Faiz koridoru krediye ayar verebilir mi?

TCMB’nin çalışmasında asimetrik faiz koridorunun gerektiğinde kredi-mevduat faiz farkını etkileyecek bir politika aracı olarak kullanılabileceği belirtiliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BORSA / FİNANS SERVİSİ

Merkez Bankası ekonomistlerinin yaptığı son çalışma kredi piyasası üzerinde zorunlu karşılıklar kadar faiz koridorunun da etkili bir silah olduğunu ortaya koydu.
‘Faiz koridoru bir makro ihtiyati araç olabilir mi?’ başlıklı Merkez Bankası Başekonomisti Hakan Kara, ekonomistler Mahir Binici, Hasan Erol, Pınar Özlü ve Deren Ünalmış tarafından yapılan araştırma kredi iştahını sınırlamada faiz koridorunun da gerektiğinde etkili bir şekilde kullanılabileceği sonucuna vardı.

Araştırmadan çıkan sonuç yorumlandığında piyasadaki yaygın kanaatin aksine Merkez Bankası yeni dönemde faiz koridorunu döviz kurundan ziyade daha çok kredilere yönelik makro ihtiyati bir araç olarak kullanabilecek gibi görünüyor. Nitekim Başkan Erdem Başçı da yakın dönemde hızlı kredi artışını ön plana çıkarmaya başlamıştı.
2010 yılından beri politika araçlarını çeşitlendiren ve fiyat istikrarının yanında finansal istikrarı da gözeten Merkez Bankası’nın çalışmasında faiz koridorunun gerektiğinde bir makro ihtiyati politika aracı olabileceği değerlendirilirken ‘faiz koridorunun uygun likidite stratejisi ile birlikte kullanılması halinde kredi ve mevduat faizlerini farklı kanallardan etkileyebileceği’ görüşünün altı çiziliyor. Çalışmanın sonuçlarına göre, faiz koridoru sisteminde birden fazla kısa vadeli faizin likidite politikası ile birlikte kullanılması, TCMB’nin kredi-mevduat faiz farkını yani kredi iştahını etkilemesine olanak tanıyor.

Kredi arzını etkileyebilecek

Çalışmada “Ulaşılan bulgular, TCMB’nin geliştirdiği araçlardan biri olan asimetrik faiz koridorunun, geleneksel enflasyon hedeflemesi rejimlerinden farklı olarak, kredi-mevduat faiz farkını etkilemek yoluyla gerektiğinde makro ihtiyati bir politika aracı olarak kullanılabileceğine işaret etmektedir” ifadelerine yer verildi. Araştırmada “Dahası, faiz koridorunun  tamamen para politikasının inisiyatifi dahilinde ve oldukça esnek bir araç olması, fiyat istikrarından ödün vermeden kısa vadeli kredi hareketlerine
tepki verilebilmesini sağlayacaktır” öngörüsü de yapıldı. Çalışmanın orijinaline http: // www. tcmb.gov.tr / research/ekonominotlari /2013/tr/EN1320.php adresinden
ulaşılabilir.

2010’da alt bandı 2011’de üst bandı açmıştı

Merkez Bankası tarafından normal zamanlarda dar bir bant çerçevesinde kullanılan geleneksel faiz koridoru, 2010 yılının sonunda asimetrik hale getirilerek kısa vadeli sermaye hareketlerindeki oynaklığa karşı daha hızlı ve esnek tepki verebilmek için kullanılmaya başlanmıştı. Örneğin geleneksel yöntemde yüzde 4,5’luk politika faizinde koridorun alt bandı yüzde 4, üst bandı yüzde 5 olurken, TCMB son dönemde politika faizini 4,5, alt bandı 3,5 üst bandı ise 6,5 olarak  uyguladı. Bu çerçevede politika
faizi haline getirilen 1 haftalık repo faizi ile faiz koridorunun alt ve üst bandı zaman içinde farklı değişkenleri etkilemek için de kullanıldı. Bu yaklaşımlar bütün dünyada oldukça ilgi çekmiş, hatta dünyaca ünlü Nobel ödüllü iktisatçı Stiglitz TCMB’nin bu politikalarla nobel ödülünü alabileceğini söylemişti.