'İFM için agresif bir yasa çıkartacağız'

Maliye Bakanı Naci Ağbal, “İstanbul’u Uluslararası Finans Merkezi yapmak istiyoruz. Cesaretle, çok agresif bir yasa çalışmamız var, inşallah önümüzdeki dönemde getireceğiz” diye konuştu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR

Maliye Bakanı Naci Ağbal, İstanbul’un Uluslararası Finans Merkezi olması için agresif bir yasa çalışması üzerinde çalıştıklarını söyledi. Uluslararası Ekonomik Gelişme Zirvesi ‘Çin ve Hindistan Üzerinden Global Krize Bakış ve Türkiye’ temasıyla dün Borsa İstanbul’da gerçekleştirildi. Toplantıya Maliye Bakanı Naci Ağbal, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, Genel Müdür Murat Çetinkaya, İstanbul Valisi Vasip Şahin, BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben katıldı.

2002 yılında faaliyete başlayan Çelebi Stratejik Danışmanlık’ın 15. Kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen konferansta, Maliye Bakanı Naci Ağbal, İstanbul Finans Merkezi’ne yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Ağbal, başta finans sistemi olmak üzere Türkiye’de hala reform yapılması gereken alanların olduğunu ifade ederek, “İstanbul’u Uluslararası Finans Merkezi yapmak istiyoruz. O zaman rekabet halinde olduğumuz ülkelerde finans piyasasının kurumsal yapısı, işleyiş mekanizması, kuralları, kaideleri neyse İstanbul’da bu sistemi kurarsak İstanbul Finans Merkezi olur. Cesaretle, çok agresif bir yasa çalışmamız var, inşallah önümüzdeki dönemde getireceğiz” şeklinde konuştu.

Yatırım ve üretimin önünü açacağız

Türkiye’de gelecek dönemde özellikle yatırım ve üretimin önünü açacak Gelir Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunu reformları üzerine çalıştıklarını bildiren Ağbal, yakında bunun detaylarını paylaşacaklarını, bu anlamda yapacakları düzenlemelerin Türkiye’nin rekabetçiliğini artıracağını söyledi. Ağbal, 2050-2100 dönemine bakıldığında Türkiye ekonomisinin bugünkü durumundan daha iyi bir noktaya geleceğini dile getirerek, Türkiye’nin politik ve ekonomik miksinin bu dünyadaki çeşitlenmeye ayak uydurmak zorunda olduğunu, dünya nereye gidiyorsa Türkiye’nin de bu gelişmeler içerisinde fırsatları yakalamak ve çekim merkezi olmak durumunda bulunduğunu kaydetti.

"Türkiye yüzde 5 ve üzeri büyümeyi yakalayacak"

Yeni açıklanan her ekonomik verinin yüzleri güldürdüğünü belirten Bakan Ağbal, Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrekte yüzde 5,1 büyüdüğünü anımsatarak, “Bu Türkiye’yi cesaretlendiren, umutlandıran, Türkiye ekonomisinin büyüme dinamiklerine güç veren bir açıklama oldu. Özellikle bu sene üretim, yatırım ve ihracat tarafı ekonominin güçlenmesine gösterge niteliği taşıyor. İkinci çeyrekte büyümenin daha fazla yatırım ve ihracattan gelmesi ekonominin sürdürülebilirliği açısından ileriye dönük olumlu bir gelişme. Tüketime dayalı büyümeyi kalıcı ve sürdürülebilir olarak görmedik” dedi.

2018-2020 OVP’yi hazırladıklarını hatırlatan Ağbal, “Darbe girişiminin doğurduğu ilk tahribatları atlattık. 2016 darbe öncesi ivmeden daha yüksek ivmeyi yakalayarak yolumuza devam ediyoruz. Türkiye bu sene aşağı yukarı herkesin konsensüs olarak ifade ettiği üzere yüzde 5 ve üzeri büyümeyi yakalayacak gibi görünüyor. Önümüzdeki 3 yılda da büyüme ivmesine devam edeceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

"İstanbul dünyanın ender şehirlerinden biri"

İstanbul Valisi Vasip Şahin İstanbul’un tarihi birikimi ve bulunduğu konum itibarıyla dünyanın ender şehirlerinden biri olduğunu aktararak, İstanbul’un hem Türkiye’yi hem de önemli bir “hub” olması itibarıyla bölgeyi domine eden bir şehir olduğunu dile getirdi. Işın Çelebi ise, 2002 yılında siyaseti bıraktığı gün bu şirketi eşiyle birlikte kurduklarını belirterek, “Türkiye'ye faydalı olmanın sadece siyasetle değil, düşünce, fikir ve proje üreterek de sağlanacağı kanaatine vardık” diye konuştu.

"2019 sonrası Türkiye pozitif ayrışacak"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, “Kritik eşik olan 2019’la birlikte siyasette farklı bir dönem başlayacak. 2019’a kadar mali disiplin açısından müthiş başarılı bir geçmiş 15 yıl var. 2019 sonrası Türkiye yeni dönemde pozitif ayrışan nadir ülkelerden biri olacak” dedi. Kritik eşiğin 2019’da aşılacağını belirten Albayrak şunları söyledi: “Türkiye olarak iki kritik eşiği aşarak hazır olmak gerekiyor. Biri 15 Temmuz darbe girişiminde ortaya koyulan çok büyük bir şerden daha büyük bir hayrı ortaya koydu. Beraberlik resmini ortaya koydu, 80 milyon kenetlendi. İkincisi siyasi istikrarlı bir sistemsel dönüşüm. 16 Nisan Türkiye’nin yaşanabilecek uyuşmazlıklara karşı güçlü bir şekilde ayakta kalması için çok önemli bir kavşak olarak kalacak.”

