Garnry: Avrupa ve Japon hisselerinin yıldızı parlıyor

Saxo Bank ekonomistlerinden Garnry, 2017’ye girerken Avrupa ve Japon hisse senetlerinin yıldızlarının parladığını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Saxo Bank’ın önemli analistlerinden Peter Garnry, S&P 500’ün üstün performansının ekonomik kazancı yansıtmadığını belirterek, “‘Görünümdeki en küçük değişiklik' endeksi yüzde 10 düşürebilir. 2017’ye girerken Avrupa ve Japon hisse senetlerinin yıldızlarının parladığını gözlemliyoruz' dedi.

Yatırımcılara yönelik değerlendirmelerini paylaşan ünlü Analist yaptığı açıklamada, “Gösterge S&P 500 hisse senedi endeksi geçen cuma tüm zamanların en yüksek seviyesinin sadece yüzde 0,6 altında, 2258,07’den kapandı. Bu, ABD hisse senetlerinin tekrar yeni bir bölgeye girdiğini gösteriyor. Normal olarak, bunun yüksek büyüme, enflasyon ve öfori ile bir korelasyonu olmasını beklerdik, ama mevcut genişlemenin bütün bileşenlerinde olduğu gibi, patlama yapan performans da normal hikâyeye uymuyor." diyerek görüşlerini belirtti.

'Büyüme hala trendin altında'

Garny, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“İşlerin iyiye gitmesiyle birlikte ufukta enflasyona dair birçok işaret olmasına rağmen, ABD ekonomisine ilişkin elimizdeki en geniş resim, büyümenin hâlâ trendin altında bulunduğunu ve aslında bu trendin altındaki büyüme döneminin Büyük Finansal Krizden beri en uzun dönem olduğunu gösteriyor...”

“Düşe kalka yürüyen bir ekonomiye ilaveten, yaklaşan geniş taban oluşması ve enflasyon öncesinde yatırımcılar hisse almıyor. Bu boğa piyasası en nefret edilen modelin bir örneği olmaya devam ediyor ve en düşük katılım seviyesine sahip. “

'Hiç kimsenin umrunda değil gibi görünüyor'

“Global finans piyasaları ABD başkanı seçilen Donald Trump’ın zaferine ve mali politikalar vizyonuna – bunları fiilen yapabilse de yapamasa da - olumlu tepki verdi. Onun politikalarının ekonomiye doğrudan etkisinin Eylül 2017’den önce olmayacağı (mevcut ABD hükümetinin mali yılı zaten yürürlükte olduğu için) hiç kimsenin umurunda değil gibi görünüyor. “

“Önümüzdeki dokuz ay içinde global büyüme politika yapıcıların geçmişteki eylemlerinin ve düşük gerçek büyümenin bir fonksiyonu. “

“Öfori eksikliğine rağmen, S&P 500 değerlemesi Mart 2002’den beri 12 aylık forward kazançlarının 17,7 katına çıkarak en yüksek seviyelere ulaştı, bu aynı dönemdeki tarihsel ortalamanın yüzde 18,4 üzerinde. “

Son örneği Oracle oldu

“Mevcut değerleme, güçlü ABD dolarının ABD şirketleri için hatırı sayılır karşı rüzgârlara neden olduğuna dair çok açık işaretler bulunmasına rağmen (bunun en son örneği Oracle oldu), analistlerin hisse başına kazancın önümüzdeki 12 ay içinde %19,1 büyümesini bekledikleri olgusunu yansıtıyor.”

“Son üç yılda, petrol fiyatlarındaki büyük düşüş sırasında öngörülebilirlik yok olduğu için, analistlerin hisse başına kazanç tahminleri yüzde 10-15 civarında hatalı olduğu dikkate alınırsa, kastedilen bu kazanç büyüme oranı yüksek. “

“Enerji sektörü, analistlerin önümüzdeki 12 ay içinde hisse başına kazancın yüzde 262 büyüme beklentileriyle, en büyük S&P 500 “umut vaat edeni”ni temsil ediyor. Bir sıçrama olacağına hiç kuşku yok, ancak bunun büyüklükte olacağı şüpheli. Petrol hakkındaki mevcut görüşümüz, OPEC’in fiyatları şişirme girişimine rağmen piyasaya yeni arz olacağı ve ham petrol fiyatını sınırlandıracağı.“

Bazı rüzgarlar estirecek

“S&P 500’de görülen yüksek beklentilerin arkasındaki bir başka önemli varsayım da, analistlerin önümüzdeki 12 ay içinde hisse başına kazançta yüzde 30 büyüme bekledikleri sağlık sektörü. Sektör hakkındaki manşetlerin çok olumsuz olması ve orta sınıfın sağlık faturalarını ödeyememeleri hakkında sürekli haberler görülmesi nedeniyle, bu sektörün kazançları bu kadar büyütme kabiliyeti olduğuna inanmak zor. Böyle bir ortamda sektör nasıl yüzde 30 kâr artışı sağlayabilir ki? Ayrıca, yükselen faiz oranları kamu hizmetleri, sanayi, iletişim ve emlak sektörlerinin kârları üzerinde, bilanço kaldıraç oranları nedeniyle, bazı ters rüzgârlar estirecektir.

Daha güçlü ABD doları S&P 500 endeksindeki yabancı kârlar ve ihracatçılar üzerinde yük oluşturarak, büyüme varsayımlarını, doğal olarak S&P 500’e temel tüketici ürünleri ve finans sektörleri vasıtasıyla giren iç büyümeye daha da bağımlı hale getiriyor. Fakat bu iki sektör endeksin mevcut değerlemesini doğrulama yükünün tamamını taşıyabilir mi?

ABD hisse senetleri hakkında dikkatli olmayı ve görünümdeki en küçük bir değişiklik bile S&P 500 endeksini yüzde 10’dan fazla düşürebileceğinden, portföy yatırımlarını azaltmaya gitmek veya aşağı yönde korumak değerlendirilebilir.”