'Borsada seneye ‘al-sat’çıya çok fırsat çıkar’

Yatırım Finansman Genel Müdürü Şeniz Yarcan, piyasaların 2015 yılında da çok dalgalı bir seyir izlemesini bekliyor. Dalgalanmayı da dışarıda Fed ve ECB içeride ise makro ekonomik ortamın yaratacağını söylüyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ece_ceyhun-011.jpg

Yatırım Finansman Genel Müdürü Şeniz Yarcan’a göre yatırımcının çok dikkatli olmak zorunda olduğu dönemleri yaşıyoruz. Yarcan, “Borsaya 1.5 yıl vadeyle bakmak lazım” derken “Al-sat stratejisi ile hareket eden yatırımcıya çok gün doğacak, çok fırsat olacak. Moral bozmaya gerek yok ama yarın ihtiyacınız olan parayla hisse senedine girmeyin diyoruz” uyarısını yaptı. 

Geçen yıl 2014’e ilişkin beklentilerini anlatırken Yatırım Finansman Genel Müdürü Şeniz Yarcan, bu yılın ilk yarısının dalgalı, yükselme potansiyelinin sınırlı ve yılın ilk 6 ayı için iyimser ikinci 6 ayı içinse kötümser olduklarını söylemişti. 2015’in yaklaştığı şu günlerde ise Yarcan, gelecek yıl için tam tersi bir hareketin yaşanmasını bekliyor. “Piyasalardaki dalgalanmanın devam etmesini bekliyoruz” diyen Yarcan, “Ama gelecek yıl, bu defa ilk yarı daha dalgalı geçecek” öngörüsünde bulunuyor. Yarcan bu öngörünün temelini de ABD ve Avrupa tarafından gelen adımların ilk yarıda netleşeceği taşların yerine ilk çeyrek en fazla ikinci yarıda oturacağı varsayımı altında yapıyor. 

ECB piyasaların sigortası olacak 

“Piyasaları, yukarı ve aşağı çekecek çeşitli sebepler var” diyen Şeniz Yarcan, bunun sebeplerini de şöyle anlatıyor: “Bu hareketi oluşturacak en büyük belirleyici dış faktör olarak büyük merkez bankaları Fed ve ECB’nin hamleleri olacak. 3 senedir Amerikan ekonomisinde krizin başladığı sektör olan konut başta olmak üzere verilerdeki iyileşmeyi görebiliyoruz. 2015 ortasında Fed’in çıkış stratejilerinin oluşacağını düşünüyoruz. Önümüzdeki günlerde daha detaylı çıkış stratejisine dair ipuçları gelebilir. Dolar, en değerli varlık haline getirirken hem gelişen ülkelerin para birimlerini hem de dış ticaret dengelerini çok ciddi etkileyecek. Avrupa tarafında ise hala büyümede ve ekonomilerin toparlanmasında sorun var. ECB’nin daha fazla genişlemeci politikalar izleyeceğini düşünüyoruz. Bu da masada durduğu sürece piyasaların sigortası olacak. ECB’nin hamleleri, Fed’in etkisini azaltıcı olur ama nötrlemez. Ancak yumuşatabilir. Haziran ayında da genel seçimler var. Siyasi bir risk oluşmasını beklemiyoruz. Ama ne olursa olsun kamu harcamaları artabilir. Yılın ikinci yarısı için, yeni dengelerin oluştuğu daha öngörülebilir stratejilerle hareket edilebilecek bir ortam göreceğiz.” 

2015’te de temkinli iyimser olunmalı 

Yarcan, borsalar açısından 2015 yılının temkinli olunması gereken bir yıl olduğunu vurgularken hisse bazında her zaman iyi fırsatlar yakalanacağına da inanıyor. 2015 yılının 2014 yılı gibi hisse senedi yatırımında ‘temkinli iyimser’ olunması gereken bir yıl daha olduğunun altını çizen Yarcan, “Hem yurtdışı hem de içeride makro ekonomik gelişim nedeniyle hisse seçimlerin etkili olacağı dalgalı bir yıl olacak” ifadelerini kullandı. 2015’te bir noktada gelişmiş ülkelerde hisse senedinden çıkıp bonoya geçişin görüleceğini de kaydeden Yarcan, yıllardan beri borsaların rekor kırdığını ve yüksek getirilerin yakalandığına da atıfta bulunarak “Hep en iyi getiri de hisse senedi olmak zorunda değil. Ama sermaye piyasalarında her zaman kazanç sağlamak mümkün. Borsalarda uzun vadeli düşünen yatırımcılar Kısa vadeli yatırımcılar ise dalgayı sever. Özellikle önümüzdeki yıl ‘alsat’ stratejisi yatırımcıya çok gün doğacak, çok fırsat olacak. Moral bozmaya gerek yok ama yarın ihtiyacınız olan parayla da hisse senedi yatırımına girmeyin diyoruz. Ama uzun vadeli bakıyorsanız iyi hikayesi olan şirketleri seçerek her zaman kazanabilirsiniz” dedi. 

