MB Başkan Yardımcısı: Her şeye hazırız
Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Kenç, "Para birimi kompozisyonuna baktığımızda en iyi performans gösteren ülkeler arasında bulunuyoruz" dedi.
İSTANBUL - Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Turalay Kenç, Türkiye'nin borcunun yurt içi hasılaya oranının önemli ölçüde geliştiğini belirterek, "3 yıl içerisinde bizim tahminimize göre yüzde 31'in altına inecek. Para birimi kompozisyonuna baktığımızda en iyi performans gösteren ülkeler arasında bulunuyoruz" dedi.
Kenç, Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Fitch'in İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, Fitch Raitings'in, Türkiye'nin notunu yatırım yapılabilir seviyeye getirdiği için teşekkür ederek, zaman içerisinde Türkiye'ye benzeyen ülkelerin yatırım yapılabilir seviyeye çıkarıldığını kaydetti. Bunların içerisinde Macaristan'ın görüldüğünü ifade eden Kenç, şunları söyledi:
"Aslında Macaristan yatırım yapılabilir bir seviyede değil ama daha önce öyleydi. Romanya, Güney Afrika, Meksika, Polonya, Brezilya, Türkiye ve Endonezya'yı görüyoruz. Küresel krizden önceki büyüme oranı bu ülkelerde çok daha fazlaydı. Hatta küresel finansal kriz sona erdikten sonra bile bu şekilde devam etti. Şimdi ise bu büyümenin biraz daha sürdürülebilir olmadığını konuşalım. Türkiye çok yüksek bir performans gösterdi. Gelir oranı da adil şekilde dağıtılmış durumdadır ve zaman içerisinde büyük gelişmeler kaydedildi. Hem kadın hem erkek işgücü katılımı zaman içerisinde gelişti. Geçmişte küresel krizden önce hem net ihracat hem de yerel talep büyümeye etki ediyordu ama son zamanlarda durum böyle değil. Yerel talep daha çok yüksek büyümede katkı sağlıyor. Hem yerel talep hem de net ihracat Türkiye'deki büyümeye olumlu katkıda bulunacak. Şu anda net ihracat büyümeye katkıda bulunuyor ama yerel talepte bir daralma oluyor."
Kenç, ihracatın bu olumlu katkıları düşünüldüğünde Türk şirketlerinin ihracat piyasalarını çeşitlendirdiğini anlatarak, "Avrupa ülkelerinden yüksek büyüme oranlı ülkelere yöneldiler. Türkiye sermaye oluşumu trendi izliyor. Biraz trendin altında kaldığı zamanlar var ama yüksek yatırım harcamaları sayesinde sermaye oluşumu da arttı" diye konuştu.
"Türkiye çok iyi bir sırada"
[PAGE]
"Türkiye çok iyi bir sırada"
Kenç, küresel rekabet endeksinde Türkiye'nin çok iyi bir sırada olduğunu belirterek, "Aynı zamanda ciddi şekilde önem taşıyan önlemler aldık. Bunlar yapısal reform paketiyle doğru orantılı ilerliyor. Yapısal reform paketi temelde tasarruf ve yatırım teşviklerini içeriyor" dedi.
Türkiye'nin geleceği için hem niteliksel hem de niceliksel tahminlerinin bulunduğunu ifade eden Kenç, şunları kaydetti:
"Borcun yurt içi hasılaya oranı önemli ölçüde gelişti. 3 yıl içerisinde bizim tahminimize göre yüzde 31'in altına inecek. Bu kompozisyon da önemli ölçüde gelişti ve iyileşti. Para birimi kompozisyonuna baktığımızda en iyi performans gösteren ülkeler arasında bulunuyoruz. Bankacılık ve diğer sektörler çok düşük borç oranlarıyla göze çarpıyor. Birçoğu diğer ülkelerden daha iyi performans sergiliyor. Dış borcumuz, küresel krizden hemen önce iyi durumdaydı ama krizden sonra nispeten bunu iyileştirdik ve borcun GSYİH oranı yüzde 42 civarında, bu da çok düşük. Piyasa bu rakamları, bu gelişmeleri başarı olarak değerlendirip Türkiye'yi buna göre fiyatlandırıyor."
"Kredi büyüme oranı hedefi yüzde 14"
Kenç, 2010 yılının sonlarına doğru çok önemli dış şoka maruz kaldıklarını anlatarak, şunları söyledi:
"Bu aşırı sermaye akışı halinde geldi ve kredi hacmini büyük ölçüde arttırdık. Kredi büyümesi bir noktada yüzde 35'e kadar çıktı ve hatta bunu bile aştı. Biz ekonomideki dengesizlikleri gidermek zorunda kaldık. Hızlı kredi büyümesi cari dengemizi de bozdu ve para biriminin rekabetini engelledi ve yeniden kredi görünümümüzü dengelemek zorunda kaldık.
Kredinin GSYİH oranı açısından yüzde 8'lik bir değişiklik bekliyoruz. Daha önce bu yüzde 14'tü, biz bu oranı yüzde 8'e getirmeye çalışıyoruz. Finansal piyasalarda ve dünyanın geri kalanıyla iletişim sağlayabilmek için bu oranı dengelemeye çalışıyoruz. 2010 yılında yüzde 35'ti, ilk başta biz bunu yüzde 25'e indirmeye çalıştık. Bu yıl ise kredi büyüme oranının yüzde 14 olmasını kararlaştırdık. Bu yüzde 14'lük oran yüzde 8'lik değişikliğe tekabül ediyor. Kredi büyüme oranı yüzde 14-15 civarında dalgalanıyor. 2011 yılında hedefimize ulaştık, bu yıl da ulaşmayı bekliyoruz."
