Analistler faiz kararı için ne düşünüyor?

Uzmanlar, Merkez Bankası faiz kararını değerlendirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 7,75’ten yüzde 7,5’e, borçlanma faiz oranı yüzde 7,5’ten yüzde 7,25’e indirdi.

Kurul, toplantısında sonra yapılan açıklamaya göre, marjinal fonlama oranı yüzde 11,25’ten yüzde 10,75’e, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranı yüzde, 10,75’ten yüzde 10,25’e, Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 7,5’ten yüzde 7,25’e indirildi.

Bu kararlar içerisinde özellikle üst bantta yapılan indirimin dikkat çekici olduğuna dikkat çeken analistler, bunun da dolarda yükselişin önünü açtığını ifade ediyor. 

İşte analistlerin Merkez Bankası faiz kararı sonrasında yaptığı değerlendirmeler:

İntegral Menkul Değerler Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu

Özellikle TL’nin sepet karşısındaki değerinin ölçülü bir faiz indirimine alan bıraktığını belirtiyorduk. Nitekim MB’dan ölçülü bir adım gelmiş oldu. Üst bantta yapılan indirim ile gelinen yüzde 10.25 seviyesi halen temkinli bir seviye ve oluşabilecek ani bir kur baskısında MB’nın elinde etkili bir silah olmaya devam ediyor. Ayrıca marjinal fonlama maliyeti de 50 baz puanlık indirim ile yüzde 10.75 seviyesine gerilemiş durumda ve bu da önemli bir silah konumunda. Üst banttaki indirim ile MB’nın banka kredi faizlerinde gevşemeye göz kırpıyor. Ekonomiyi canlandırma yönünde bir adım olarak algılıyoruz.

Açıklama metnine bakıldığında “Kurul, çekirdek enflasyondaki düşüşün devam edeceğini öngörmektedir” cümlesinin girdiğini görmekteyiz. Buradan MB’nın hesaplarını enflasyondaki gerilemenin devam edeceğine göre yaptığını ve buna paralel ölçülü faiz indirimlerinin devam edebileceği mesajını çıkarıyoruz. Nitekim yine açıklama metninde ölçülü faiz indirimine neden olarak gıda ve enerji fiyatlarındaki artan oynaklığı gerekçe gösteriyor. Başka deyişle çekirdek enflasyondaki düşüş sürdüğü sürece ölçülü faiz indirimleri devam edebilir.

Son olarak önceki metinde “…enflasyonun 2015 yılı ortalarında hedefe uyumlu seviyeye geleceği beklenmektedir.” Şeklindeki ifade çıkarılmış ve enflasyon hedefi için bir zaman vermekten kaçınılmış. Bu durum MB’nın enflasyondaki oynaklığın önümüzdeki günlerde artabileceği beklentisi içinde olduğunu gösteriyor.

Enflasyon ile ilgili olarak önümüzdeki aylarda yüzde 6 seviyelerine doğru geri çekilme beklentileri bulunuyor ve bu beklentilere paralel politika faizindeki indirimlerin bu seviye ile uyumlu şekilde devam etmesi normal olacaktır. Alınan karar beklentilere paralel olmasından dolayı ve 25-50 baz puanlık bir indirimin fiyatlara yansıtılmış olmasından dolayı TL üzerinde önemli oynaklıklara neden olmadı. USDTRY halen 2.4755 ve döviz sepeti ise 2.64 ile sabahki seviyelerini koruyor. TL’de 2.50 seviyesinin altında yatay seyirler bir süre daha devam edebilir. Ancak faiz indirim beklentileri devam ediyor olacağından USDTRY’de aşağı yönlü hareketler beklemek yanlış olabilir. Baka deyişle geri çekilmeler sınırlı kalabilir. USDTRY’de bir süre daha 2.45-2.50 arasında dalgalanma görebiliriz. TL üzerinde önümüzdeki dönemde global fon akışları ve Fed Başkanı’nın vereceği mesajlar etkili olacaktır.

Destek Menkul Değerler Murat Tufan

Merkez Bankası PPK toplantısında ki en önemli ayrıntı, faiz koridorunun üst banında yapılan indirim oldu ve 0,50 baz puanlık indirim  yapıldı. 

Faiz koridoru bu indirim ile  11,25 seviyesinden 10,75 seviyesine çekilmiş oldu. Üst bantta yapılan bu değişiklik, dolar kurunun geri çekilmesini bir miktar sınırlayabilir. 

Işık FX Araştırma Müdürü Veli Kocatürk

Merkez Bankası'nın faiz kararı ile piyasa beklentisini karşıladığını düşünüyoruz.  Ancak repo faizlerinden ziyade üst bantta yapmış olduğu indirimin daha dikkat çekici. Üst bantta gerçekleşen 50 baz puanlık indirim beklentiden farklı gelmiş. Merkez bu noktada bir miktar risk alarak kurun yukarı yönlü dalgalanmasına izin vermiş görünüyor. Ancak orta bant fiyatlandığı için kısa süreli satış gelse de kur da yükselişin devam edebileceğini düşünüyorum.

Özellikle dışarıdaki gelişmelere bağlı olarak Fed’in faiz artırım sürecinde bulunması gibi faktörlerle kurda artık 2.45 seviyelerinin altında fiyatlamalar zor. TCMB'nin sıkı para politikasına ilişkin yapmış olduğu vurguların da oldukça önemli.

Enflasyon beklentilerine paralel olarak ilerleyen dönemde faiz indirimi yapabilmek adına bir beklenti yaratmaya çalıştığını düşünüyoruz.

A1 Capital Menkul Değerler Analisti Engin Deniz Avcı

TCMB Para Politikası Kurulu toplantısından piyasaların beklentilerinden farklı bir faiz kararının geldiğini söyleyebiliriz. 
Piyasa medyan beklentisi hem bant seviyelerinde hem de politika faizinde 50’şer baz puanlık indirim olacağı yönünde olsa da, kimi ekonomistlerin üst bandın sınırlı kalabileceğini de vurguladık.

PPK toplantısından çıkan en dikkat çekici karar marjinal fonlama oranın da (üst bant)yüzde 11,25’ten yüzde 10,75’e indirilmesi oldu. Açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranı yüzde, 10,75’ten yüzde 10,25’e indirildi. 

Gelen faiz kararlarının ardından piyasa yatırımcılarında, gelen indirimin zaten fiyatlandığı yönünde bir algının oluştuğu söylenebilir. Ama burada dikkat edilmesi gereken nokta üst bant seviyesi olan marjinal fonlama oranının diğer faiz oranlarına nazaran daha fazla indirilmesiydi. Bu durumunda dolar kurunda gergin bir dönem yaratsa da hükümet yetkilileri ve TCMB’den gelmesi muhtemel açıklamalar ile birlikte yukarı yönlü seyrine devam etmesi beklenebilir. 

Meksa Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Eren Can Ümüt

Politika faizi ve faiz koridorunun alt bandının 25 baz puan indirildiğini gördük. Bu hamleler genel olarak beklentiler dahilindeydi. Ayrıca marjinal fonlama oranı olan koridorun üst bandında ise 50 baz puanlık bir indirime gidilerek 11.25 seviyesinden 10.75 seviyesine çekildi. Politika faizi bakımında ölçülü bir indirim olduğunu söyleyebiliriz. Fakat koridorun üst bandı bakımından ise agresif bir tutum olarak değerlendiriyorum.

Öncelikle, kur tarafının 2.48 seviyelerinde bulunması ve 12 aylık enflasyon beklentilerinin TCMB beklentilerinden yüksek olduğu bir ortamda banka kredi maliyetlerde azaltıcı etkide bulunacak olan marjinal fonlama maliyetinin düşürülmesinin, iç talep kaynaklı enflasyona artı etkide bulunma riskini mevcut duruma getirdi.

