“Yenilenebilir enerji marjinal değil, esas çocuk”

Özgül Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Özgül, “Yenilenebilir enerji artık kendini ispat etmiş, kârlı ve sürdürülebilir bir enerji pazarı yaratmıştır” diyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

EMRE ALKİN

Bugünkü konuğumuz enerji sektöründe özellikle yenilenebilir projeleriyle öne çıkan makine mühendisi Ömer Faruk Özgül. Kariyerine bir inşaat şirketi olan STFA Group ile başlayan Ömer Faruk Özgül, pek çok farklı basamaktan sonra, Türkiye’nin önde gelen şirketlerine enerji projeleri geliştirme, proje yönetimi, mühendislik çözümleri ve enerji portföy yönetimi hizmetleri sunan Özgül Holding’i kurmuş ve başta yenilenebilir enerji olmak üzere, kendi geliştirdiği enerji projelerini hayata geçirerek enerji üretmeye başlamış. Kendisiyle kariyerinden, yenilenebilir enerjiden, enerji sektöründen ve daha pek çok şeyden bahsettiğimiz samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Paylaşmasak olmazdı...

Okuyucuların tanıması için tam olarak bugüne kadar ne yaptığınızı kısaca anlatır mısınız?

Bilirsiniz; mühendisler geçmiş ve şimdiki zamanla konuşmayı, iktisatçılar gelecek zamanla konuşmayı sever. Makine mühendisiyim. STFA’da iş hayatına başladım. Sonrasında gemi inşaat sektöründe hissedar ve yönetici olarak tersanecilik yaptım, burada o döneme kadar Avrupa’ya yapılmış en büyük ihracatı Almanya’ya yaptık. 2000 yılından bu yana enerji sektörüne adım atıp proje geliştirme, proje yönetim firması kurarak enerji sektöründe yer almaya başladım. Proje yönetimi olarak başlayan enerji sektörü yolcuğundan şimdi de kendi santrallerimizi hayata geçirmeye hazırlanan bir firma konumuna yükseldik. Önümüzdeki yıllarda kendi kurulu gücüne sahip yerli ve milli elektrik üreten bir firma olmak için çalışmaya devam ediyoruz. Yatırımlarımız temiz ve yeşil enerji, öncelikle rüzgâr üzerine, fakat geliştirdiğimiz güneş projelerimiz de portföyümüzde bulunmakta.

Yaptığınız işi seçmenizde yaşadıklarınız mı etkili oldu, yoksa çocukluktan gelen bir motivasyon mu?

Tesadüflerin etkisi elbette var. Ancak çalışarak ve üreterek kazanmayı prensip edinen ve seven bir yapım olduğu için çalıştığım sektörlerde seçimlerimde bu prensibin etkisi oldu.

“Şimdiki nesiller bilgi yerine, bilgiye kolay ulaşmayı öğreniyor”

Anne ve babanızın, ailenizin hayattaki seçimlerinize etkisi oldu mu?

Nasıl bir ailede büyüdünüz? Memur çocuğuyum. Anadolu’da gezmediğimiz bölge kalmadı diyebilirim. İlkokulu 3 yerde okudum. Babam her geçen gün daha çok hayranlığımı kazanıyor. Ülkemin yükselmesinde temiz tuğlalardan biridir babam. Ailemin en önemli etkisi, bizi bilgiye saygı ve bilmek prensibiyle yetiştirmeleri oldu. “Ansiklopedi” ile büyüdük. Şimdiki nesiller bilmek yerine, bilgiye kolay ulaşmayı öğrenerek yetişiyorlar.

“Anlamak için değil,cevap vermek için dinliyoruz”

Sosyal medya yaptığınız işte ne kadar etkili?

Sosyal medya kullanmıyorum esasında. Bu konuda old-fashioned kaldığım söylenebilir, ama eşim ve kızımla sosyal medyada bazen var oluyorum. Bence toplumsal en büyük problem şu: Anlamak için değil, cevap vermek için dinliyoruz. Sosyal medya buna çanak tutuyor ve kişiye özel kavramını erozyona uğratıyor.

Yaptığınız iş dünden bugüne ne kadar değişti?

