Cari açık hala temel bir sorun
Fitch Baş Analisti Ed Parker, "Türkiye'de cari açık düşüyor ve aşırı ısınmanın geçen yıl yarattığı dengesizlikler de düzeltiliyor. Bütün bunlar yakın vadede ekonomik ve finansal riskleri düşürdü" dedi.
İSTANBUL - Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Fitch'in Baş Analisti Ed Parker, "Türkiye'de cari açık düşüyor ve aşırı ısınmanın geçen yıl yarattığı dengesizlikler de düzeltiliyor. Bütün bunlar yakın vadede ekonomik ve finansal riskleri düşürdü" dedi.
Parker, Türkiye'nin kredi notuna ilişkin düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de cari açığın düştüğünü ve aşırı ısınmanın geçen yıl yarattığı dengesizliklerin de düzeltildiğine dikkati çekerek, "Bütün bunlar yakın vadede ekonomik ve finansal riskleri düşürdü. Cari açık ve aşırı ısınma yarattığı dengesizlikler bir not artırımının önündeki en büyük engeldi zaten Türkiye için. Biz yeniden zayıflıklara ve risklere odaklanıyoruz, özellikle de hükümet borç yükü, güçlü bankacılık sistemi ve orta vadede büyüme tahminleri açısından" dedi.
Ed Parker Türkiye'nin ekonomik görümüne ilişkin olarak, şunları kaydetti:
"Türkiye geçen aylara bakıldığında güçlü bir gelişen ülke olarak öne çıkıyor. Türkiye'nin yatırım notuna giden yol uzun, inişli ve çıkışlı bir yolculuktu. 1994'te Türkiye'yi incelemeye almaya başladık ve daha önce Türkiye'yi yatırım yapılabilir seviyeye getirmemiştik. En büyük değişim 2009'da başladı. Bu Türkiye için yapısal bir kırılma noktasıydı. O sırada yerel bazı siyasi gerilimler sürüyordu ve Türkiye finansal krizde de bunlara direncini gösterdi.
Türkiye'nin makro ekonomik dengesizlikleri elimine ettiğini söylemiyoruz. Ama tehlikeli bölgeden çıktı diyebiliriz. Büyüme yüzde GSYH'nın yüzde 10'unu oluşturuyordu. Daha önce Türkiye'nin cari açığı da çok büyüktü. Enflasyon da çift haneliydi. Avro Bölgesi krizi de gittikçe şiddetleniyordu. Küresel finansal ortam oldukça belirsizdi. O zamandan bu yana güçlü değişiklikler gördük makro ekonomik görünümde. Büyüme yavaşladı. Biz bu yıl için GSYH büyümesini yüzde üç olarak tahmin ettik. Bir resesyon olmadan Türkiye'nin bunu sağlayabileceğini öngörüyoruz. Küresel bazda değerlendirsek, GSYH'nın ilk çeyrekte daraldığının görüyoruz. İkinci çeyrekte biraz daha yükselse de son verilere bakınca açıkça görülüyor ki Türkiye bir dönüm noktasını geçerek resesyondan uzak durmuş bulunuyor."
"Cari açığın düşmesini bekliyoruz"
"Cari açığın düşmesini bekliyoruz"
Türkiye ekonomisinin güçlü yanlarına değinen Parker, "Büyümenin gelecek yıl Türkiye'de yüzde 3,8'i bulmasını beliyoruz ve 2014 yılında da yüzde 4,5 olmasını tahmin ediyoruz. Cari açık 77 milyar dolardı geçen yıl. Bu yıl ise bunun düşmesini bekliyoruz. Cari açığın daralması aynı zamanda güçlü ihracat performansı da faktörler olumlu faktörler arasında. İhracatın çeşitlenmesi Avrupa piyasalarında Ortadoğu piyasasına yönelmiş olması son derece olumlu. Altın ihracatının ve ithalatının İran'a yöneltilmiş olması da bunların sebepleri arasında" dedi.