Kur korumalı likit şirketlere yatırım zamanı

Yarcan’a göre hisse senedine yatırım için kısa vadeli düşünmemek gerekiyor. Peki yatırım vadesi ne olmalı denildiğinde ise “1-1.5 yıl vadeyle bakılması lazım” bilgisini veriyor. Piyasa profesyonelleri borsaya yatırım denildiğinde her zaman bir profesyonelden destek alınması gerektiğini de vurguluyor. Nitekim Yarcan’da bu uyarıyı yaptıktan sonra hangi şirket sorusuna şu cevabı veriyor: “Operasyonlarının belli bir kısmı yurtdışından gelen, bilançosunda net nakit pozisyonu olan yani likiditesi yüksek, borçluluğu sermayesine göre dengeli, döviz riski olmayan şirketler ön plana çıkacak. Mesela bankacılık sektörü 2015 yılında bir toparlanma yaşayacak. Ama bazı bankalar diğerlerinden ayrışacak. Telekom sektörü cazibesini koruyacak. Otomotiv sektöründe fiyat olarak cazip seviyelere gelindiğini düşünüyoruz. İç piyasadaki satış düşüşüne karşılık ihracat dengesini ona göre kuran şirketler var. Demir-çelik ile inşaat-taahhüt firmaları da bizce cazibesini koruyor.” 

Küresel trendlerden Türkiye de kaçamaz 

Dünya finans piyasalarında genel olarak yatırımcıların gelişmekte olan ülkelerden çıktığını da anlatan Şeniz Yarcan, “Türkiye, sadece yatırım yapılabilir ülke varlıklarına giren fonların radarına zaten Mayıs 2013’te girdi. Bu tarihten sonra gelen bazı fonlar oldu. Şimdi küresel trendlere baktığımızda genel olarak zaten gelişmekte olan ülkelerden bir çıkış olduğunu görüyoruz. Bu trendden az ya da çok Türkiye’de etkilenecektir. Hisse senedi tarafında çok sert bir çıkış, dramatik düşüşler de gözlemlemiyoruz. Ama çok büyük bir giriş de beklemeyiz” yorumunu yaptı. 

Kredi derecelendirme kuruluşlarının her gözden geçirme yaptıkları dönemde piyasalarda dalgalanma yaşanırken Yarcan, “Moodys’ten de notta bir düşüş beklemiyoruz. Genel seçimler nedeniyle Türkiye’nin mali ve para politikaları gözlenir, yeniden değerlenir ama notta düşüş olmaz. İlave yeni yatırımcı profili de kazanmayız ama yatırım yapılabilir ülke notunda kaldığımız sürece yatırım akışı sürer. 3 kredi derecelendirme kuruluşu Merkez Bankası daha fazla genişlemeci adım atarsa bu kredi kırılganlığı yaratır ifadelerini kullandı. Faiz tarafından büyümeyi destekleyici manevra beklemeyiz” diye konuştu.

BDDK’dan bu defa genişlemeci tedbirler gelebilir

Son haftalarda yayınlanan bazı uluslararası yatırım bankalarının raporlarında Türkiye yeniden kırılgan beşli arasında gösterilirken iç riskler açısından değerlendirildiğinde cari açığın her ne kadar azalsa da her zaman bir risk olarak kenarda durduğuna da değinen Şeniz Yarcan, “Jeopolitik riskler de her türlü vaka riskine açık. Bölge, dünya enerji arzının önemli bir kısmını elinde tutan bir bölge. Güven endeksleri de ileriye dönük umut vermiyor. Enflasyonda problemimiz olduğu ortada. Biz bu yıl enfl asyonun yüzde 9.6 olmasını gelecek yıl ise yüzde 7 civarında oluşmasını bekliyoruz. Merkez Bankası’nın faiz tarafında elinin rahat olmadığını da düşünüyoruz. Büyümeye destek seçimler öncesinde kamu harcamaları tarafından gelebilir. Bir de kredi ve kart kullanımında kısıtlayıcı adımlar atan ekonomi yönetimi tarafından ticari kredilerle ilgili genişleyici tedbirler gelebilir. Çünkü, geçmiş yıllarda yüzde 30’larda kredi büyümesi yakalayan bankalar bu sene ancak hedef olan yüzde 15 kadar bir kredi büyümesi yakalayabilecek gibi duruyor. Bankaların fonlama kanalları açık ve likiditeleri de var. Piyasada yatırım iştahı yok. Bununda büyüme tarafında zorlayacağını düşünüyoruz” açıklamasını yaptı.

Merkez gerekirse koridorun üst bandına kadar çıkar

Şeniz Yarcan, Merkez Bankası’nın da elinin faiz tarafında rahat olmadığını belirtirken “Faizini stabil bırakıp, koridor içinde oynamayı tercih edecektir” dedi. Yarcan şöyle devam etti: “Enfl asyon böylesine yüksek ve gelecek senede hedefin üstünde kalacaksa Merkez Bankası faiz indirme konusunda rahat olamayacaktır. Kur cephesinde sıkışacağımız günler de olacak, rahat geçireceğimiz günler de. Her ne kadar Merkez Bankası, ortodoks politikalara dönmüş olsa da ağırlıklı ortalama fonlama faizi üzerinden okumak lazım. İşler zorlaşırsa Merkez Bankası ilk tercih olarak ağırlıklı ortalama fonlama faizini yüzde 8.25 olan politika faizinden daha yukarıya yüzde9-9.5 bandına getirebilir. Hatta gerekirse politika faizini değiştirmeden, koridorun üst bandı olan yüzde 11.25’ve kadar çıkabilir. O zamanda politika faizi efektif faiz olmaz” değerlendirmesini yaptı. 1-24 Ekim tarihleri arasında Merkez Bankası’nın ağırlıklı fonlama maliyeti yüzde 8.26 ile yüzde 8.53 arasında değişti.

Bu konularda ilginizi çekebilir