Piyasalarda "çürük elma" korkusu

Küresel piyasalarda artan riskten kaçış eğilimi TL'yi satış baskısı altında bırakıyor. Uzmanlar 5.45 seviyesinin önemine dikkati çekerken, Trump kaynaklı risklerin beslediği tedirginlikler lirada kırılganlığı artırıyor. İçeride ise TCMB'nin olası faiz indirimi endişesi yeniden hortladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DÜNYA ONLINE

Türk Lirası, yeni yıla dolar karşısında değer kayıplarıyla başladı.

2018'in son günlerini 5.30 TL seviyelerinde hareket ederek sakin geçiren dolar, yılın ilk iki gününde küresel piyasalardaki tedirginlikler nedeniyle 5.40'a kadar yükselmişti.

Dün Asya piyasalarında başlayan küresel riskten kaçış hareketi dolar/TL'yi gece saatlerinde çok hızlı bir şekilde 6 TL seviyesinin üzerine taşıdı. Türkiye piyasalarının açılması ile kur yeniden 5.50'nin altına çekildi ve 5.44-5.47 aralığında dalgalandı.

Kur, haftanın son işlem gününe 5.45 civarında başladıktan sonra bir miktar geriledi. Dolar/TL saat 10:45'de 5.4315'den işlem gördü. Aynı saatte euro/TL 6.1960 seviyesinden alıcı buldu. Dolar endeksi ise sabah saatlerindeki 96.36'dan 96.23'e geriledi.

Global borsalardaki satış baskısına paralel dün günü ekside tamamlayan Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi ise yüzde 0,70 primle 88.000 puanda yer alıyor.

Büyüyememe korkusu

Washington-Fed hattında yaşanan gerilim ve ABD-Çin ticaret savaşlarının üzerine Apple'ın Çin merkezli kaygıları piyasalara adeta bomba gibi düştü. Trump'ın Fed'e baskı yapmasından ve Çin ile ticaret savaşına girmesinden bunalan piyasalarda artan "büyüyememe" korkusunun üzerine Apple'ın satış tahminini düşürmesi gelişmekte olan ülke paralarına yatırım yapan piyasa oyuncularını korkuttu.

Yatırımcıların güvenli liman olarak algılanan tahviller ve daha az riskli varlıklara yönelmesi sonucu tatil dolayısıyla işlem hacminin düşük olduğu döviz piyasalarında dün "ani çöküş" yaşanırken, yen, birkaç saniye içinde başlıca para birimleri karşısında yükseldi.

Karşıdan esen rüzgara dikkat

Satışların bu kadar genele yayılması ve yatırımcıların yeniden güvenli limanlara çekilmesinin bir önemli nedeni de "sepette başka çürük elmalar" olabileceği endişesiydi.

Beyaz Saray Ekonomi Danışmanları Konseyi Başkanı Kevin Hassett, Apple gibi Çin piyasalarına yoğun satış yapan ABD şirketlerinin, Çin'de büyümenin yavaşlaması ve artan ticari gerilimlerin etkisi ile önümüzdeki  aylarda karşıdan esen rüzgarlarla mücadele etmek zorunda kalmalarının muhtemel olduğunu söyledi.

WSJ'ye verdiği demeçte Hassett, "Çin ekonomisinin keskin şekilde yavaşlamakta olduğuna dair işaretler var. Çin'den kar sağlayan çok uluslu şirketler büyük olasılıkla kar resimlerinin biraz zayıfladığını görecekler" diye konuştu. Hassett ayrıca, Çin ile pozitif bir ticaret anlaşmasının yapılması halinde ekonomide morallerin keskin bir dönüş yapacağını ve piyasalarda ralli yaşanacağını öngördüklerini kaydetti.

Sorunların odağında Trump var

Küresel piyasalarda geçen seneden bu seneye devrolan pek çok sorun var. Bu sorunların odağında da Trump!

ABD-Çin ticaret savaşlarında verilen ek süre mart ayında dolacak. İki ülkenin anlaşmasına şimdilik şüpheli bakanların sayısı daha yüksek. Pekin'de 7-8 Ocak'ta yapılacak heyetler arası görüşmeden çıkacak olası olumsuz bir haber yeni bir satış dalgasının sebebi olabilir.