[PAGE]
Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Turalay Kenç, Fitch'in not artırımının ardından gerçekleşmesi beklenen sermaye akışına ilişkin, "Her şeye hazırlıklıyız. Geniş bir yelpazede kullanabileceğimiz araçlarımız var. Türkiye'de finans piyasası oldukça derin. Yatırım yapılabilir notu olan ülkeden çok daha derin" dedi.
Kenç, Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Fitch'in İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, borçlanma mevduat faiz oranında değişiklik yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Ticari borç oranlarımız düşüyor. Bunun sebebi ortalama fonlama oranlarından kaynaklanıyor. Borçlanma ve mevduat faizlerindeki düşüş de önümüzdeki aylarda gerçekleşecek. Tüketici borç oranları da düşüyor. Niceliksel genişlemeden sonra para biriminde aşırı değer kazanma baskısıyla karşılaştık. Para birimimizi yeniden rekabet edilebilir seviyeye getirmeye çalıştık. Gelişen piyasa ekonomileriyle kıyasladığımızda para birimimiz zaman içerisinde değer kazandı ve olumlu bir trend görüyoruz. Politikamız açısından para birimi biraz değer kaybetti. Bunun sebebi de borç krizi oldu. Para birimi rekabet edilebilir düzeyde bulunuyor. Aynı şey döviz kuru oranları için de geçerli. Gelişmiş ülkelere oranla hala devam ediyoruz. Gelişen ülke piyasalarıyla kıyasladığımızda yine çok iyi performans sergilediğimizi görüyoruz."
Çok fazla politika uyguladıklarını ifade eden Kenç, bunun sebebinin para biriminin aşırı değer kazanımı ve getirdiği baskı olduğunu kaydetti.
"Merkez Bankası'nın kutsal kasesi"
"Merkez Bankası'nın kutsal kasesi"
Kenç, ithalat ve ihracattaki olumlu gelişmelerin cari açığı da etkilediğini anlatarak, şunları söyledi:
"Cari açık ile ilgili finansalı yeniden dengeleyebiliyoruz. Türkiye'de Merkez Bankası tarihini neredeyse yeniden yazdık diyebilirim. Yeni politika araçları üreterek, dış şoklara karşı ekonomimizi dirençli hale getirdik. Faiz oranı konusunda koridoru daralttık. Likidite konusunda aktif politika izledik ve oranları değiştirdik. Bu yeni parasal politika çerçevesi Merkez Bankası'nın kutsal kasesi diyebiliriz. Biz likidite yönetimi ile toplam talep yönetimini ayırarak başardık. Türkiye gibi ülkeler ve gelişen ülke piyasaları için likiditenin uygun şekilde kullanılması önemli."
Sermaye akışına ilişkin karşılaşılan zorlukların nasıl atlatıldığını anlatan Kenç, şöyle devam etti:
"Rezerv opsiyon mekanizması aracımız var. Rezerv gereksinimlerimiz var. Bir süre önce Türk bankalarına TL cinsinden yükümlülüklerini altın ya da döviz olarak dönüştürebileceklerine dair yetki verdik. Bu şekilde likiditeyi daha aktif şekilde ayarlayabilecekler, bizim de likiditeyi TL likiditesinden ayırmamızı sağlayacaklar diye düşündük. Çok iyi işliyor, etkin çalışıyor. Sermaye akışı konusunda da sermayenin dışa çıktığı durumlarda da işe yarıyor. Türk bankaları TL ile ilgili yükümlüklerini altın ya da döviz olarak ödeyebiliyorlar. Altın rezervlerimiz de bu şekilde arttı.
Enflasyonda evet sorun yaşadık. İki sorunumuz oldu. Cari açık ve yüksek enflasyon oranıydı. İkisi de 2010 yılının sonunda karşılaştığımız sermaye akışı sorunundan kaynaklanıyordu. Bu şoka karşı önlem aldık. Para birimimiz değer kaybetti. Enflasyon oranı yüzde 4'ten yüzde 11'e çıktı. Bu şekilde enflasyon oranları arttı. Biz de politika duruşumuzu sıkılaştırdık. Enflasyon şu anda düşüyor. Yüzde 7,4 oranındadır. Bizim tahminlerimiz yüzde 7,4'tü, trend bizim lehimizedir. Orta vadeli enflasyon beklentileri yüzde 6,2 civarındadır. Yüzde 5 bizim enflasyon hedefimizdir. Enflasyon beklentileri artık enflasyon oranlarının kötüleşmesine bağlı değil. Piyasaları buna göre yönlendirip hedefleri tutturabiliriz."
Türkiye'nin enflasyon oranının notunun, yatırım yapılabilir seviyede olan ülkelere yakın durumda bulunduğunu belirten Kenç, "Özel tüketim ile ilgili rakamlar iyi gidiyor. Tüketici güveni oranları gayet iyi durumda. İstihdam beklentileri de çok iyi" diye konuştu.
Fitch'in Türkiye'nin yatırım notunu artırmasının ardından gerçekleşebilecek sermaye akışının Merkez Bankası politikalarını nasıl etkileyeceğine ilişkin soruya Kenç, "Her şeye hazırlıklıyız. Geniş bir yelpazede kullanabileceğimiz araçlarımız var.
Türkiye'de finans piyasası oldukça derin. Yatırım yapılabilir notu olan ülkeden çok daha derin. Bizim temel amacımız fiyat stabilitesi sağlamak ve finansal stabiliteye katkıda bulunmak" dedi.