ECB'den Yunan bankalarına izin

ECB Yunan bankalarının düşük maliyetli fonlama imkanını kullanmasına izin verdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Avrupa Merkez Bankası (ECB) bir yıldan uzun bir süredir sadece yüksek maliyetli acil kaynak kullanma imkanı tanıdığı Yunan bankalarının daha ucuz maliyetli olağan fonlama imkanını kullanmasına izin verdi.

ECB ayrıca ülkenin borçlanma maliyetlerini düşürecek olan varlık alım programında Yunan tahvillerini dahil edip etmemeyi daha sonra değerlendireceğini belirtti.

Yunan bankalarının acil yerine olağan fonlama imkanını kullanmasına izin verilmesi, yıllardır daralmayla boğuşan Yunan ekonomisinin normalleşme sürecinde ilerlediğine işaret ediyor.

Atina hükümetleri iflas noktasına gelen ekonominin kurtarılması için sonuncusu geçen yıl olmak üzere 2010 yılından bu yana üç defa Avrupa ülkelerinden mali yardım almak zorunda kaldı. Ülkede uygulanan sermaye kısıtlamaları ve mali yardımın koşullarına sağlanması ekonomi üzerinde baskı yaratıyor ve ekonomi yıllardır kesintisiz daralıyor.

ECB tarafından yapılan açıklamada, "Yunan hükümetinin Avrupa İstikrar Mekanizması'nın makroekonomik uyum programını uyguladığı görülmektedir. (ECB) kabul dilen şartlara uyumun süreceğini öngörmektedir" denildi.

Yunan bankaları, ülkenin euro bölgesinden atılmasıyla sonuçlanabilecek geçen yılki mali yardım müzakereleri sırasında ECB'nin olağan fon sağlama imkanına erişimi yitirdi.

Yunanistan merkezli aracı kurum Euroxx tarafından yayımlanan değerlendirmede, "Bu karar Yunan bankalarının fonlama maliyetinin azalması için hayati öneme sahip. Ayrıca asıl zaruret olan mevduatın bankacılık sistemine geri dönmesi için, sermaye kontrollerinin hafifletilmesiyle birlikte önemli bir adım" denildi.

ECB'nin Yunan bankalarının tekrar olağan fon sağlamaya erişimine izin vermesi Yunanistan'a bir sonraki mali yardım diliminin serbest bırakmasını takip etti.

ECB Yunan devlet tahvillerinin, varlık alım programına dahil edilip edilemeyeceği değerlendirmesinin ise "sonraki bir aşamada" yapılacağını, ancak bunun için borçların sürdürülebilirliği ve başka konularda ne kadar mesafe alındığının görülmesi gerektiğini belirtti.