazım. Dijitalleşme önümüzdeki 5 yılımızı inanılmaz derecede değiştirecek. Zaman anlayışımız değişecek.”

Şeytan ayrıntıda saklıdır

Gazetemizdeki kısa haberi okuyunca, Orhan Pamuk’un genellemesini anımsadım:

“Kısa mesajla iletişim kurarsınız, ama asla düşünce geliştiremezsiniz!”

Anlattıklarımız, gazete haberi sınırları içinde özetin de özeti aktarılınca, ne demek istediğimiz; tam olarak yansıtamıyor.

Şeytan ayrıntıda saklanır. Adana toplantısında bireylerin, toplulukların, toplumların ve giderek insanlığın yaşamını kısa zamanda köklü biçimde dönüştüreceğini düşündüğüm dokuz “niteliksel gelişmeyi” paylaştım. Bu yazıda anlattıklarımın geniş özetini sizlerin eleştirilerine açıyorum:

1. Bağlantı, iletişim ve işbirlikleri potansiyellerininin etkileri: Sayısal teknolojideki gelişmeler mobil iletişim teknolojisini bir yeni kuşağa taşıdı. Bir önceki kuşak 4G aşamasında saniyede 100 megabit bağlantı yapıyordu. Bugünün standardı olan 5G ise saniyede 1000 megabit bağlantı olanakları sağlıyor. Bu kapasite, bir kilometre karelik 1 alanda bir milyondan fazla aracın bağlanması, uzaktan kontrolü, karşılıklı etkileşimle yeni bir ekosistem oluşturulması anlamına geliyor. Bağlantı sağlamak, kesintisiz iletişim yapabilmenin de önünü açıyor. Kesintisiz iletişim, ön-denetim, ara-denetim veya son-denetim yapabilmeyi geride bırakarak, iş yapmanın amentüsü olan süreçleri bütün aşamalarında denetleyebilme anlamına geliyor. Sürekli gözetleme ve denetleme her anlamda atık ve kalıpların minimize edilmesinin önünü açıyor. Son çözümlemede verimlilik sınırları genişliyor; vakit ve nakit kazancı sağlıyor.
Kesintisiz bağlantı ve iletişim, aynı zamanda uygun ortaklarla erişme, eşleşme ve sinerjik işbirlikleri yapabilme potansiyelidir.

Bağlantı, iletişim ve işbirliği potansiyellerin üretim ve bölüşüm ilişkilerinin olası etkilerini sorgulamayan ve o etkileşimin yaşam biçimi ve yaşam tarzı değişmelerini öngörmeyen - yandaki kutuya bakınız- bir tartışma içgörüleri güçlendirmez ve karar vermeli kolaylaştırmaz.

2. Teknolojinin insanın çıplak gücünün ötesinde kas gücü ve zihin gücünü artırması: Sayısal teknolojilerin olası etkilerini, genel ve kategorik düzlemden, günlük yaşama indirgemeliyiz. Sayısal teknoloji insanın çıplak gücünü aşan erişebilme, ölçme, sayma, veriye dönüştürme, kümelendirme ve eşleştirme; ayıklama, işleme, ayarlama ve kalibrasyon, etiketleme, raporlama ve dağıtma fırsatlarını giderek artırıyor. Sayısal teknolojinin yarattığı büyük veri, Büyük Sayılar Yasası’ ndan yararlanmamızı sağlıyor; buda olasılıkları yüzde 90’ları aşan bir tutarlılıkla öngörebilmemizi mümkün kılıyor. Selçuk Şirin’in paylaştığı gibi, 68 beğeninizi analiz eden algoritma sizin ırkınızı, inancınızı ve siyasi tercihinizi yüzde 85 doğrulukta belirliyor. Sadece 70 beğeninizi analiz eden algoritmalar sizi arkadaşlarınız kadar tanımlayabiliyor. Eğer 150 beğeniniz uygun bir algoritma ile analiz ederlerse sizin değer, beklenti ve davranışınızı anne ve babanızdan daha iyi öngörmek mümkün oluyor. Sizin 300 beğeninize erişilirse, hayat arkadaşınız kadar sizi tanımak mümkün oluyor. Sayısal teknolojinin insan doğasını bu denli iyi tanımlayabilme fırsatları; değer, beklenti ve davranışlarımızı anlaşılmasını kolaylaştırıyor. Yaşam tarzımızı yönlendirme konumunda olanların fırsatlarını artırıyor. Rekabet sistemi ve rakip stratejilerine erişme yol ve yöntemleri köklü biçimde değişiyor. Üretim ve ticaret yapmanın karşılıklı etkileşim biçimleri yeniden tanımlanıyor. Sayısal teknoloji sorgulanırken, asıl tartışılması gereken konular nitelik dönüştüren bu konular olmalı.

3. Sosyal, mekansal, zamansal, deneysel ve psikolojik mesafe algısının değişmesi: Sayısal teknoloji, insanlar arasındaki sosyal mesafeleri değiştirdiği gibi, bugün ile yarın arasındaki zamansal mesafeleri; buralar ile uzaklar arasındaki mekansal mesafeleri; düşlediklerimiz ile onları hayata taşıdığımız uzaklığını anlatan deneysel mesafeleri ve hepsinin bileşeni olan psikolojik mesafeleri değiştiriyor ve yeniden tanımlıyor. Sayısal teknolojinin olası etkilerini kavramak istiyorsak mesafe algısı üzerinde etkilerini kavramak ve alternatif önlemleri almak zorundayız.

