Bankalar artık Uzak Doğu'dan borçlanıyor

2012'de yurt dışı borçlanmasında en fazla artış yüzde 1.413'le Çin'de oldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Bankaların aktif toplamı 2012 yılında yüzde 12,6, yurt dışı banklardan sağladığı fonlar ise yüzde 13,3 oranında arttı.
 
BDDK verilerinden derlenen bilgilere göre, aktif toplamı 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 12,6 artarak 1 trilyon 371 milyar dolara yükselen bankacılık sektörünün yurt dışı bankalardan temin ettiği fonlar da aynı dönemde yüzde 13,3 oranında artarak 110 milyar 630 milyon dolara ulaştı.
 
Yurt dışından sağlanan borçların yüzde 20,6'sı 22,8 milyar dolarla ABD merkezli finans kuruluşlarından temin edildi. ABD'yi, 13 milyar dolar ve yüzde 11,8'lik payla Büyük Britanya, 10,7 milyar dolar ve yüzde 9,7'lik payla Almanya ve 8,6 milyar dolar ve yüzde 7,7'lik payla Lüksemburg merkezli finans kuruluşları takip etti.
 
Sektörün yurt dışından sağlamış olduğu fonların gelişimi incelendiğinde, Avro Bölgesi'nde yer alan ülke ekonomilerinde yaşanan olumsuz gelişmeler nedeniyle bu bölgeden sağlanan fonların toplam yurt dışı borçlar içindeki payı geriledi. Avro Bölgesi'nin toplam yurt dışı borçlar içindeki payı 2012 yılında yüzde 6,6 oranında azaldı.
 
Buna karşın ABD, Orta Doğu ve Asya ülkeleri merkezli finans kuruluşlarından sağlanan fonların toplam yurt dışı borçlar içindeki payı artış gösterdi. 2012 yılında bir önceki yıla göre sektörün yurt dışı borçlanmasında en fazla artış sağladığı ülke yüzde 1.413'le Çin oldu. 2011 yılında Çin merkezli finans kuruluşlarından 76 milyon dolarlık borçlanma sağlanırken, 2012 yılında bu tutar 1 milyar 142 milyon dolara yükseldi.
Aynı dönemde Çin'i yüzde 198,3'lük artışla Kuveyt takip ederken, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'dan yüzde 118,8'lik artış da borçlanmada bölgesel dağılımın değiştiğini gösteriyor.
Belçika merkezli finans kuruluşlarından sağlanan fonlar 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 41,3'lük gerileme ile en fazla azalışın görüldüğü ülke oldu. Belçika'yı, yüzde 26 ile krizde olan Avrupa ülkelerinden İtalya izledi. Bu ülkeyi yüzde 20'lik düşüşle Cayman Adaları, yüzde 7,2'lik azalışla Hollanda ve Fransa takip etti.
 
Seküritizasyon kredilerinin yerini tahvil ihraçları alıyor
 
Bankacılık sektörünün 2012 yılında yurt dışı finansal kuruluşlardan temin ettiği 110,6 milyar dolarlık borcun 46,1 milyar doları kredi, 18,6 milyar doları repo, 16,4 milyar doları sendikasyon, 16,3 milyar doları mevduat, 6,9 milyar doları seküritizasyon ve 6,3 milyar doları sermaye benzeri borçlar şeklinde kullanıldı.
2012 yılında sektörün yurt dışından temin ettiği sendikasyon kredileri 629 milyon dolar artarken, seküritizasyon kredileri toplam tutarı yaklaşık 1,5 milyar dolar azaldı. Sendikasyon ve seküritizasyon kredilerinin yurt dışı bankalardan sağlanan toplam yurt dışı fonlar içindeki payı, 2012'de yüzde 21 düzeyinde gerçekleşti. 2012 yılında 15,7 milyar dolar sendikasyon kredisi geri ödemesi yapılırken, 16,4 milyar dolar yeni sendikasyon kredisi temin edildi.
Analistler, sektör genelinde bankaların sendikasyon kredilerini yenilemekte problem yaşamadığını belirtiyor. Seküritizasyon kredilerinin 2007 sonu itibariyle 13 milyar dolar seviyesinde olduğunu ve 2012 yıl sonu itibariyle 7 milyar dolara düştüğünü belirten analistler, bu bağlamda seküritizasyon piyasasının yurt dışı borçlanmadaki ağırlığını kaybettiğini ve seküritizasyon kredilerindeki azalmanın yurt dışına ihraç edilen menkul değerlerle ikame edildiğini kaydediyor.
Geçen yıl yurt dışı bankalardan temin edilen sermaye benzeri krediler 2011 yılına göre 1,9 milyar dolar artış gösterdi. Sektörün sermaye benzeri borç yapısı, ağırlıklı olarak yabancı bankaların ana ortaklarından sağladıkları ikincil sermaye benzeri borç şeklindeyken, 2012 yılında yerli bankaların da yurt dışı piyasalardan ikincil sermaye benzeri borç teminine yöneldiği gözlendi.
 
Dış borç Avrupa'dan Çin, Orta Doğu ve Asya'ya kayıyor
 
Halk Yatırım Hazine Yöneticisi Burak Maldar, bankacılık sektörünün yurt dışı borçlanmasına yönelik olarak AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, yaşanan kriz sonrası özellikle Avrupa başta olmak üzere Amerika ve İngiltere'de finans sektöründe birleşmelerin ya da kapanmaların gerçekleştiğini anımsattı.
Halen krizin etkilerinin devam etmekte olduğunu belirten Maldar, şu anda Avrupa'nın bu sorunları en derinden yaşayan bölge olduğunu ifade etti.
Maldar, "Avrupa bankaları yaşanan kriz sonrası kendi bilançolarını düzeltmeye çalışırken risk algılarında da bir artış oldu. Buna karşılık artan petrol fiyatları ile Çin başta olmak üzere Orta Doğu ve Asya yeni fon kaynakları olarak ortaya çıkmaya başladı" dedi.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bankacılık sektörünün Avrupalı bankalardan çıkıp yeni sermaye odağı olan Orta Doğu (Odeabank, Burganbank, National Bank of Qatar gibi) bankalarına geçtiğine dikkati çeken Maldar, şu anda global piyasalarda gelişmiş ülke finans sektörü zorda iken, Orta Doğu, Çin ve Asya finans sektörünün dünyada yeni yer almaya başladığını vurguladı.
Türk bankacılık sektörünün dış borç yapısınındaki değişikliği de bu çerçevede görmek gerektiğini söyleyen Maldar, şunları kaydetti:
"Çin ve Orta Doğu kaynaklı finansal kurumlarda kaynak fazlası varken, Avrupa bankalarında kaynaklar daha az, olanlar ise risk algısı yüzünden daha maliyetli. Bu yüzden bankalar fon fazlası olan ve daha düşük maliyetli bankalardan kaynak sağlıyor. Türkiyede yerleşik bankalar bu bölge kurumlarına satılınca doğal olarak bankalar genel merkezlerden sermaye transfer edip o ülkelerden borçlanıyorlar.
Sonuç olarak petrol fiyatları yüksek seyrettikçe ve Avrupa ekonomileri düzelmedikçe, bu trend devam edecek. Avrupa'dan sağlanan dış borçlar azalmaya devam ederken, Çin, Orta Doğu ve Asya'dan sağlanan fonlar artmaya devam edecektir."