Erdem Başçı'nın söylediği gibi son 45 yılın en düşük enflasyon rakamlarının görülememe riski bulunmakta. Dolayısıyla  yurtiçi tarafta TL'ye olan talebin azalması ile kur tarafında yukarı yönde hareketlilik önümüzdeki dönemde desteklenebilir. Ayrıca uygulanan bu genişleyici politikaların Mart ayında yaşanması muhtemel sert volatil hareketlere karşı TL tarafını kırılgan hale getirdiğini düşünmekteyim. 

Artık gözler bugün FED Başkanı Janet Yellen'in konuşmasına çevrilecek. Yellen'in ABD ekonomisine yönelik olumlu yorumlarda bulunması ABD Doları'nın küresel ölçekte değer kazanmasına neden olarak dolar kurunda yükseliş hareketlerinin görülmesine neden olabilir. 

Özellikle 2015 yılında küresel piyasalarda FED'in faizleri artıracağı algısının iyice yerleşmesi durumunda FED ile TCMB'nin zıt yönlü politika etkilerinin önümüzdeki dönemde sert bir şekilde görülme riski bulunuyor.

İnfo Yatırım 

PPK, toplantısı notlarında sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle kredi büyüme hızının makul düzeyde seyrettiğini belirtirken, tüketici kredilerindeki ılımlı seyrin  cari dengedeki iyileşmeyi destekleyeceği belirtildi.  

Enflasyondaki düşüşün kalıcı olması hedeflediklerini ve bunun içinde para politikasının temkinli olması gerektiğini belirten PPK notlarında, iyileşmenin devam etmesi durumunda faiz indirimlerinin de devam edebileceğini belirtti.

PPK toplantısı kararları sonrasında dolarda hızlı hareketler görülürken kısmi kar satışları görülüyor. Karar sonrasında 2.4600 seviyesine kadar gerileyen dolar akabinde toparlansa da 2.4700 seviyesine doğru gevşeme devam ediyor. 

TCMB faiz indirimlerine devam etmesine rağmen, beklentiden az indirgenmesi dolarda gevşemelere neden olurken, bugün akşam kongre karşısında sunum yapacak olan Fed Başkan’ı Janet Yellen’in konuşması takip edilecek.

Teknik olarak paritedeki gevşemelerin devam etmesi ve 2.4700 seviyesinin aşağı yönlü kırılması durumunda 2.4630 ve 2.4580 seviyeleri, Yellen konuşmasına bağlı olarak toparlanma görülmesi durumunda ise 2.4800 ve 2.4920 seviyeleri görülebilir.

Halk Yatırım 

TCMB’nin gıda ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmanın enflasyon üzerindeki etkisini göz önüne alarak, politika faizininde temkinli bir indirim kararını tercih ettiğini söyleyebiliriz. Nitekim, daha önceki notlarımızda da belirttiğimiz gibi, bu ayın enflasyon oranına ilişkin ilk tahminlerimiz, gıda ve enerji fiyatlarının dezenflasyon sürecine kısa vadede fazla yardımcı olamayacağı yönünde.

Yıllık enflasyon oranının bu ay yükseliş gösterdiğini görebiliriz.

Ancak, TCMB’nin de faiz notunda dikkat çektiği üzere, çekirdek enflasyondaki düşüşün yıllık bazda hız kazanabileceğini tahmin ediyoruz.

Talep koşullarındaki ılımlılık ve küresel risk iştahının gelişen ülkelere yönelik ilgisini devam ettiriyor olmasının da, asimetrikliği artmış olan faiz koridorunun üst bandında daha belirgin bir indirime gidilmesinin arkasındaki unsurlar olduğu düşünülebilir. Geçen ay değişiklik yapılmayan faiz koridorunun üst bandının daha fazla indirilerek, kredi kanalına destek olunmaya çalışıldığı söylenebilir. Ayrıca, reel kurun genel olarak değer kazanan seyri ve son verilerde ulaşılan 116,85 seviyesinin de (“aşırı değerli” sayılmaya başlanan seviye olan 120’ye yakın), TCMB’nin kurun nominal değer kaybına daha rahat yaklaştığı da öne sürülebilir.

