2018'de sahne Borsa'nın olacak
Herkesin gözü kurda ama Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen, dolar bazında yüzde 20 getiren Borsa'yı gözden kaçırmamak gerektiğine inanıyor. Zeki Şen, yatırım için 2018 için de Borsa'yı işaret ederken, "Bu sene sahnede Borsa olacak" vurgusunu yapıyor.
Ece CEYHUN
Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen, 2018 yılının hisse senedi piyasalarında iştahın artarak devam edeceği bir yıl olmasını bekliyor. "Borsanın müşterisi artacak" diyen Zeki Şen, hisse senedi piyasalarında yükselişin işlem hacmi artışı ile desteklendiğine de vurgu yaptı.
Son dönemde piyasalar dur durak bilmeden hareket ediyor. Bir taraftan kur yükseliyor ve volatilite artışı tüm dikkatlerin döviz piyasasına dönmesine neden oluyor. Öteki tarafta faiz adım adım yüzde 14'ü de aştı. Borsa'da ise hisse bazında getiri şampiyonları ezberleri bozuyor. Nitekim, Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen hisse bazındaki hareketlere dikkat çekerek 2018'e ilişkin ilk beklentilerinin de ipuçlarını verdi. Zeki Şen, "2020'ye geldiğimizde ‘Borsa'daki yükselişin başladığı tarih 2017'ydi' diyeceğiz.
Zeki Şen, 2018'de sahnede Borsa olacak dedi. Zeki Şen piyasalara ilişkin görüşlerini şöyle anlattı:
- Yatırımcıların çok daha fazla hisse senedi piyasasını konuşacağı, hisse piyasasının ratinginin yüksek olduğu bir sene bizi bekliyor. 2018'de sahnede Borsa olacak. Kurun yükselişine rağmen dolar bazında yüzde 20'nin üzerinde getiri sağlayan başka bir enstrüman yok. Yılbaşından bugüne getirilere baktığınızda şampiyon kur gibi duruyor ama aslında getiri şampiyonu borsa. Bu şampiyonluğu da elden bırakmayacak. Bu ilk senesi. 2020'de dönüp baktığımızda trend 2017'de başlamıştı diyeceğiz.
- Halka açık tarafta yabancı payı yüzde 65. Bu sene işlem hacminin yüzde 25'i yabancılardan gelmiş. Yerli yatırımcı trader gibi hareket ediyor. Son 6 senedir Borsanın 1 milyon civarında müşteri sayısı var. 2018 hisse senedi yatırımcı sayısının artacağı bir yıl olacak. Önemli halka arzlar gelecek. 2018'de hisse senedi iştahının artarak devam edeceği bir yıl olmasını bekliyoruz.
"Tam bir uyanış senesi olabilir"
- Dikkatlerden kaçan bir istatistik var. Bu yıl borsanın günlük işlem hacmi ortalaması 5.6 milyar TL. Son çeyreğin ortalaması 7 milyar TL. Geçen sene bu rakam 4 milyar TL'ydi. 2018'e 7-8 milyar TL ortalamayla gidersek Borsa açısından tam bir uyanış senesi olabilir. Daha fazla halka arzın yapıldığı, daha fazla yatırımcının geldiği şirketlerin de kar performanslarıyla bunu desteklediği bir sene olabilir.
- Gelişmekte olan ülkeler arasında likiditesi bizden yüksek sadece birkaç ülke var. Türk hisse piyasaları likit ama sınırlı kağıtta likit. Bu hacim genele yayılmalı.
"Eskiden bu kadar ayrışma olmazdı"
- Ben yabancı yatırımcı olsam son 3 seneye bakarak Türkiye kötü performe etti derim. Ama içeride karlı şirketler var. Bankalar büyümenin lokomotifi, sanayi şirketlerinin üzerinden kur baskısı da kalkarsa 2018'de birinci sıraya hisse senedini koyarım. 2017'de yüzde 34'lük yükselişe baktığınızda da hisse bazında çok fazla ayrışma olduğunu görüyorsunuz. Eski yıllarda bu kadar ayrışma olmazdı.
