Domino etkisi yatırımcının uykusunu kaçırıyor

Yatırım ve finans uzmanı Jim Rogers: "Avrupa'da herhangi bir yerde yeni bir kriz yaşandığında herkes şu anda olanları hatırlayacak"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL  - Emtia gurusu olarak tanınan ünlü yatırım ve finans uzmanı Jim Rogers, Avrupa Birliği'nin 10 milyar Euroluk kurtarma paketi karşılığında Rum bankalarındaki mevduatlara daha önce benzeri görülmemiş bir mevduat vergisi getirmesinin kısa vadede olmasa da uzun vadede domino etkisi yaratacağını belirterek, "Avrupa'da herhangi bir yerde yeni bir kriz yaşandığında herkes şu anda olanları hatırlayacak" dedi.
 
Rogers, Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) kurtarma paketine kısmi karşılık olarak Rum bankalarındaki mevduatlardan vergi alınmasına ilişkin olarak, "Bunun Güney Kıbrıs parlamentosunda kabul edilip edilmemesi birşey ifade etmiyor. Avrupa'da herhangi bir yerde yeni bir kriz yaşandığında herkes şu anda olanları hatırlayacak. Güney Kıbrıs'ın şu için kısa vadede bir domino etkisine neden olacağını düşünmüyorum. Çünkü şu anda Güney Kıbrıs'ta gerekli düzenlemeler yapılmadı ve ne yapılacağını da bilmiyoruz. Fakat en sonunda, uzun vadede, evet (domino etkisine) neden olacaktır. Güney Kıbrıs IMF ve Euro Birliği'nin lütfuna kalmış görünüyor. Hali hazırda bütün bu yaşananlardan sonra herkes endişelenmeli" dedi.
 
Euro Bölgesi'ndeki negatif görünüme rağmen, Türkiye'nin yatırım listesinde yer aldığının belirten Rogers, "Türkiye önümüzdeki birkaç yıl içerisinde yatırım yapmak istediğim bir ülke. Türkiye ekonomisi krizde iyi iş çıkardı. Eğer Türkiye önümüzdeki yıllarda Türkiye'nin ekonomik performansı yüzde 90 oranında olumluysa ve dünyanın geri kalanında yüzde -5 bir performansı varsa, tabii ki Türkiye'ye yatırım yaparım" şeklinde konuştu.
 
Avrupa Birliği'nin Güney Kıbrıs'a sunduğu paketle aslında uluslararası bankacılık kurallarını dışında davrandığını belirten Rogers, "Banka hesapları genel olarak garanti altındadır. Eğer bankaya birşey olursa sizin mevduatınız 100,000 Euro'ya kadar garanti altındadır. Banka hesaplarından ve insanların iyi niyetlerinden hırsızlık yapılıyor. Bu hükümetler tarafından yapıldığında bu işten kurtulabileceklerini düşünüyorlar. Belki bu ay değil, belki bu yıl değil ama en nihayetinde, bir sonraki krizde, hükümetlerinin paralarını (mevduatlarını) nasıl geri ödeyebileceği konusunda (Avrupa'daki) bütün mevduat sahipleri endişelenecek" dedi.
 
Güney Kıbrıs'taki mevduat sahiplerinin yatırımlarının vergilendirilmesine şiddetle karşı çıkan Rogers, "Güney Kıbrıs'ta Avrupalılar'ın değil, fakat yabancı yatırımcıların parası gaspediliyor. Avrupa'da zaten oy kullanmayan ve kullanamayacak olan Rusların ve Avrupalı olmayanların parasını çalmanın daha kolay olduğunu düşünüyorlar. Eğer Güney Kıbrıs'ta sadece Avrupalı olanların mevduatları olmuş olsaydı böyle bir uygulamaya başvurmazlardı. Avrupalı olmayanların parasını çalmak Avrupalılar'ın parasını çalmaktan her zaman daha kolaydır" dedi.
 
Avrupa Birliği'nde hükümetlerin vatandaşları, yatırımcıları düşünmeden hareket ettiğini vurgulayan Rogers, "Hükümetler her durumda önce kendilerini sonra da bankaları korumaya çalışıyor. Sizi ya da beni önemseyen yok. Güney Kıbrıs hükümeti de vatandaşlarını değil, kendilerini ve bankaları düşünüyor" şeklinde konuştu.
 
Eylül'den sonra işler daha da kötüleşecek
 
Avrupa Birliği'nin Güney Kıbrıs'ta bankalardaki mevduatları vergilendirerek kurtarma paketini finanse etmeye çalışmasının birliğe üye diğer ülkeler arasında da endişeye neden olduğunu belirten Rogers, giderek daha fazla ülkenin önümüzdeki dönemde içine kapanacağı bir dönemden geçildiğini söyledi. Önümüzdeki döneme ilişkin oldukça karamsar olduğunu belirten Rogers, "1930'lu yıllarda yaşananlara benzer bir dönem yaşıyoruz. Önümüzdeki 10 yıl boyunca durum çok daha kötüleşecek. Daha fazla kur savaşı, daha fazla ticaret savaşı göreceğiz" dedi.
 
Rogers'a göre Avrupa Birliği'nde ekonomik dengelerin gerçek anlamda sarsılmasının yakın olduğunu belirterek, "Bugün Kıbrıs'ta bu öneriyi getiren hükümetler ve bankalar yeni problemlerle karşılaşacaklar. Almanya'da eylül ayındaki seçimlere kadar herşey nispeten ılımlı seyredecek. Fakat Almanya'daki seçimlerden sonra Alman hükümeti 'biz bu insanları kurtarmak' istemiyoruz diyecek. İşte o zaman, yani Almanya'daki seçimlerden sonra işler kötüleşecek. İşte asıl o zaman hepimizin endişelenmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
 
Euro Bölgesi'nden çıkış riski artıyor
 
Güney Kıbrıs'ta yaşananların Euro Bölgesi'ndeki riskleri hissedilir oranda artırdığını ifade eden Rogers, "Çıkış riski giderek artıyor. Avrupa'daki hemen her ülkenin borcu katlanarak artmaya devam ediyor. 2012 ve bu yıl artmaya devam eden borç, 2014'te de artacak. Bu borç yükü artmaya devam ederken, kimsenin herhangi bir sorunu çözdüğü filan da yok. Herkes problemin kendi kendine ortadan yokolmasını bekliyor. Yaşanan problemler ortadan kalkmayacak ve birçok kez geri gelip Avrupa'yı vuracak" dedi.
 
Avrupa Birliği içerisinde ekonomik krizin etkilerinin giderilmesine ilişkin 25 üzerinde kapsamlı toplantı yapıldığını belirten Rogers, "Her toplantı sonunda problemin çözüldüğüne ilişkin mesajlar verildi. Üç ay sonra problemin çözülmediği ortaya çıkıyor. Bir krizden ötekine sürüklenmeye devam edeceğiz. Güney Kıbrıs'ta (kurtarma paketiyle) meseleyi çözeceklerini sanıyorlar. Ama bunu yabancıların paralarıyla yapmaya çalışıyorlar. Yeni bir kriz geldiğinde yine ellerini alışveriş torbasına daldırıp, yabancıların yatırımlarına göz dikecekler" şeklinde konuştu.
 
Altın fiyatlarındaki aşağı yönlü hareketi de değerlendiren Rogers, "Altın fiyatlarının 1600 doların altına düşmesi durumunda biraz daha altın alımı yaparım. Altına yatırımım var ve düşük fiyatlara rağmen satmayacağım" dedi.