Gelecek dönemle ilgili olarak, faiz indirimlerinin devamında, küresel likidite koşullarının destekleyici olmasının yanı sıra, enflasyondaki iyileşmenin hızı da önemli bir belirleyici unsur olmaya devam edecek. Bu noktada, gelecek ay başında açıklanacak Şubat enflasyon verilerinin, hizmetler ve kur etkisiyle ilgili vereceği sinyaller önemli olacak. 

İş Yatırım

Merkez Bankası politika faizindeki indirimin ölçülü tutulmasına neden olarak gıda ve enerji fiyatlarında son dönemde artan oynaklığı sebep olarak gösteriyor. Notun detayları, MB'nin bir önceki toplantı notunda enflasyonun yılın ilk yarısında yüzde 5'lik hedefe uyumlu seviyelere geleceği şeklindeki cümlesine yer vermediğini gösteriyor. 

Bu durum Merkez Bankası'nın son günlerde petrol ve kurda görülen artışı dikkate aldığını gösteriyor. Ayrıca çekirdek enflasyon göstergelerindeki aşağı yönlü seyrin devam edeceği görüşü korunsa da bu cephedeki iyileşmenin hızı ve miktarı konusunda yorumda bulunulmuyor. Faiz indirimlerinin geleceği ise enflasyon görünümündeki iyileşmenin hızına bağlanıyor. 

Bugünkü kararın sonrasında kısa vadeli kredi maliyetlerinde ise 50-75 baz puan arasında bir düşüş bekliyoruz. Mevduat faizlerindeki düşüş ise TCMB'nin politika faizinde yaptığı indirimi yüzde 10 seviyesine yakın seyreden gecelik para piyasası faizlerine yansıtıp yansıtmayacağına bağlı olacak. Para piyasası faizlerindeki yönün ise TL'deki dalgalanmaya ve gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahına bağlı olduğunu düşünüyoruz. 

Özetle, bugünkü karar genel anlamda piyasa beklentisi ile uyumlu olduğu için tahvil ve döviz piyasasında önemli bir tepki görmedik. 

Uluslararası piyasalardaki gelişmeler yurtiçinde yönü belirlemeye devam ediyor. Önümüzdeki dönemde zamanlamasını genel olarak çekirdek enflasyondaki iyileşmenin hızının belirleyeceği 25baz puanlık ek bir faiz indirimi beklentimizi korumaya devam ediyoruz.

Vakıfbank 

TCMB, Şubat ayı Para Politikası Kurulu toplantısı sonrasında yayımladığı notta, bir önceki toplantıya nispeten söylemlerinde bazı değişikliklerde bulundu. Kurul, bu ayki notunda geçen aydan farklı olarak başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarındaki düşüşün enflasyonun seyri üzerindeki etkisine yaptığı vurguyu yinelemiyor. 

