Çin’de reform olmazsa, büyüme %3’lere iner

Çin’in küçülme sürecine gireceğini düşünen Prof. Michael Petti, ülkede yatırım seviyesinin düşürülmesi, servetin yerel hükümetlerden hanehalklarına yönlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Ancak reformların başarılı olmaması halinde büyüme hızının sert bir şekilde yavaşlayacağı uyarısını yapıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Evrim KÜÇÜK

Küreselleşme sürecini doğru değerlendirerek ekonomik devler haline gelen Çin ve Hindistan geleceği ve bunun dünya ekonomisine ne gibi etkiler yapacağı birçok ekonomistin ve analistin cevap aradığı sorular. Yanıt ise şu; Çin’in geçtiğimiz 30 yılda yaptıkları yapacaklarının garantisi değil!

Pekin Üniversitesi Guanghua İşletme Fakültesi Finans Profesörü Michael Pettis, Çin ekonomisinin geçtiğimiz 30 yılda yazdığı başarı hikayesinin, ülkenin geleceğinin aynı şekilde devam edeceği anlamına gelmediği uyarısı yaptı. Çin ekonomisi konusunda uzman olan Pettis, Çin’deki hızlı büyümede şimdiye kadar devasa yatırımların önemli bir rol oynadığını ancak gerekli reformların yapılmaması halinde büyümenin yüzde 3’lere ineceğini savundu.

Çelebi Stratejik Danışmanlık’ın 15. kuruluş yıldönümü dolayısıyla Borsa İstanbul konferans salonunda düzenlenen “Uluslararası Ekonomik Gelişme Zirvesi -Çin ve Hindistan Üzerinden Global Krize Bakış ve Türkiye” konulu konferansta küresel politik gelişmeler ve Türkiye nin yol haritasıyla ilgili değerlendirmeler yapıldı. Çin’in küçülme sürecine gireceğini düşünen Prof. Michael Pettis ve Hindistan’ın ekonomik gelişme modeli üzerinde çalışan Dr. Aditi Sawant görüşlerini sundu.

DÜNYA Gazetesi köşe yazarı Osman Ulagay, moderatörlüğünü yaptığı oturumda, küreselleşmenin Çin ve Hindistan olarak iki ekonomik güç yarattığını belirtti. İki ülkenin küresel ekonomi içindeki payının 19080’de yüzde 5 olduğunu ve 2020’de yüzde 28’e ulaşacağını kaydeden Ulagay, ekonomi tarihinde böylesi sıçramalara çok az tanıklık ettiğimizi hatırlattı. Ulagay, Çin ve Hindistan’da orta sınıfın taşıdığı büyük potansiyele de dikkat çekti. Dünyada orta sınıfın 35 trilyon dolarlık bir alım gücünü temsil ettiğini ifade eden Ulagay, 2030 yılında dünyada orta sınıfın neredeyse yüzde 40’ını söz konusu iki ülkenin oluşturacağını vurguladı.

Çin’in yatırım seviyesini düşürmesi gerek

Oturumda bugünkü ekonomik tablonun, küresel gelişmeler ve dinamikler göz önüne alındığında, gelecekte aynı şekilde devam edeceğinin garantisi olmadığı vurgulandı. Finans Profesörü Michael Pettis, Çin’in önemli bir dönüm noktasında olduğuna dikkati çekti. Çin Komünist Partisi tarafından yapılan reformlar sonrasında 1979’dan itibaren Çin’in sadece üç kez yüzde 7 büyümenin altına düştüğünü hatırlatan Pettis, Çin’in yeniden bir merkezileşme adımı atmasının şart olduğunu belirtti.

“Çin’de tasarrufları artırıp hanehalkının GSYH içindeki payını azaltma stratejisi izlendi. Hanehalkı payının azalması demek tüketimin azalması demek. Eğer tüketim azsa yapılması gereken yatırımları artırmak. Çin işte bunu yaptı. Sorun yatırımların çok büyük bir hızla artırılması. Çin yatırıma ihtiyacı olduğu için değil, istihdam yaratmak için yatırım yaptı. Bu da borçlanmayı artırdı” şeklinde konuşan Pettis, yatırım seviyesinin düşürülmesi gerektiğini belirtti.

Bu durumda büyüme için tüketimin canlandırılmasının gerekliliğine işaret eden Pettis, bu durumda yerel hükümetlerin servetini hanehalkına transfer ederek ekonominin yüzde 5’lerde büyümesini sağlayabileceğini söyledi. Ancak reformların hayata geçirilmesi için ekonominin merkezileştirilmesi gerektiğinin altını çizen Pettis, aksi takdirde gelecek 10 yıl içinde ülke ekonomisinde büyümenin yüzde 3’lere inebileceğini savundu.

Hindistan'da Modi sonrası büyük değişim

Hindistan’ın ekonomik gelişme modeli üzerinde çalışan Dr. Aditi Sawant da, Hindibtan’ın 2014 yılında reformcu lider Narendra Modi’nin iktidara gelmesinden sonra geçirdiği dönüşümü paşylaştı. 2008-2014 döneminde ülkede tüketimin, hem yerli hem de yabancı yatırımların, net ihracatın düşüşte olduğunu anlatan Sawant enflasyonun çift hanelere ulaştığını ancak buna karşın stagfl asyon ile karşı karşıya olduklarını belirtti.

Modi döneminde hayata geçirilen yatırım dostu reformların ise ülke ekonomisini canlandırdığını kaydetti. Sawant, ayrıca özellikle kırsal kesimdeki yoksullara sıfır bakiyeli hesap açılarak paralarını buraya yatırma imkanı verilmesinin kayıt dışı ekonominin kontrol altına alınmasına yardımcı olduğunu, nakitsiz ekonomiye geçişe yönelik reformların da ekonominin canlanmasına destek verdiğini kaydetti.