Diğer gelişmekte olan ekonomilere de değinen Parker, "Hindistan hala BBB-'de, 2006'dan beri değişmedi ve negatif görünüme sahip" dedi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Başanalisti Ed Parker, yakın vadede risklerin azaldığını, geçtiğimiz dönemde bir toparlanma olduğunu belirterek, "Biz Türkiye'nin zayıf ve güçlü yönlerine değiniyoruz. Güçlüklerin kombinasyonu ile ilgili olarak kamusal finansmanın, bankacılık sisteminin ve orta vadeli büyüme tahminlerinin güçlü yanları olduğunu görüyoruz" dedi.
Türkiye'nin kredi notuna ilişkin basın mensuplarına ve ekonomistlere yönelik açıklamalarda bulunan Parker, Türkiye'nin şoklara karşı direncinin arttığını vurguladı.
Cari açığın kapatılması yönünde son 12 ayda gelişme gördüklerini ifade eden Parker, "Özellikle de borcun azaltılması açısından gelişmeler görüyoruz. Cari açık hala yüksek. Bunun büyük ölçüde şu anki konumda beklemiyoruz. Hala cari açığın 2013 ve 2014 yıllarında GSYH'nın yüzde 7'sini oluşturmasını bekliyoruz" diye konuştu.
Yeniden dengelenmenin en büyük faktörlerinden birisinin de enflasyonun çift haneli rakamlardan tek haneli rakamlara düşmesi olduğunu vurgulayan Parker, "Son tahminimiz yüzde 7,4'tü. Bu yılın sonuna kadar böyle olması bekleniyordu. Yani Ekim ayında açıklanan rakamlar biraz daha iyiydi. Çekirdek enflasyon iyileşiyor diyebiliriz. Yine de enflasyonun yüzde 5'e yaklaşacağını düşünmüyoruz, önümüzdeki yıl. Gelecek yılın sonuna kadar yüzde 6,5 olarak tahmin ettik" bilgisini verdi.
Parker, Türkiye'nin enflasyon hedefine de değinerek, "Türkiye hiçbir zaman enflasyonu yüzden 5'lik orana getirmede başarılı olamadı. Enflasyonla savaşmak için çok zor bir iş Merkez Bankası'nı bekliyor" ifadesini kullandı.
Parker, "Yakın vadede riskler azalıyor. Geçtiğimiz dönemde bir toparlanma oldu. Biz Türkiye'nin zayıf ve güçlü yönlerine değiniyoruz. Güçlüklerin kombinasyonu ile ilgili olarak kamusal finansmanın, bankacılık sisteminin ve orta vadeli büyüme tahminlerinin güçlü yanları olduğunu görüyoruz" dedi.
AB ülkelerinin şu anda karşı karşıya olduğu zorluklara ve Türkiye'nin daha derin temellerine de odaklanmak gerektiğine işaret eden Parker, "Bu da sermayeyi işaret ediyor. Güçlü bir konuma gelmesi, onu diğer gelişmekte olan ekonomiler ile benzer bir sıralamaya koyuyor" yorumunu yaptı.
Türkiye'nin tasarruf oranının cari açıktan etkilendiğine dikkati çeken Parker, bunun da Türkiye'yi küresel finansal şoklara karşı zayıf kıldığını anlattı.
Parker, "Bu yüzden ekonomi bu kadar volatil. Büyüme, enflasyon ve döviz kuru Türkiye'de aynı notu alan ülkelere kıyasla daha volatil durumda. Tabi cari açık aynı zamanda yükselen dış borç oranını da gösteriyor. Bu durum diğer ülkelere nazaran daha fazla ortalama yatırım oranı gerektiriyor" uyarısında bulundu.
"Şu anda ana odak komşulardaki istikrarsızlık"
[PAGE]"Şu anda ana odak komşulardaki istikrarsızlık"
Enfasyon oranının nispeten yüksek olduğunu dile getiren Parker, "Merkez Bankası tutarlı bir şekilde enflasyon oranlarını tutturamadı. Aslında bu yıl yedi yıl içerisinde beşinci kez bu durum gerçekleşiyor. Bu durum parasal çerçeveyi etkiliyor ve politikayı desteklemek güçleşiyor" dedi.
