Her 4 kişiden biri ya tefeciye ya da tanıdığına borçlandı

Araştırmanın tasarruf tarafındaki sonuçları, geleneksel yatırım araçlarına olan eğilimin arttığını ama vadeli işlemler ve foreks gibi son yılların yeni ürünlerinin tanınmadığını gösterdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BORSA /FİNANS SERVİSİ

Sermaye Piyasası Kurulu 2015 yılı ikinci Türkiye Finansal Okuryazarlık araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Araştırmada bu yıl ilk defa ölçülen konuların sonuçlarına bakıldığına katılanların yüzde 24’ü resmi olmayan kredi kullandığını ya da tanıdık birinden borç aldığını söyledi. Banka kredisi kullananların oranı ise yüzde 29 oldu. 

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Borsa İstanbul AŞ, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği, İstanbul Takas ve Saklama Bankası AŞ, Merkezi Kayıt Kuruluşu ve Sermaye Piyasası Lisanslama Sicil ve Eğitim Kuruluşu iş birliği ile hazırlanan “2015 Türkiye Finansal Okuryazarlık Araştırması’nın sonuç raporu yayımlandı. 

Yetişkin nüfusu temsil eden 3 bin kişiyle yüz yüze görüşülerek yapılan araştırmada 2015 yılında ilk defa ölçülen konularda öne çıkan veriler dikkat çekiciydi. Buna göre, son iki yıl içerisinde bir finansal faaliyet olarak banka mevduat hesabı açtıranların oranı yüzde 35 olurken, banka kredisinden faydalananların oranı yüzde 29 çıktı. Açıklamada “Yüzde 24 resmi olmayan kredi kullanmış ya da tanıdık birinden borç almıştır” ifadelerine yer verildi. Altın alanların oranı ise yüzde 17 olarak açıklandı. 

2012 yılında yapılan araştırmayla karşılaştırıldığında ise 2015 sonuçlarında resmi olmayan kredi kullanan ve tanıdık birinden borç alanların oranı yüzde 14’ten yüzde 22.6’ya çıktı. Araştırmaya katılanların finansal ürünler arasında en az bildikleri enstrümanın vadeli işlem ve foreks olduğu görüldü. Katılımcıların yüzde 36’sı bu ürünlerden habersiz olduğunu açıklarken yatırım fonunu bilenlerin oranı yüzde 73 dolayında çıktı. Diğer finansal ürünlere ilişkin farkındalık düzeyi ise yüzde 80 olarak açıklandı.

Parayı hâlâ evde biriktiriyoruz

Geçtiğimiz 12 ay içinde evde ya da cüzdanda nakit para biriktirme oranı yüzde 44 olurken, mevduat ya da tasarruf hesabı olarak bankada para biriktirme oranı bu seviyenin altında kalarak yüzde 31.5 oldu. Katılımcıların yüzde 42’si ise herhangi bir tasarruf yapmadığını belirtti. Katılımcıların yüzde 77’si hanelerinin bir bütçesi olduğunu ifade ederken, yüzde 18’i Türkiye genelinde çeşitli devlet kurumları ve özel kuruluşlar tarafından finansal eğitim konusunda yürütülen çalışmalardan haberdar olduğunu söyledi. 

Elinde altın bulunduranların oranı 2012 yılında yüzde 11,8 iken bu oran 2015 yılında yüzde 24,9’a çıktı. 2012 ve 2015 yıllarındaki veriler karşılaştırıldığında, elinde döviz bulunduranların oranı yüzde 4,3’ten yüzde 10,5’e, banka kredisi kullananların oranı yüzde 11,8’den yüzde 33,1’e, sağlık/hayat sigortası yaptıranların oranı yüzde 6,5’den yüzde 8,1’e, bireysel emeklilik sistemine dahil olanların oranı yüzde 2,2’den yüzde 5,4’e, mevduat hesabına sahip olanların oranı yüzde 20,4’ten yüzde 49,3’e, vadeli işlem forex kullananların oranı yüzde 1,1’den yüzde 5,2’ye yükseldi. Bireysel emeklilik sistemine katılım oranındaki artış özellikle dikkati çekti.

Faiz hesabını öğrenenler arttı

Rapora göre, 2012 yılında ankete katılanların yüzde 84’ünün finansal konularda basit matematiksel işlemleri yapabildikleri görülürken, söz konusu oran 2015 yılında yüzde 93’e yükseldi. Paranın zaman değeri sorusunu doğru cevaplayanların oranı yüzde 28,4’ten yüzde 50’ye yükselirken, borç için ödenen faiz hesabını yapabilenlerin oranı yüzde 72,5’ten yüzde 84’e çıktı. Basit faiz sorusuna doğru cevap verenlerin oranı yüzde 35,5’ten yüzde 54’e, bileşik faiz sorusuna doğru cevap verenlerin oranı yüzde 26,1’den yüzde 32’ye yükseldi. 

Ankete 2012 yılında katılanlardan, herhangi bir emeklilik planı olmayanların oranı yüzde 26,6 iken bu oran 2015 yılında yüzde 18’e düştü. 

Kadınların notu erkeklerin notundan düşük 

Ekonometrik analiz sonuçlarına göre ise eğitimin finansal okuryazarlıkta önemli bir yer tuttuğu gözlendi. Özellikle okula gitmemiş ya da ilköğretimi tamamlamamış bireylerin finansal okuryazarlık puanları çok düşük olurken, eğitim düzeyi yükseldikçe finansal okuryazarlık düzeyinin de yükseldiği görüldü. Kadınların finansal okuryazarlık notu erkeklere kıyasla daha düşük bulunurken, ileri yaş gruplarında finansal okuryazarlık düzeyinde düşüş ortaya çıktı. Hanede kişi başına düşen gelir arttıkça bireylerin finansal okuryazarlık düzeylerinin de yükseldiği görüldü. Finansal okuryazarlık düzeyinin yükselmesiyle birlikte ulusal tasarruf oranında artış ve bu tasarrufl arın doğru ve planlı kullanımına pozitif katkısının olması bekleniyor.

3 bin kişiyle yüz yüze görüşüldü

Araştırma, SPK’nın da üyesi olduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı Uluslararası Finansal Eğitim Ağı’nın (OECD-INFE), Finansal Okuryazarlık faaliyetlerinin ölçme ve değerlendirmesine yönelik olarak, üye ülkelerle yürüttüğü çalışmalar sonucunda geliştirilen soru formu kullanılarak yapıldı. Araştırma kapsamında Türkiye genelinde kentsel ve kırsal alanlarda ikamet eden yetişkin nüfusu temsil eden 3 bin kişilik bir örneklemle hane ortamında yüz yüze görüşüldü. Araştırmada 2012 ve 2015 yıllarında; Finansal Bilgi, Mevcut Durumda Sahip Olunan Finansal Ürünler ve Emeklilik Planı konusunda aynı sorular soruldu ve doğru cevap oranında ortalama yüzde 25’in üzerinde artış olduğu görüldü. Bu olumlu gelişmenin yürütülen ve gelecek günlerde yürütülecek yeni programlarla daha da yükselmesi bekleniyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir