'Piyasaların dayanacak gücü azalıyor'

JCR Ökmen: Türkiye'nin siyasi risk algılamalarındaki bozulmalara karşı piyasaların dayanma gücü giderek zayıfladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

JCR Eurasia Rating Başkanı Orhan Ökmen, Türkiye'nin siyasi risk algılamalarındaki bozulmaların piyasalar üzerinde yarattığı negatif etkilerin şimdilik sınırlı kaldığına işaret etti.

Ökmen yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin uzun vadeli görünümünün barındırdığı potansiyel ve fırsat beklentileri ve mevcut yüksek siyasi tansiyonun piyasalar tarafından giderek kanıksanması nedenleriyle, Türkiye'nin siyasi risk algılamalarındaki bozulmanın piyasalar üzerinde yaratması beklenen negatif etkilerinin sınırlandığını ancak, piyasaların dayanma ve absorbe etme gücünün de giderek zayıfladığını kaydetti.

Ökmen açıklamasında şunları söyledi: "Artan dış borçluluk, yapısal cari açık ve bozulan siyasi ortam Türkiye’yi Ortadoğu’nun mayınlı bölgesine çekmiştir. Siyasi risklerin, özellikle tüketici talebi, üretim ve istihdam üzerindeki tahrip edici etkileri yüksek olacaktır.

Türkiye’de kur, enflasyon ve faiz yükselişlerinin kamu dengelerini bozucu sonuçlar üretmesini beklemiyoruz. Ancak, Türkiye’de demokrasi ve uzlaşı dinamikleri de giderek zayıflıyor: Parlamento seçim sonuçları çoğulcu ve dengeli bir meclis kurulması olanağını ortaya çıkarmış olmasına rağmen ülke yönetiminin geçiş iktidarının kontrolünde belirsiz bir tarihe kadar devam ettiriliyor olması, Türkiye’nin demokrasi ve uzlaşı dinamiklerini daha da zayıflatıyor.  

Ortadoğu kargaşasının içerisine çekilen ve iç barışının bozulmasıyla şiddete daha açık hale gelen gergin Türkiye’nin en acil ihtiyacı iç barış, güven ve özgürlüktür:  Ortadoğu’daki çok uluslu IŞİD organizasyonuna karşı yapılan operasyon dış politikayı ilgilendiren ve uluslararası meşru desteği olan askeri bir önlemin, iç barışın bozulması mekanizmasına dönüştürülerek çatışmasızlık ortamının ortadan kaldırılıp iç politikanın yapıtaşlarının en önemlilerinden çözüm sürecine yönelik iç barışın bozulmasıyla dengelemeye çalışması Türkiye’yi şiddete daha çok açık hale getirmiştir.   

Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülke kategorisine taşıyan önemli nedenlerden birisi zayıflatılmıştır: Geçiş sürecinden sorumlu mevcut iktidar tarafından uzun süredir devam eden “iç çatışmasızlık hali”nin sonlandırılmıştır. Dolayısıyla Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülke kategorisine taşıyan önemli nedenlerden birisi zayıflatılmıştır.  

Koalisyon isteksizliği içerisinde yeniden bir erken seçime gidilmesi zaman kaybı olacaktır: Seçmen tercihlerini etkileme açısından Türkiye koşullarında hiç bir değişiklik olmamasına rağmen yeniden seçime gidilmesi Türkiye’nin zaman kaybı olacaktır.

Özerk kurumları etkin ve bağımsız olmayan Türkiye’nin uzun süre geçici ve yetkisiz hükumetlerle yönetilmeye devam edilmesi stratejik zafiyet yaratacak, Türkiye’nin en az 2 yıllık  outlook’u  zayıflayacaktır.  Ekonomide ve bürokraside durmuş olan ve seçimlerden sonra da beklendiği gibi önü açılmayan karar alma mekanizmaları önemli risk oluşturmuş durumdadır. 

Ekonomik ve güvenlik riskleri karşılıklı olarak birbirini beslemekte ve ağırlaşan bölüşüm sorunlarının ve rant ekonomisinin yarattığı sosyal problemler çoğalmaktadır.  

Diğer taraftan Komşu ülkelere, Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarlarına yönelik ihracat kanalları zayıflamış ve başka pazarlara da kayma olanağı bulunmamaktadır. 

Uzun süredir tahsilat ve satış riski taşıyan reel kesimin borç ödeme kapasitesindeki erozyon finansal kesime yansıma aşamasına ulaşmıştır.   

Yargı bağımsızlığı, yasama ve yürütme erklerinin ayrılığı, basın özgürlüğü gibi temel konularda yaşanan gerilemeler ile giderek yozlaşan reel kesim-bürokrasi ilişkisi Türkiye’yi 3.dünya ülkelerine doğru yaklaştırmaktadır. Kamu sektörünün hesap verebilirliği ve reel sektörün şeffaflık seviyesi, mali kesimin derinleşme çabalarına Türkiye’de eşlik edememiştir. Bu alanlara yönelik yapısal-hukuksal reformlar yapılmadan,  siyasi istikrarsızlık hep devam edecektir."