Türkiye’nin enerji sektörünü baz alırsak son 15 yılda tamamen değiştiğini söyleyebilirim. 15 sene önce tüm üretim santralleri devletin iken şu an özel sektör oyuncuları en büyük oyuncu ve kurulu gücün yaklaşık yüzde 65’i özel sektörün sahipliğinde. Piyasadaki oyuncuların yanı sıra en önemli değişiklik tabii ki kaynak çeşitliliğinde. Çok değil, 7-8 yıl öncesinde yenilenebilir enerji santrali yatırımı yapmak enerji şirketleri tarafından sosyal sorumluluk projesi olarak görülürken, şu an ise şirketlerin portföyleri için olmazsa olmaz konumuna yükselmekte. Hem yurtiçinde hem de yurtdışından yatırımcılar tarafından da devreye alınan yenilenebilir enerji santralleri göstermekte ki enerji sektörünün marjinal çocuğu olarak görülen yenilenebilir enerji artık kendini ispat etmiş, kârlı ve sürdürülebilir bir enerji pazarı yaratmıştır.

Başka hangi mesleği tercih ederdiniz?

Mesleğimden ve işimden memnunum. Zaten genelde benim jenerasyonum “çok şükür” kültürüne sahiptir.

“Diploması sermayesi olan biriyim”

Bu işte eğitimin, ilişkilerin ve tecrübenin payı size göre yüzde kaçtır? Özellikle sizin mesleğinizde...

Ben her zaman söylerim; diploması sermayesi olan biriyim ve bugünlere de eğitimim sonrası çok önemli kişilerden kazandığım deneyimler sayesinde kendimce oturttuğumu düşündüğüm prensiplerimle gelebildiğimi düşünüyorum. 35 yıldır iş dünyasında çok farklı kişilerle tanışma, iş yapma imkânı buldum. Bu ilişkilerin uzun dönemli olması ve menfaat beklemeden güvenle iş yapabilmenin sağlam ilişkiler oluşturulmasında olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle eğitimin zemin oluşturduğunu tecrübe ve ilişkilerle de katların çıkıldığını söyleyebilirim.

Bu işte ekmek var mı? Varsa nereden başlamalı?

Var. Çalışan, dik duran, ahlâklı iş yapma kararlılığını gösteren insana her sektörde iş var. Sektörde bazen kestirme yollardan fırsatları avantaja dönüştürmeye çalışan, boşluklardan yararlanıp kısa sürede patlamaya çalışan kişiler olsa da bu tarz çalışma prensibiyle uzun soluklu yol alınmayacağı açık. O nedenle regülasyonlara uygun, devletin ve milletin yararına, gelişime katkı sunacak projelerin yaratıcılarına ve sahiplerine sektörde her zaman yer var, gelişmekte olan ve milli öneme sahip bir sektör olduğu için de yatırımcıların önü açık.

Hiç unutamadığınız bir anı var mı? Sizi çok güldüren ya da şaşırtan, belki de kızdıran?

Askerliğimi yedek subay olarak Ankara’da yaptım. Yedek subay okulunda dereceye girdiğim için Ankara’da kaldım ve rahmetli Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanlığı sırasında Çankaya’da bulundum. Rahm etli, özellikle Kenan Evren döneminden sonra, çalışma üslubu ile devletin kanıksanmış statülerine tam anlamıyla çomak soktu. Zaman kavramı değişik bir insandı. Bir gün bir açılış için Resim Heykel Müzesi’ne gidilecekti. Yaklaşık 2 saate yakın gecikildi. Diğer yetkililer gençliğimin tecrübesizliği ve rahmetliyle yakınlığım nedeniyle beni öne sürerek kendisini uyarmamı istediler. Geciktiğimizi ifade ettiğimde “Merak etme, gecikmedik,” dedi. Biraz da kızdığını hissettim. Açılışa gittiğimizde, programa göre yaklaşık 3 saat gecikmiştik. Salona girdiğimizde derhal tören başladı. Rahmetli eliyle beni yanına çağırdı. Asla unutamayacağım bir ifade ile gülerek “Gördün mü, tam zamanında geldik” dedi.

Yaptığınız işte örnek aldığınız kim ya da kimlerdir?

İş prensiplerinde; babam. Aile yaşantısında; babam. İlişki yönetiminde; babam. Kısaca: Babam...

“Zaman farklı hedefler getirir”

Bu işi yapmaya ne zaman karar verdiniz? Bugün istediğiniz yere geldiğinizi düşünüyor musunuz?

Bulunduğunuz yere göre yeni hedefl erin belirmesi gerektiğine inanan biriyim. Bu nedenle geçmişte de, şu an bulunduğum yerde de olsa kendimi hedefl erime ulaşmış ya da ulaşmaya ramak kalmış olarak değerlendiremem. Fakat belirttiğim gibi, zaman insanlara farklı hedefl er getirir. Bunlar işle ilgili, aile ile ilgili ve hatta hayatın tümüyle ilgili olur. Bundan sonra çocuklarımın eğitimi, kariyeri ve onlara iyi bir gelecek sunabilmek hedefiyle çalışmaya devam edeceğim.