Ayrıca ABD hükümeti kapalı ve nasıl açılacağına dair net bir hareket yok. Trump'ın Fed'e eleştirileri de gerginlik yaratıyor. ABD Başkanı Trump'ın Fed'in faiz artışlarından rahatsız olduğunu sıkça dile getirdiği bir dönemde dikkatler Fed'in yaklaşımına çevrildi.

Donald Trump'ın sınır duvarı için finansman sağlanmadığı sürece hükümeti finanse edecek tasarıyı imzalamayı reddetmesi ve yakın çevresiyle Fed Başkanı Powell'ı görevden almasının mümkün olup olmadığını görüştüğüne dair haberler piyasalarda risk iştahının bozulmasına neden olmuştu.

TL'yi ne bekliyor?

Yılın ilk günlerinde küresel olarak riskten kaçış eğiliminin çok kuvvetli olduğunu ifade eden bankacılar, bunda küresel büyüme endişeleri, ABD faiz artırım hızı ve ticaret savaşlarının etkili olduğunu belirtiyor. Küresel satış baskısının hangi kuvvette devam edeceği ise TL'nin seyri açısından belirleyici olacak.

Faiz indirimi gelir mi?

TÜFE, ekimde yüzde 25.24 ile gördüğü zirvenin ardından hükümetin enflasyonla mücadele kapsamında aldığı önlemlerin etkisiyle 2018 yılını yüzde 20.3 seviyesinden tamamladı. Aralık ayı verisinin ardından ekonomistlerin bir kısmı ilk çeyrekte TCMB'den faiz indirimi beklerken, bazı ekonomistler de baz etkisiyle sene başlarında enflasyonun yüzde 20'nin üstünde seyredebileceğini bu nedenle nisan ayından önce faiz indirimi beklemediklerini söylüyorlar.

Rabobank Stratejisti Piotr Matys, dolar/TL'de 5.45 seviyesinin izlendiğini, buranın üzerinde kalması halinde Türkiye için olumsuz bir işaret olacağını söyleyerek, "Küresel olumsuz havanın dışında acil yapılması gereken yapısal reformlar yerine Türkiye'nin mart seçimleri öncesinde mali teşvikler açıklayabileceğine dair artan endişeler dolar/TL'de sert hareketleri tetikleyebilir. Bir diğer unsur ise TCMB'nin enflasyonun yavaşlamasının ardından erken bir faiz indirimine gitmesi olabilir" diye konuştu.

Matys, yüksek faizlerin TL'nin ana desteği olduğunu ve piyasa algısının kırılgan olduğu bir ortamda faiz indirmenin ters etki yaratacağını söyleyerek, "TCMB sabırlı olmalı ve faizleri kademeli olarak düşürmeden önce gelişmekte olan piyasalara yönelik algı önemli ölçüde iyileşene kadar beklemeli" dedi.

DÜNYA'ya açıklama yapan bir bankacı piyasanın, mart-nisan ayında enflasyon için yüzde 24 seviyelerini telaffuz ettiğine işaret ederek dün gelen rakamları değerlendirirken "Piyasada, enflasyonun bundan sonra yeni bir tepe yapmayacağı beklentisi kuvvetlenmeye başladı. Yüzde 20'de seyretmesi bekleniyor. Fakat geldiğimiz seviyeler TCMB'den bir faiz indirimi için yeterli değil. Beklentilerden iyi gelen ancak hızlı bir faiz indirimine işaret etmeyen enflasyon verileri piyasadaki satış baskısını azalttı" ifadelerini kullandı.

Capital Economics ise TCMB'nin ocak ayı toplantısında haftalık repo faizini 50 baz puan indirmesini beklediklerini bildirdi. Yapılan değerlendirmede; enflasyonda düşüş, ekonomik aktiviteye yönelik kötüleşen göstergeler ve liradaki toparlanmanın Merkez Bankasını faiz indirmeye zorlayacağı savunuldu. Capital Economics ayrıca, yıl sonuna kadar faizin 350 baz puan daha düşürülmesini beklediklerini kaydetti.