Aracılara halka arzlarda 'müşteri tanıma' kuralı
Sermaye Piyasası Kurulu'nun ardından Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği de başarısız halka arzlar için yeni kararlar aldı. Bu konuda çalışma grubu oluşturacak olan birlik, kurumlar üzerinde yeni standartlar getirmeye hazırlanıyor.
Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR
İSTANBUL - İMKB ve SPK'nın önderliğinde hayata geçirilen halka arz seferberliği sonrasında üst üste yapılan halka arzlarda yaşanan hayal kırıklığı nedeniyle yeni koşullar getirecek Sermaye Piyasası Kurulu'nun ardından Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği'ni (TSPAKB) de harekete geçirdi. Bu konuda çalışma grubu oluşturacak olan birlik, kurumlar üzerinde yeni standartlar getirmeye hazırlanıyor.
Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği'ni (TSPAKB) Başkanı Attila Köksal, halka arz seferberliğinin tam beklediği gibi giden bir çalışma olmadığını belirterek, "Şu anda bir takım halka arzlar yapılıyor ama genel performanstan kimse memnun değil. Küçük ve orta ölçekli şirketlerin sermaye piyasasından özkaynak veya borç şeklinde kaynak sağlamaları son derece önemli ve üzerinde titizlikle çalışmamız gereken bir konu.
Halka arzlar konusunda geniş katılımlı bir toplantı yapıp aracı kurumlarımızı belli standartlar çerçevesinde çalışmaya davet edeceğiz. Özellikle müşteriyi tanıma kuralını öne çıkaracağız. Halka arza aracılık eden üyelerimizin 'Halka açılan şirket ortağı kimdir?', 'Halka arzdan elde edilen kaynakları şirket nasıl değerlendirecek?', 'Şirket değerlemesi adil mi?', 'Şirket ortağı diğer yatırımcıların haklarını gözetecek mi?' sorularını tatminkar bir şekilde cevaplamadan halka arz yapmamalarını isteyeceğiz. Bu konuda bir çalışma grubu oluşturup prensiplerimizi belirleyeceğiz" diye konuştu.
KÖTÜ NİYETLİ HALKA ARZLARI ÖNLEMEK GEREKİYOR
Halka arzdan önce yatırımcı seferberliğine öncelik verilmesi gerektiğini dile getiren Köksal, konuya yönelik şunları söyledi: "Önce yatırımcı eğitimi alanında mesafe almamız gerekiyor. Ancak halihazırda yatırımcı profili özellikle küçük şirketlerin hisse senedi arzını karşılayacak yapıda değil.
Halihazırda yapılan halka arzlardan hisse alan kişi sayısı 200-300 kişiyi aşamıyor. Bu sığlık halka açılan şirketin hisse senedi fiyatının aşırı dalgalanmasına neden oluyor ve genel piyasa riskini artırıyor. Ayrıca az sayıda da olsa yatırımcıyı suistimal etmek amacı ile yapılan halka arzlar görüyoruz. Kötü niyetli halka açılmaları önlemek en başta aracı kurumların görevidir.
Bu konuda SPK ve İMKB'den bir şey beklemek haksızlık olur, çünkü müşteriyi tanıması gereken kurumlar bizleriz. SPK ve İMKB kuralları koyarlar, halka arzı yapacak aracı kurumlar da şirketi tanımak ve sahibinin niyetini anlamak ve elde edilecek gelirin nasıl kullanılacağını öngörmekle mükelleftirler. Hedefimizin büyük Türk şirketlerinin daha yüksek oranlarda halka açılmaları ve sermaye piyasalarının kapitalizasyonunun büyümesi, Ziraat Bankası gibi Türkiye'nin büyük kurumlarını, büyük enerji, altyapı, perakende şirketlerini piyasaya getirmemiz gerekiyor. Tabii burada global ve yerel konjonktür de önemli.
"Borsa İstanbul AŞ'de aracı kuruluşlar birliğine yüzde 1 gibi bir pay verilmesiyle ilgili olarak Köksal, "Bizim gönlümüz TSPAKB'ye yüzde 5 pay verilmesinden yana idi. Bu pay sayesinde elde edilecek temettüyü sadece ve sadece sermaye piyasasının gelişmesi amacıyla sarf etmeyi ve özellikle Yatırımcı Eğitimi Seferberliği projesinde kullanmayı önermiştik. Aynı prensibi yüzde 1'lik paydan gelecek gelirlere de uygulayacağız" dedi.
Gönüllü aksiyon timi kuruldu
Yatırımcı seferberliği ile ilgili planladıkları projeleri birlik bünyesinde yapacak insan kaynaklarının olmadığını dile getiren Başkan Atilla Köksal, bu nedenle bir "aksiyon ekibi" kurmaya karar verdiklerini söyledi. Köksal, söz konusu ekip ile ilgili şu bilgileri verdi: "Bu ekibi tecrübeli bir arkadaşımıza emanet dip, biz de ona lojistik olarak maddi ve manevi destek olmaya karar verdik. ING Portföy'ün üst düzey yöneticilerinden Murat Ergin, bu işin liderliğini kabul etti. Altına güçlü bir kadro kurdu.