Üç boyut ve pazarlama

4. Sanal ikiz ya da artırılmış gerçekliğin radikal dönüşüm potansiyeli: Sayısal teknolojinin bugün ulaştığı düzlemin daha önce üç boyutlu yaşamımızı iki boyutlu çizim ve görsellerle anlatmadaki kısıtlarımızı da ortadan kaldırıyor. İki boyutlu anlatımla, fiziki dünyanın üç boyutluluğu arasındaki çelişki, anladımda ciddi bir soyutlama gerektiriyordu. Sayısal teknolojinin gündeme getirdiği artırılmış gerçeklik, söz konusu boşluğu doldurarak, içgörüleri güçlendirdi; karar vermeyi kolaylaştırdı.

Üretim ve bölüşümün hemen her alanında karar çerçevelerini ve süreçlerini etkileyen artırılmış gerçekliği kavramadan rekabet gücü yaratabilmemiz çok zor.

5. Uzaktan kontrol potansiyelinin üretim ve bölüşümü yeniden yapılandırması: Bağlanabilirlik ve eşanlı iletişimin üretim ve bölüşüm aşamasındaki bütün yapıları, yapıların içine hayat dolduran işlevleri yeniden tanımlıyor. Her işin “elimizin menzili altında olması” ihtiyacı kalmıyor. ABD’nin ünlü bir hastanesi ile ülkemizdeki Başkent Hastanesinin birlikte bir karaciğer nakli yapabilme olanaklarına sahip olduğu bir aşamadayız.

Sayısal teknolojinin yarattığı “uzaktan kontrol olanakları” tedarik aşamasından dönüştürmeye, lojistikten satış ve pazarlama etkinliklerine ve satış sonrası hizmetlere ciddi etkiler yaratıyor.
Endüstri 4.0 aşaması ya da sayısal teknoloji dönüşümlerinden söz ettiğimizde, uzaktan kontrolun verimlilik düzeylerine ve rekabet gücü yaratmaya olası etkilerini de dikkate alan bir analize ihtiyaç var.

6. Yeni malzeme kombinasyonları, üç boyutlu baskı ve eklemeli üretimin olası etkileri: Yarı iletken teknolojisindeki gelişme, bilgisayar bellek ve işlem kapasitelerinin artması, algoritmaların gelişmesi insan performansının sınırlarını alabildiğine genişletiyor.Otomasyon uygulamaları hızla otonom uygulamalara taşınıyor. Bugün her yere, herşeye bağlanabiliyoruz. Kesintisiz iletişimle, ölçebiliyor; ölçtüklerimizi sayılara dönüştürüyoruz.Sayıları uygun yöntemlerle ham veri haline getirebiliyoruz. Verileri kümeler haline getirip eşleştirerek anlamlandırıyoruz. Veri işleme aşamasanda ayıklama yapabiliyor; ayarlayarak- kalibrasyon- etiketleyebiliyoruz. Etiketlenmiş verilerden raporları üretiyor; onları uygun biçimde paketleyerek paylaşabiliyoruz. Bütün bu gelişmeler yeraltı ve yerüstü zenginlikleri daha iyi tanımlamamısını sağlıyor. Tanımlar yeni sentezlere ulaşarak yeni malzemeler üretmemize yardımcı oluyor. Yeni malzemeler ve ürünlerde yeni malzeme kombinasyonları, üç boyutlu baskı ve eklemeli üretim tekniğiyle bireyselleşmeyi alabildiğine hızlandıran bir üretim yapısına doğru ilerliyor.Bu yeni oluşumu iyi kavramadan küresel rekabette doğru bir konumlanma yapamayız.

7. Çalışan ve müşteri birikimlerinin, iç ve dış süreç değişmelerinin ve inovasyon algısının değişmesi ve uyum sorunumuz: Sayısal teknolojinin yarattığı ulaşabilirlik ve erişebilirlik, çalışanlarımızı daha iyi tanıma fırsatları yaratıyor. Müşterileri arkadaşlarından, anne-babalarından ve hayat arkadaşlarımızdan daha iyi anlamama ve tanımlama olanakları sunuyor. Dünya genelindeki iş süreçlerini daha ayrıntılı izleyebiliyor; kendi iç süreçlerimizi yetkinlikle tanımlayabiliyor; inovasyonlarımızı küresel bir karşılaştırmanın süzgecinden geçirebiliyoruz.
Küresel rekabeti kazanmak için başlıklar halinde değinilen değişim ve dönüşümün “farkındalık düzeyimiz” hayati önem taşıyor.

Eğitimin tanımı değişecek

8. İşgücü profillerinin değişmesi ve eğitim ihtiyacının yeniden oluşumu: Sayısal teknoloji ürünlerin doğasını değiştiriyor. Süreçlerin yapısı ve işlevi köklü biçimde farklılaşıyor. Bu yapı içinde “insanın iş’le bağlamı” değişiyor.Bu bağlam farklılaşması, eğitim-öğretim, kariyer geliştirme, mutluluk gibi insanı her alanda derinden etkiliyor. Sayısal teknoloji, insanların uzun yılların gelenek, görenek ve alışkanlıklarını dönüştürüyor.Biz eğer bir uyum sorunundan söz ediyorsak, değişim ve dönüşümü 360 derecelik bir bakış açısıyla sorgulamalıyız…

9. Verimlilikte ve odaklılıkta yaratılmak istenen sonuç: Vakit ve nakit kazancı: Teknolojik değişimlerin nihai amacı insan yaşamını kolaylaştırmaktır. İnsanın maddi ve kültürel zenginliğini artırma çabaları da yaşam kolaylığını sağlar… Geleceğin rekabetinin “verimlilik- odaklı” olacağını düşünen herkes, sayısal teknolojinin sosyoekonomik bütün etkilerini birlikte değerlendirmeli…

Başlıklar halinde paylaştığımız konuların ayrıntılarını başka yazılarda tartışacağız. Sayısal teknoloji gerçeğimizi iyi anlamak zorundayız.

Bu konularda ilginizi çekebilir