Pozitif tepki sınırlı kaldı, uzmanlar ne bekliyor?
Türkiye'nin iki aydır gündemini meşgul eden seçim sürecinin tamamlanması ve dolayısıyla seçim belirsizliğinin ortadan kalkması piyasalara nefes aldırdı. Ancak, ekonomi politikalarına dair soru işaretlerinin devam etmesinin kazançları sınırladığı belirtiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'nin seçimlerden birinci çıkmasının ardından Türk lirası varlıklar haftaya pozitif başladı. TL, sabah saatlerinde dolar karşısında yüzde 3'e varan prim yaptı. Kur, 4.5343 ile iki haftanın en düşük seviyesini gördü. Benzer şekilde euro da 5.2848 seviyesine kadar geriledi. Borsa İstanbul'da da BIST 100 endeksi açılışını yüzde 3.5 artışla yaparak 99.000 puanın üzerini test etti.
Piyasa kazandığını geri verdi
İlerleyen saatlerde dolar ve Euro yönünü yukarı çevirirken, borsanın da eksi bölgeye geçtiği görüldü. BIST-100, seçimlerin ardından ilk işlemlerde yüzde 3.55 yükselişle açıldıktan sonra kazançlarını kademeli olarak geri vererek 95.300 seviyesine geriledi.
Dolar/TL 4.72’in üzerini test ederken, euro/TL 5.50 seviyesine çıktı.
Öte yandan düşüşle açılan 10 yıllık tahvil faizlerinde de yükseliş söz konusu.
Tahvil-bono piyasasında Cuma günü yüzde 16.29 seviyesinden kapanan 10 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi bu sabah yüzde 15.87'den açıldıktan sonra yüzde 16.50'ye kadar yükseldi.
Öte yandan Cuma günü yüzde 19.18 seviyesinden kapanan iki yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi ise yüzde 18.84'de açıldıktan sonra yüzde 19.06'ya yükseldi.
Analistler piyasada ilk tepki olarak pozitif seyrin ardından, Erdoğan'ın TCMB politikaları ve faizlere yönelik sert söylemlerinin devam edip etmeyeceği, oluşturacağı ekonomi ekibi, ekonomi politikalarının nasıl şekilleneceği ve dış ilişkilerin nasıl gelişeceği belli olana kadar piyasalarda temkinli volatil bir seyir görülebileceğine işaret ediyor.
"Ekonomi politikalarına ilişkin kararlar belirleyici olacak"
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı, seçim belirsizliğinin geride kalmasıyla, son dönemde uluslararası piyasada güç kaybeden doların gelişen ülke piyasaları üzerindeki rahatlatıcı etkisinin, Türk lirası varlıkların değerlenmesini de sağlayabileceğini ifade etti. Yurt içinde, tahvil faizlerinin yüksek seviyelerde bulunması ve enflasyon başta olmak üzere ekonomik dengelerdeki hassasiyetler nedeniyle söz konusu iyileşmenin kalıcılığı konusunda belirsizliklerin devam edebileceğini söyleyen Tokalı, kazanımların korunması ve devam etmesi anlamında ekonomi politikalarına ilişkin karar ve açıklamaların belirleyici olacağını kaydetti.
"İttifak uyumu ve makro ihtiyati politikalar önemli"
DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Stratejisti Orkun Gödek ise orta vadede piyasaların yönünü ittifakın uyumu ve makro ihtiyati politikaların hayata geçirilmesinin belirleyeceğine değinerek, değerlendirmesine şöyle konuştu: "Önümüzdeki dönemde maliye politikalarının seyri yatırımcıların odağında olmaya devam edecek. Kamuda gerçekleşen harcama artışlarına yönelik seçim sonrası dönemde getirilmesi muhtemel tedbirlerin algı açısından olumlu yansımaları olabilir. Bakanlık sayılarının azaltılması ile birlikte yeni ekonomi yönetiminin hangi isimlerden oluşacağı, kamuoyuna açıklanacak olan yeni programın ana başlıkları, para politikalarına yaklaşım, bütçe disiplinine uyum gibi önemli başlıkların risk algısı açısından kritik önemde bulunduğunu düşünüyoruz."
"Dolarda 4.50- 4.92 bandı korunabilir"
Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Yunus Kaya da piyasalar için en önemli unsurun belirsizlik havasının dağılması olduğunu belirterek, dolar/TL'nin 4.50- 4.92 bandındaki hareketini sürdürmesinin beklenebileceğini söyledi. Kaya, kısa vadede piyasalarda gündemin "Para politikalarında etkili olan bir başkan görüntüsü vermeye mecburuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yeni finans ofisi ve ekonomi bakanlarına ilişkin açıklamaları olacağını dile getirdi.
"Yapısal reformlar için önemli bir fırsat"
Piyasalarda bundan sonraki sürecin ekonomi ile birebir ilintili bir şekilde ilerleyeceğini tahmin eden GCM Menkul Kıymetler Araştırma Uzmanı Enver Erkan da "Merkez Bankası’nın para politikasını agresif bir şekilde sıkılaştırdığı bir ortamda, ekonomi politikasının da sıkılaştırılarak para politikası ile uyumlu hale getirilmesi beklenebilecek ilk aksiyonlardan biri" ifadelerini kullandı.
Erkan, yüksek faiz ortamında ekonomik aktivitenin biraz yavaşlayacak olsa da enflasyonun kontrol altına alınabilmesi için fiyat istikrarının çok önemli olduğuna değinerek, ekonomi yönetiminin neredeyse 2014’ten beri seçim sürecinde olunmasından dolayı eğilemediği yapısal reformlar için önünde önemli bir fırsat olduğunu dile getirdi.
Yeni dönemin Türkiye için önemli bir büyüme, gelişme ve kalkınma dönemi olabileceğine dikkati çeken Erkan, "Kronik ekonomik problemlerini halletmiş, ekonomide dönüşümünü tamamlamış, kendi dünya çağında markalarını üreten ve dünyaya yüksek teknoloji ihraç eden bir Türkiye’ye doğru yol alabiliriz. Ekonomi yönetiminin bu gibi konularda neler yapacağını önümüzdeki dönemde görme şansımız olacak" dedi.