Akbank, Şekerbank, İş Bankası, YKB'nin üst düzey yöneticilerinden ve İMKB uzmanlarından oluşan 8 kişilik gönüllü ekip oluşturdu. Bu arkadaşların hepsi değişik özelliklere sahip; kimisi daha analitik ve araştırma özelliğine sahip, kimisi insan kaynakları geçmişine, kimisi de pazarlama ve teknoloji geçmişine sahip. Bu ekip çalışmalara başladı.
TSPAKB'nin geçtiğimiz sene yaptırdığı anket çalışmasından yola çıkarak ilk aşamada sosyal medya tarafında neler yapabileceklerine bakıyorlar. Temel felsefemiz yatırımcının bilinçlenmesidir. Ekibimizin hedefi kesinlikle sadece hisse senedi, yatırım fonu tanıtımı olmayacak. Cevaplarını aradığımız sorular sırasıyla şunlardır : 'Tasarrufu nasıl öne çıkartırız' 'Tasarrufları nasıl yatırıma yönlendirilebiliriz?' 'Halkımızın ihtiyaçlarına ve tercihlerine uygun hangi yatırım araçlarını geliştirmeliyiz?'
Yatırımcıları koruma fonundaki parayı eğitim için istiyor
Atilla Köksal, önceden adı yatırımcı koruma fonu olan, sermaye piyasası kanunundan sonra unvanı Yatırımcıları Tazmin Merkezi olarak değişecek olan fonda çok yüksek tutarda para biriktiğine dikkat çekerek, SPK'nın belirlediği tutardaki ödemeleri her yıl aracı kurumların yaptığını ifade etti.
Köksal, "Biz diyoruz ki; bu parayı ödemeye devam edelim ama bu paranın nemasını yatırımcı eğitimi seferberliği için kullanalım. Malum, yatırımcıyı korumanın en önemli yolu eğitmektir. Yıllık neması oluşturacağımız bir yapıya, örneğin "Yatırımcı Eğitimi Seferberliği" fonuna aksın. Öyle bir kaynak olduktan sonra sektör olarak biz de üzerine kaynak koyarız, yeni sponsorlar buluruz, ama önce değirmene su vermek lazım.
Eğer nemayı almak hukuki olarak mümkün değilse; SPK önümüzdeki yıldan itibaren aidatların yarısını yatırımcı koruma fonuna, kalan yarısını da Yatırımcı Eğitimi Seferberliği için ayrı bir fona koymamızı düzenlesin. Bunu SPK'ya teklif ettik, onların yapabileceği bir düzenleme olduğunu düşünüyoruz. Biz bu aidatları ödemekten kaçınmıyoruz ama bu ödemelerimizin yatırımcı eğitimi alanında kullanıldığını görmek istiyoruz" dedi.
Özelleştirme sonrası aracıların maliyeti artacak
Şirketleşme çalışmaları süren İMKB'nin özelleştirmesi sonrasında aracı kurumlarda maliyetlerin artacağını tahmin eden Attila Köksal, "Şu anda borsa payları çok düşük. Özelleştirme sonrası yabancı borsalar ile işbirlikleri artacak. İMKB teknolojiye yatırım yapar hale gelecek, daha verimli çalışan borsa olacak. İnsan kaynakları konusunda yeniden yapılanma geçirecek. Bunlar mutlaka maliyetlere yansıyacaktır. Aracı kurumların kendilerini buna hazırlaması gerekiyor. Yatırım yapmaya gücü veya niyeti olmayan aracı kurumlar maalesef zaman içinde sektörün dışına çıkacaklar" dedi.
Başkan Köksal, DÜNYA'nın yatırımcı seferberliği, birlik yapısı, sektör sorunlarıyla ilgili sorularına cevap verdi.
[PAGE]
Başkan Köksal, DÜNYA'nın yatırımcı seferberliği, birlik yapısı, sektör sorunlarıyla ilgili sorularına cevap verdi.
SERMAYE PİYASALARINDA NELER OLUYOR
Yatırım felsefesi aşılamak istiyoruz
TSPAKB olarak Yatırımcı Eğitimi Seferberliği'ne çok önem veriyoruz. Sadece biz değil SPK, İMKB, Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği gibi birçok kurum el ele verip, bu konuda ciddi çalışmalar yapıyoruz. Buradaki önceliğimiz yatırımcıyı eğitmek; hem tasarruf konusunda hem de bu tasarrufun yatırıma dönüştürüleceği konusunda bilinçlendirmek.