Bölgesel risklere de işaret eden Parker, "Siyasi risklere de değinmek istiyorum. Biz bu risklerin diğer ülkelere nazaran daha yüksek oranda olduğunu görüyoruz. Şu anda ana odak komşulardaki istikrarsızlık. Yerel endişelerden çok siyasi endişeler var. Siyasi riskler tabi ki nesnel olarak ölçmenin zor olduğu koşullar. Ama siyasi istikrar konusunda Türkiye yüzde 20'lik dilimde yer alıyor. Bu ülkeler içerisinde tek B notu olan ülkeler de var. Son bir yılda Türkiye'nin kredi notunun bu seviyeye gelmesinde böyle bir mantık yatıyor" ifadelerini kullandı.
Parker, kamu finansmanı ile ilgili olarak da nispeten daha düşük bütçe açığı ve standardize edilmiş hükümet önlemleri ile açığın GSYH'nın yüzde 1,9'unu oluşturmasını beklediklerini vurguladı.
Bu yıl bütçe açığının yüzde 1'lik dilimin üzerinde olabileceğini söyleyen Parker, şunları kaydetti:
"2012 için yapılan tahminlerin biraz üzerinde yer alabilir ama, bunun sebebi zayıflayan talep ve vergi reformu.Hükümet'in düzeltme odaklı yeni önlemler almasını, bütçe açığının indirilmesini bekliyoruz. Düşük bütçe açığı ve büyüme oranı ile faiz oranlarının gelişmesi, Türkiye'nin gelişmesi, borcun yurtiçi GSYH'ya oranın düştüğünü gösteriyor. Bu yılın sonuna kadar bunun yüzde 7'ye ulaşmasını bekliyoruz. Geçen sefer yüzde 9 seviyesinde olacağını tahmin etmiştik. 2009 yılında bu rakam vardı. O zaman BBB notu olan ülkelerde bu oranın yüzde 7 olduğunu görüyoruz."
[PAGE]Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Başanalisti Ed Parker, Türkiye'nin şoklara karşı direncinin, öncesine oranla önemli ölçüde arttığını belirterek, "Türkiye'de yüzde 4-5 arasında sağlıklı bir büyüme var. Bir not artırımı öngörmüyoruz. Ancak ekonomide önemli değişiklikler olursa, bu, notu değiştirmeyeceğimiz anlamına gelmez" dedi.
Türkiye'nin kredi notuna ilişkin basın mensuplarına ve ekonomistlere yönelik açıklamalarda bulunan Parker, tasarruf oranları ve cari açığın, global şartlara karşı kırılgan bir yapı ortaya koyduğunu, bu nedenle ekonomik dalgalanmaların ülkede şoklara neden olabileceğini söyledi.
Parker, "Türkiye'de yüzde 4-5 arasında sağlıklı bir büyüme var. Bir not artırımı öngörmüyoruz. Ancak ekonomide önemli değişiklikler olursa, bu, notu değiştirmeyeceğimiz anlamına gelmez" dedi.
Türkiye'nin güçlü bir bankacılık sistemi olduğunu vurgulayan Parker, "Türkiye'nin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye çıkarılması, yakın vadede makro finansal risklerini düşürdü. Sağlıklı bir banka sistemi var. Türkiye'nin şoklara karşı direncinin, öncesine oranla önemli ölçüde arttığını düşünüyoruz" diye konuştu.
Hane halkı borçlanma oranlarının da düşük olduğunu belirten Parker, kişi başı milli gelirin ise kredi notu BBB olan ülke ortalamalarının üzerinde olduğuna dikkati çekti.
Öte yandan Türkiye'nin dış borcunun, kredi notu BBB olan ülke ortalamalarının üzerinde olduğunu vurgulayan Parker, ekonominin artan rekabetçi gücünün de Türkiye'yi önemli bir yere getirdiğini dile getirdi.
Dünya Ekonomik Forumu raporlarına göre Türkiye'nin, 59'uncu sıradan 43'üncü sıraya yükseldiğini anımsatan Parker, "Halen bazı riskler söz konusu. Cari açığa karşılık zayıf finansal hareketler riskler arasında görünüyor. Türkiye'de cari açığın kısa vadeli kaynaklarla finanse edilmesi kırılganlığı artırıyor" uyarısında bulundu.