"80 milyonu kaybederseniz bedeli ağır olur"

Dünyanın Asya merkezli ekonomi networkünün dönüşümü içinde olduğunu belirten Bakan Albayrak, şunları söyledi: “Türkiye kazan kazan ilişkisini tek perspektiften mi yürütecek. Hem doğuyla, hem batıyla, hem kuzeyle hem güneyle dünden daha güçlü ilişkileri yürütecek. Batı ile ilişkilerimiz testten geçiyor. 80 milyonu kaybederseniz bunun bedeli emin olun çok ağır olur. Artık eski Türkiye yok. Popülizm üzerine mikro ve makro ekonomik yapıyı bozmak artık yok. Buna akılcı ve rasyonel yaklaşım gerekli. Ancak kapımızdaki ve içimizdeki terörle test edilen ilişkileri eski dünya düzeninin, masa başında raporlar yazıp, hırsı aklının önüne geçip, ülkelerin ilişkisini feda etmeyi göze alabilecek çılgın birkaç tane bürokrat, derin yapı elemanına feda edebiliyorsa birileri, bunu iyice düşünmesi lazım. Kaybeden Türkiye olmaz, kaybeden tüm tarafl ar olur.”

“Rasyonel olacağız”

Çin ve Hindistan’ın toplam milli gelirinin G7 ülkelerini geçeceğini anlatan Albayrak, “Sadece Çin ve Hindistan’ın nüfusu yaklaşık 3 milyara ulaşıyor ve Hindistan nüfus olarak tek çocuk politikasının da etkisiyle Çin’i de geçiyor. Baktığımızda bu iki ülkenin nüfusları toplamı dünyanın yarı nüfusuna yaklaşıyor. Batı merkezli ekosistem artık doğuya kaymak durumunda. Dünyada bir paradigma değişimi var, ‘power shift’ değişimi var. Çin ve Hindistan önemli bir şekilde ayrışıyor” diye konuştu. Albayrak, Türkiye’nin önünde doğu ekonomileri açısından önemli fırsatlar bulunduğunu anlatarak, “Önümüzde yeni bir dünya ekosistemi duruyor. Türkiye işte bu yeni network’ün orta kuşağının ana omurgasını oluşturan, bu linki bağlayan, anahtar bir ülke olmaya doğru hızla ilerliyor. Rasyonel olacağız, pragmatik olacağız ve ‘iş birliklerini nasıl artırabiliriz’i tartışıp konuşacağız” dedi.

Varlık Fonu, İpekyolu projesi için enstrüman geliştirecek

Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, Çin’de başlayan, Hindistan’dan geçen “Bir Kuşak, Bir Yol” projesine azami seviyede katılım sağlanması gerektiğini vurguladı. Karadağ, şunları kaydetti: “Proje kapsamında devasa projeler planlanmakta, bu projelerin finansmanı için ciddi finansman kaynaklarına ihtiyaç bulunmaktadır. Örneğin; Çin'in ticari kamu bankalarının, yeni İpek Yolu olarak adlandırılan Bir Kuşak, Bir Yol projesi kapsamında yurt dışı yatırımlarında kullanmak üzere on milyonlarca dolar tutarında finansman arayışı içinde olduğu bilinmektedir.

Bu kapsamda Türkiye sermaye piyasalarını temsilen Borsamız ile ekonomimizin lokomotifi olan Türkiye Varlık Fonu olarak bu türden projelere yönelik enstrümanların geliştirilmesinde ve alım-satımında rol oynayabilmek için gerekli çalışmaları yürütüyoruz.”

"Çin'e ortaklıklar kurarak girmek istiyoruz"

Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, geçen sene yolcu sayısının yüzde 2,5 arttığını, son çeyrekte 386 milyon dolar operasyonel kar elde ettiklerini anımsattı. Aycı, “Üzgünüz büyümemizi önleyemiyoruz. THY olarak gelecek dönemde hem büyümeyi hem de uluslararası ortaklıklarda Çin ve Hindistan’ı ortaklarımız arasına katmayı masamıza almış durumdayız. Uzakdoğulu önemli yatırımcılarla görüşme içindeyiz. Çin’e ortaklıklar kurarak girmek istiyoruz. Çin’de havalimanı işletmeciliği, hava yolu şirketi ortaklığı gibi…” ifadelerini kullandı.

Finansal piyasalardaki derinleşmenin devam edeceğini ümit ettiğini ifade eden Aycı, “Varlık Fonu sayesinde artık Türkiye kendi yolunu tayin edecektir” diye konuştu.

Aycı, yeni havalimanını yapılmasının sebeplerinden birinin bölgenin ve dünyanın transfer merkezi olmak stratejisi olduğunu anımsatarak, Türkiye’nin cazibe merkezi olma rolünü oynamaya çalıştığını söyledi. Toplantıda, “Çok etkili konuştunuz, siyasete atılmayı düşünüyor musunuz?” şeklindeki soru üzerine Aycı, “Hiç işim olmaz. Bana THY gibi bir değer emanet edildi, o emanetin önce hakkını sonra hesabını vermem lazım. Asla böyle bir yeri, bir yere sıçramak için kullanma alçaklığında değilim. Aileme dönmek istiyorum. Özel sektörde devam etmek istiyorum. İş aramıyorum” yanıtını verdi.