- TL varlıklara yatırım yapmaya devam. Hisse senedi seçimi son derece önemli. Geçmişte olduğu gibi sektör spesifik konuşamıyoruz. Bunun en tipik örneği bankacılık. Ama hisse senedini mutlaka birinci sıraya koymak gerekir. İkinci sıraya da faizi alırız. Faizlerde çok kısa zaman içerisinde herkesi şaşırtacak bir düşüş beklemiyoruz. Orta ve uzun vadede ÖST'ler takip edilebilir. Döviz tarafında hafızamız çok kısa. Yılbaşında da çok yüksek seviyeleri gördük, yıl içinde geniş bir dalgalanma boyu yaşadık. TL varlıkların ön plana çıktığı bir sene olmasını bekliyoruz.
- Bu senaryo ne zaman tutmaz? Odağımız ekonomiden kayarsa. 2019'daki 3 seçimi düşünecek olursak bizi heyecanlı bir sene bekliyor. Pozitif yukarı yönlü riskler de var. Ortadoğu'da olası bir barış bile buradaki havayı bambaşka bir hale sokar. K. Irak referandumu ile piyasalar sarsılırken şimdi unuttuk bile.
"Türkiye o 5'linin içinde olmamalı"
- Son 3-4 seneye baktığınızda bu yıl en çok ekonomiyi konuştuğumuz yıl oldu. Makroya eşlik etmeyen bir finansal gösterge tablomuz var. Türkiye yeni kırılgan beşlinin içinde olmamalı. Türkiye'nin sanayisi, ekonomik yapısı ve pek çok göstergesi listeyi paylaştığı diğer 4 ülkeden iyi. Dış borç ve cari açık konusunda kırılganlıklarımız devam ediyor ancak olumlu gelişmeler de var. Biz, petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle, 100 dolarla cari açık taşıyan bir ülkeden 50 dolarla cari açık taşıyan bir ülke konumuna geldik, cari açığın milli hasıla içindeki payı son yıllarda geçmişe göre geriledi. Tabi şirketlerin dolar borcu, ekonomiyi kurdaki hareketlere çok duyarlı hale getiriyor. Merkez Bankası'nın da döviz piyasasındaki volatiliteye müdahale etmesinin en önemli nedeni bu. Kur hareketi enflasyondan borçlanmaya bizi pek çok yerden etkiliyor. Dolayısıyla; risklerimizin olduğunu kabul ediyoruz ama Türkiye yine de kırılgan beşliye kıyasla çok daha güçlü, dirençli bir ekonomiye sahip ve farklı bir ligde yer almayı hak ediyor.
- Global tarafta yükselen bir faiz ortamı görsek de bu artışların oldukça temkinli gelmesini bekliyoruz. Aralıkta FED 'in faiz artışı olacak. 2018'de FED tarafında 2 ya da 3 faiz artışı olabilir. Burada en önemli konu global olarak süren ekonomik düzelmeye rağmen enflasyonun korku yaratacak boyutlara ulaşmamış olması. FED ‘in agresif davranmasını gerektirecek bir sebep yok. Merkez bankaları piyasalara eskisi kadar bol likidite sağlamayacaklar, ama 2018 hala global açıdan bizi destekleyecektir. Avrupa'nın hızlı büyümesi ihracat kanalından yarayacak. Rusya, Katar ve Fransa ile de yeni ticari anlaşmalarla yol kat edilebilir.
