Bankalar, önemli tutarda pozisyon taşımıyor
Bankalar bilanço içinde taşıdığı kısa pozisyonu, bilanço dışında oluşturduğu uzun pozisyon ile dengeliyor. BDDK, sektörün özkaynaklarına oranla yüksek seviyelerde olmadığını, yasal sınırlar dahilinde kaldığını kaydetti.
ANKARA - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na (BDDK) göre, Türk bankacılık sektörünün bilanço içinde taşıdığı kısa pozisyonu, bilanço dışında oluşturduğu uzun pozisyon ile dengelediğini, bu sayede nette önemli tutarda pozisyon taşımadığını bildirdi.
BDDK, Türk bankacılık sektörünün yabancı para net genel pozisyonunda meydana gelen gelişmeler, kur kaynaklı riskler ve sektörün türev işlemlerinin incelendiği Türk Bankacılık Sektörü Kur Riski Değerlendirme Raporu'nun 9'uncusunu yayımladı.
BDDK, Türk bankacılık sektörü bilanço içinde taşıdığı kısa pozisyonu, bilanço dışında oluşturduğu uzun pozisyon ile dengelediğini, bu sayede nette önemli tutarda pozisyon taşımadığını bildirdi. Kurum, sektör genelinde nette tutulan pozisyonun, bazı dönemlerde negatif, bazı dönemlerde pozitif değerler almakla birlikte, sektörün özkaynaklarına oranla yüksek seviyelerde olmadığını, yasal sınırlar dahilinde kaldığını kaydetti.
[PAGE]
En fazla açık pozisyon yabancı bankalarda
Türk Bankacılık Sektörü Kur Riski Değerlendirme Raporuna göre, 2011 yılının Eylül ayına kadar bilanço içinde en fazla açık pozisyonla faaliyet gösteren banka grubu yabancı bankalar grubu oldu. Eylül 2011'den itibaren ise özel bankalar bilanço içinde taşıdıkları açık pozisyonun yabancı bankalarınkine yakın değerler aldı, hatta bazı dönemlerde açık pozisyonun üzerinde açık pozisyonla faaliyet gösterdi.
Bankacılık sektörünün yabancı para pasifleri içinde en fazla ağırlığa sahip olan ve sektörün bilanço içi pozisyonunun gelişiminde önemli bir rol oynayan yabancı para mevduat, döviz kurlarının gelişimine bağlı olarak değişti.
Eylül 2011-2012 döneminde sektörün yabancı para aktifleri içerisinde yüzde 124,6 (31,8 milyar dolar) ile en fazla artış zorunlu karşılıklarda oldu. Yabancı para pozisyon hesabında yabancı para olarak dikkate alınan ve büyük kısmı kredilerden oluşan dövize endeksli varlıklar, 2011 yılının ilk yarısında artış trendi gösterirken, ikinci yarısında nispeten durağan bir seyir izledi, 2012 yılında ise yeniden artış eğilimine girdi.
Eylül 2012 itibarıyla yabancı para kredilerin yüzde 79,8'i yurt içi, yüzde 20,2'si yurt dışı şubelerden kullandırıldı. Yurt dışı şubelerden kullandırılan kredilerin yüzde 90,2'sinin (20,3 milyar dolar) Türkiye'de yerleşik kişi ve kurumlara verildi.
[PAGE]
Bankaların yurt dışı iştiraklerinden kullandırdığı krediler
Rapora göre, Eylül 2012 itibarıyla bankaların konsolidasyona dahil yurt dışı mali iştiraklerinden kullandırılan nakdi kredilerin yüzde 89,8'i yabancı para olmak üzere 24,9 milyar dolar tutarında oldu. Bu kredilerin Türkiye'de yerleşik banka dışı kesime kullandırılan kısmının yüzde 80,2'si yabancı para olmak üzere yaklaşık 12,3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
Türkiye'de kurulu bankaların yurt dışı şubelerinden ve konsolidasyona tabi yurt dışı ortaklıklarından, Hazine Müsteşarlığı haricindeki Türkiye'de yerleşik banka dışı kesime kullandırılan kredi tutarı, önceki rapor dönemine göre 1,2 milyar dolar artarak yaklaşık 32,6 milyar dolar seviyesine yükseldi.
Sektör 2011 yılı boyunca kambiyo zararına maruz kaldı, buna karşılık söz konusu zararı tam olarak telafi edemese de türev işlemlerden kar sağladı. 2012 yılının başında kambiyo zararı kara, türev işlem karı ise zarar dönmesine karşılık Ocak 2012 dönemi hariç sektör nette zarar etmeye devam etti.
Kamu bankaları, özel bankaların ve yabancı bankaların rapora konu döneminin tamınında bilanço içinde açık pozisyonla çalıştılar, büyük ölçüde swap işlemleriyle bilanço dışında pozisyonlarını dengelediler.
Türev işlemler
Eylül 2012 itibarıyla işlemler hem alım hem de satım bacakları dikkate alındığında Türk Lirası türev işlemler 2011 yılı sonuna göre yüzde 21,8, yabancı para işlemler ise yüzde 18,9 arttı.
Eylül 2012 itibarıyla sektörde gerçekleştirilen türev sözleşmelerin, yüzde 66,5'i swap, yüzde 19,6'sı opsiyon ve yüzde 13,5'i ise forward sözleşmelerden oluştu. Türev işlemlerin hacminin yüzde 58,7'si özel, yüzde 30,5'i yabancı banka grupları tarafından gerçekleştirildi.
Söz konusu dönemde yapılan türev işlemlerin yüzde 90,7'si alım-satım amaçlı, yüzde 9,3'ü riskten korunma amaçlı yapıldı. Toplam türev sözleşmelerin yüzde 34,5'i 1 aya kadar vadeli iken, yüzde 23,5'i 1-5 yıl arası vadede olduğu, türev sözleşmeler içinde en büyük sahip olan swap sözleşmelerin vade dağılımında da belirleyici olduğu tespit edildi.
Eylül 2012 itibarıyla sektörün toplam türev işlemleri içerisinde dolar, TL ve Avro ile yapılan işlemlerin payı yüzde 94,3 oldu. Türev işlemlerin yüzde 53,1'i İngiltere, yüzde 20,9'u Türkiye, yüzde 7'si ABD ve yüzde 6,4'ü Fransa'da yerleşikler ile yapıldı.
Bankaların kredi risk gruplarına dahil kişi ve kuruluşlarla yaptığı türev sözleşmelerin Eylül 2012 dönemi itibarıyla sektörün türev işlem bakiyesinin yüzde 14,2'sini oluşturdu ve söz konusu oran geçen yılın aynı dönemine göre 4,5 puan arttı.
Bankaların kendi risk grupları ile yaptıkları türev işlemlerin yüzde 72,6'sı yabancı bankalar, yüzde 27,3'ü özel bankalar tarafından gerçekleştirildi.