Okul çağlarından itibaren tasarruf ve yatırım felsefesi aşılamak, bunun da zaman içerisinde gittikçe gelişerek Türk finans ve sermaye piyasasına, sonuç olarak da Türkiye ekonomisine katkıda bulunmasını sağlamak. Maalesef yatırım alışkanlıklarımız 20-30 yılda oldukça olumsuz gelişti. Bunlar enflasyon döneminin etkileridir. Vatandaşımız tasarruf etmekten çok harcamaya yöneldi, bunu kırmamız lazım.
Spekülatörler geliyor, yatırımcı korkuyor
Yatırımcının yeterli eğitimi yok. Bu nedenle borsa kumarhane diyor. Yatırımcı gelmeye korkuyor. Gelenler spekülatör tarzda kişiler. Spekülatörler gelmesin diye söylemiyoruz ama bizim sermaye piyasasını halka yaymamız lazım. Yatırımcıların sadece hisse senetlerini değil, yatırım fonu, bireysel emeklilik, bono/ tahvil, şirket tahvili gibi enstrümanları da tanımaları gerekiyor. Altın, gayrimenkul gibi enstrümanların risklerini anlamaları çok önemli. Bu kavramların tümünün harmanlandığı, yatırımın bilgi ile yapıldığı, risklerin yayıldığı zihniyeti yatırımcıya aşılamamız lazım. Bunların öncesinde tasarruf alışkanlığını vermemiz
lazım.
Özel sektör tahvil piyasası güdük kaldı
Türkiye'deki özel sektör tahvili piyasası çok güdük kalmış piyasadır. Bunun nedenleri de hazine bonolarının geçmişte ödediği yüksek reel faizlerdir. O dönem kapanmıştır. Yeni dönemde şirketlerin sermaye piyasalarından borç şeklinde kaynak üretme dönemi başlamıştır. 2011 ve 2012'de özellikle banka bonoları ihraçları ile bu piyasa büyük bir canlılık içine girdi. 2000-2010 yılları arasında hemen hemen hiç tahvil ihracı yapılmamış iken 2011 yılı içinde 58 halka arzda 11 milyar dolar, 2012'de ise 183 arzda 19 milyar dolar tutarında kaynak yaratılmıştır.
Yabancının komisyonu azaldı
İMKB'de işlem hacimleri 2011 yılında yüzde 11, 2012 yılında ise yüzde 25 düştü. Daha da önemlisi komisyonlarda da önemli düşüş var. İşlemlerin dörtte üçünü yerli yatırımcı yapıyor. Yerli müşterilerin ödediği komisyonlar oranları her zaman düşüktü zaten. Yabancı işlemlerinden elde edilen komisyon oranları nispeten iyiydi. Yabancılar uzun vadeli yatırım fonları, emeklilik fonları gibi araştırmaya önem veren, uzun vadeli yatırım yaptığı için hisse alımında komisyon oranına çok bakmayan ve ciddi komisyon ödeyen fon ağırlıklı müşterilerdi.
Fakat daha sonra hedge fonlar çok işlem yapmaya başladı. Onlar çok işlem yapar ve nisbeten makul komisyonlar öderler. Yabancı işlem hacmindeki düşüş son bir yıl içinde sadece %6 oldu. Düşüş az ama yabancı işlemlerinden elde edilen komisyonlarda önemli bir gerileme var. Bunun nedeni hedge fonlar, 2008 yılı öncesine göre artık çok daha az işlem yapıyorlar. Bu önemli bir kayıp oldu. Hedge fonlar ve uzun vadeli yatırım fonlarının yerini borsa yatırım fonları (ETF) aldı. ETF'ler de çok az komisyon ödüyor. Ayrıca yabancı aracı kurumların kendi bilançolarına yaptıkları işlemler arttı.
Hisse alım satım aracılığı ile yaşamak hayal
Yapılan işlemler şekil değiştirdi. Bu bir trend ve devam edecek. Aracı kurumların bunu görüyor olması lazım. Bazı aracı kurumlarımız sistemden çıktılar, bazıları foreks şirketine dönüştüler. Bir kısmı da niş alanlara yöneliyor. Kimisi halka arz, kimisi de kurumsal finansmana yöneliyor. Sadece lisans sahibi olarak, hisse senedi alım satımına aracılık yaparak 'yaşayacağız' diye bir hayale kimse kapılmasın. Bu işe yatırım yapılması lazım. Ya teknolojiye, ya insan kaynağına, ya da her ikisine birden yatırım yapıp belli alanlarda uzmanlaşmak artık şart.
5 bin kişilik istihdam az
Sektörde çalışan personelin eğitimi çok önemli. Sektörde 5 bin kişi çalışıyor. Bu yeterli bir rakam değil. Biz 5 bin kişi ile tüm Türkiye'nin sermaye piyasası ihtiyacını karşılayabiliriz dersek büyük bir gaflet içine düşeriz. Sektördeki uzman kadroları artırmamız lazım. Dağıtım kanallarındaki, bankalardaki, portföy yönetim şirketlerindeki eğitimli kadroları, araştırmacı kadroları artırmak lazım. Bunun için eğitime çok ciddi yatırımlar yapmamız gerekiyor.