Bunun nedenini ise küresel petrol fiyatlarındaki düşüşün yurtiçi akaryakıt fiyatlarına da düşüş olarak yansımasının Şubat ayında terse dönmesi ve benzin fiyatlarında yapılan zamların enflasyona artış yönlü katkı sağlaması olarak ifade edebiliriz. Önceki toplantıda enflasyonun 2015 yılının ortalarında hedefle uyumlu seviyelere geleceğini söyleyen Kurul’un, bu toplantıda aynı söyleme yer vermediğini görüyoruz. Bu durumda Haziran ayına kadar baz etkisiyle düşmeye devam edeceği düşünülen enflasyon için TCMB’nin de bizim beklentimizi teyit eder nitelikte enflasyonun Şubat ayında kısa süreliğine yıllık bazda artış göstereceği beklentisinde olması etkili olmuş olabilir. Biz Şubat ayında artan gıda ve ulaştırma grubu fiyatlarının etkisiyle enflasyonun aylık bazda yüzde 0.81 artacağını ve yıllık bazda da yükseleceğini düşünüyoruz. Öte yandan Kurul Ocak ayı toplantı notundan farklı olarak bu ay, çekirdek enflasyondaki düşüşün devam edeceğine dikkati çekiyor. TCMB’nin çekirdek enflasyondaki düşüşün devam edeceğini öngörmesi, Şubat ayı enflasyonunda yükseliş yaşansa bile bunun kısa süreli olacağına ve enflasyondaki aşağı yönlü trendin bozulmayacağına işaret ediyor. Ayrıca kurul bu toplantıda faiz oranlarındaki indirimin ölçülü tutulmasına gerekçe olarak da gıda ve enerji fiyatlarındaki artan oynaklığı gösterdi.

Sonuç olarak TCMB Şubat ayı toplantısında hem politika faiz oranında hem de faiz koridorunun alt ve üst bandında indirime gitti. Piyasada TCMB’nin faiz indirimine gitmesi beklense de faiz indiriminin şekli konusunda beklentiler oldukça farklıydı. Bazı yerli ve yabancı yatırımcılar TCMB’nin üst bantta indirime gitmesinin kurda yukarı yönlü hareketlere neden olabileceğini belirtiyor, biz ise bu indirimin zaten fiyatlanmış olması nedeniyle böyle bir kararın kur üzerindeki etkisinin sınırlı kalmasını bekliyorduk. TCMB’nin bugünkü kararından sonra beklentilerimiz doğrultusunda kurda sert hareketler yaşanmadığını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde dolar kurunun hareketi üzerinde TCMB faiz kararının değil esas olarak yurtdışı özellikle de ABD kaynaklı gelişmelerin belirleyici olacağını düşünüyoruz. Gelecek hafta açıklanacak Şubat ayı enflasyon rakamlarıyla birlikte beklentimiz doğrultusunda enflasyonun düşüş seyrinde bir duraklama yaşanır ve yılsonu veya 12 ay sonrası enflasyon beklentilerinde de bir yükseliş gerçekleşirse, TCMB’nin de Mart ayında faiz indirimlerine ara verme ihtimali gündeme gelebilir. Yurtdışında volatilite artar ve bu durum piyasa faizleri üzerinde baskı oluşturursa bu ihtimal daha da kuvvetlenebilir. Ancak TCMB’nin bu ayki notta çekirdek enflasyondaki düşüşün devam edeceğini öngördüğünü belirtmesi, faiz indirimlerine devam edebilme konusunda açık kapı bıraktığını gösteriyor.

Işık FX 

Beklentiler dahilinde gelen faiz indirimi kararları sonrasında, MB tarafından yapılan açıklamarın odak noktası ise enflasyon konusuydu. 

Yakın dönem içerisinde de alınan faiz indirimi kararında da etkili olan enerji ve petrol fiyatlarındaki iyileşme bu dönem de etkili olmuşa benziyor. Her ne kadar MB enflasyon görünümünde orta ve uzun vadede iyileşme yaşanacağını söylese de yapılan bu düşük ölçekli faiz indirimi temkinli tutumu da elden bırakmadığını gösterir nitelikte.  

Alınan kararlar piyasalar tarafından beklentiler dahilinde karşılanırken, siyasi taraftan gelecek yorumlar da dikkatle takip edilmelidir. Çünkü yakın zaman içerisinde 75-100 baz puanlık bir indirim istediklerini belirten hükümet tarafından alınan bu karar hoş karşılanmayabilir. İlerleyen süreçlerde enflasyon görünümündeki oynaklığa dikkat edilmesi gerektiğine değinen TCMB, beklentilerin karşılanması dahilinde faiz indirimlerinin devam edebileceği sinyalini de piyasalara verdi diyebiliriz.