"MB temkinli hareket edecek"
- Enflasyonda 2017'de beklentilerin üzerinde negatif bir tablo gelişti. Gıda fiyatları ve kurda sürpriz bir gelişme olmazsa baz etkisiyle 2018 yılında enflasyonun yüzde 8,5'ler civarında hareket etmesini bekleriz. TCMB önceliğinin enflasyon üzerindeki olumsuz etkilerini de düşünerek kur volatilitesi olduğu mesajını veriyor. Ayrıca enflasyonun da daha düşük bir patikaya oturduğunu görmek isteyecektir. Onun için de MB, enflasyondaki düşüşe gecikmeli reaksiyon gösterir diye düşünüyoruz. Önce düşüşü görüp, izleyip adım atar. Nitekim Temmuz'da da enflasyon tek haneye geldiğinde aksiyon almamıştı. Üstelik sadece manşet enflasyondaki düşüşü değil 12 ve 24 ay sonraki enflasyon beklentilerindeki düşüşü de gördükten sonra Merkez Bankası aksiyon alacaktır.
"Bu resimde değerlendirme eksik"
Kur yükseliyor, faiz yükseliyor, borsa yükseliyor. Bu resimde bir tuhaflık var deniyor. Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen, "Bu resimde değerlendirme eksik" diyor ve ekliyor:"Borsa yükseliyor çünkü Türkiye, bu sene ancak dolar bazında gelişen ülke ortalamasını yakaladı. Türkiye piyasalarındaki hareketin en önemli çıkış noktası global gelişmeler. Geçen sene hisse ve bonoya yabancı yatırımcıdan 1,5 milyar dolarlık portföy girişi olmuştu bu sene 9,8 milyar dolar aldık. Yurtdışında hala faizler düşük, getiri arayışı var. Bu arayış gelişen piyasalara yarıyor. Eylülden itibaren FED ve ECB bekleyişleri fiyatlanmaya başlandı. Aynı döneme denk gelen içerideki haber akışı bizi diğerlerinden negatif ayrıştırdı."
"Dolar bazında ortalamaların yüzde 40 gerisindeyiz"
Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen, "Endeksi değerlendirirken geçmiş 2 seneye de bakmak gerekir. 2015 ve 2016 yılında da TL değer kaybederken Borsa için ‘iyi dayandı' denildi. Geçen yıl, Borsanın TL bazında yüzde 9'luk primi vardı. Ama dolar bazında yüzde 10 kaybı oldu. Aynı sene gelişmekte olan ülkeler ortalamada dolar bazında yüzde 8.6 pozitif performans gösterdi. 2015 yılında da benzer bir manzara vardı. O senede dolar bazında satış baskısı altında kalındı. ‘Bu sene çok çıktı' dediğimiz Borsa'da son 3 senede kümüle performansta gelişmekte olan ülke ortalamalarının dolar bazında halen yüzde 40'a yakın gerisindeyiz" dedi. Hisse senedi piyasasının hala 2015 ve 2016'daki farkı kapatamadığına işaret eden Zeki Şen, şöyle devam etti: "Bu sene sadece bu senenin gelişmekte olan piyasalar ortalamasını yakaladık. TL'deki geçmiş değer kaybını da düşündüğünüzde gidecek yolumuz var. 2018 yılında özellikle hisse senedi tarafında mikro bazda ayrışmayı daha net göreceksiniz. Jeopolitik risklerin sürdüğü, artık Fed dahil daha yüksek faiz oranlarının konuşulduğu bir dünyada tüm negatif beklentiler fiyatlara yansıyor. 2018'de Türkiye'ye özgü riskler beklentilerin aksine pozitif çözümlenirse bu fiyatlamalar tersine döner. Piyasada makro ve mikro riskler daha çok bankacılık hisselerinde fiyatlanıyor. Bu nedenle de bankacılık hisseleri, hem endeks hem sanayi hisselerinin gerisinde kaldı. Eğer önümüzdeki sene bu korkulan senaryolar gerçekleşmezse banka hisselerinin taşıması ile birlikte endekste de çok ciddi yol alınabilir. Bu sene bankalar arasında en iyi performans gösteren hisse, en fazla endeks kadar yol alabilmiş. Bankaların endeksteki payı yüzde 30'a yakın. Dolayısıyla risk algısının düzelmesi bu tarafa çok daha hızlı yansır."