Rüzgar tersine dönüyor, önlemler ötelenebilir

Bankacılar ve analistler, global piyasalardaki havanın tersine dönmesinin, kredi büyümesine yönelik sert önlemleri öteleyeceği görüşünde.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Bankacılık sektöründeki kredi büyümesi TCMB'nin istediği seviyenin üzerinde seyretmesine rağmen, global piyasalardaki havanın tersine dönmesi ve gelişmekte olan piyasalardan sermaye çıkışlarının hızlanması, TCMB'nin kredi genişlemesi üzerinde BDDK'nın da içinde olacağı sert önlemler alma olasılığını öteleyebilir.

Bankacılar ve analistler, global koşullara bağlı olarak, TCMB'nin kredilerdeki artışın kalıcı olmasını önlemek için ilk önce ZK'larda sert artışlarla müdahale etmesini, ardından yeterli olmaması halinde, son seçenek olarak BDDK'nın devreye girmesi bekliyorlar.

Merkez Bankası, cari işlemler açığı ile kredi genişlemesi arasında sıkı bir ilişki olduğu ve aşırı kredi genişlemesinin finansal istikrarı bozucu yönde işlediği gerekçesiyle kredi büyümesini yıllık yüzde 15 ile sınırlamak istiyor.

Bu doğrultuda TCMB, yılın ilk iki ayında TL zorunlu karşılık oranlarını 1 yıla kadar olan vadelerde toplamda 50 baz puan, yabancı para zorunlu karşılık oranlarını ise bazı vadelerde 100 baz puan artırdı. TCMB ayrıca faiz koridorunun alt ve üst bandında 50'şer baz puan indirime gitti.

Üst düzey bir bankacılık kaynağı, "Kredilerdeki büyüme eğilimi yüzde 15'inüzerinde ancak TCMB bir yıl zarfında ne olacağına bakıyor. TCMB bekle-gör politikası izleyecek ve kredilerdeki artışı ZK'larda daha sert artışlar yaparak dizginlemeye çalışacaktır. BDDK'nın devreye girmesinin bu kadar global belirsizlik ortamında en son seçenek olacağını düşünüyorum; çünkü BDDK'nın etkisi çok sert olacaktır. Eğer global piyasalarda bir bozulma olursa bu içerideki kredi talebini zaten olumsuz etkiler" dedi.

Bankacılık sektöründe kredilerin 8 Mart'ta yıllık bazda yüzde 19.57 ile yüzde 15'lik hedefin üzerinde seyretmesi, kredilerin ZK artışları ile yavaşlamayacağı ve BDDK'nın genel karşılık ve risk primi gibi başka enstrümanları kullanması gerekebileceği beklentilerini beraberinde getirdi.

[PAGE]

TOBB Üniversitesinden Ümit Özlale de "Global piyasalarda rüzgar tersine dönmeye başlıyor. PMI verilerindeki görünüm olumsuz. Geri dönmeyen kredilerde bir artış gözleniyor. Bu konjonktürde Merkez Bankası'nın kredi artış hızını düşürmek için BDDK'dan da destek alarak sert önlemlere gideceğini zannetmiyorum" dedi.

ABD'de yeni bir parasal genişleme olmayacağı beklentisiyle uzun vadeli ABD tahvillerinin fiyatlarının artmaya başlamasıyla birlikte gelişmekte olan piyasalardan çıkışların görülmeye başlanacağını söyleyen üst düzey bir bankacı,"Global piyasalardaki bu trend de içerideki kredi büyümesini aşağı yönlü baskılayabilir. Bu durumda sert önlemlere ihtiyaç kalmayabilir ancak bu etkili olmazsa TCMB'nin sadece ZK'ları kullanarak kredilerde istediği yavaşlatıcı etkiyi yaratması zor; ancak TCMB yüzde 15 yerine yüzde 20'lik kredi artışına da razı olabilir" dedi.

Güney Kıbrıs'ın iflas noktasına gelmesi ve euro bölgesinden mali yardım alması euro bölgesi borç krizinin yeninde güçlendiği endişelerini beraberinde getirirken, ABD ekonomisinin görece güçlü seyri 10 yıllık ABD Hazine tahvil faizlerinin yükselmesine neden oluyor.

[PAGE]

 

BDDK Başkanı Mukim Öztekin Mart başında yaptığı açıklamada, bankacılık sektöründe kredi büyümesini yakından izlediklerini ve TCMB ile bu konuda sürekli görüştüklerini belirterek, risk görmeleri durumunda devreye girebileceklerini, geçmişte bunu genel karşılıkların artırılması ve risk ağırlıkları ile oynayarak yaptıklarını söylemişti.

Ekonomi yönetiminin 2011 yılından beri bankacılık sistemine getirdiği ve sektörün büyümesini kontrol altında tutan bir dizi düzenlemeler oldu. Bu düzenlemeler arasında, zorunlu karşılık artışı, zorunlu karşılıklara faiz ödenmemesi, BDDK'nın ihtiyaç kredisi genel karşılık oranlarında değişiklik,açılan şubelerden harç alınması, fon yönetim ücretlerinin düşürülmesi gibi uygulamalar yer aldı.

BDDK ayrıca kredilerde uygulanan risk ağırlığı enstrümanını da kullanmıştı.

[PAGE]

 

TEPAV'ın derlediği verilere göre, kredi büyümesini sınırlayıcı bu düzenlemelerin etkisiyle 2011 yılının 2.çeyreği sonunda yıllık bazda yüzde 35.9'a ulaşan kredi büyüme hızı, 3.çeyrek sonunda yüzde 28.8'e, 2011 sonunda ise yüzde 15.5'e geriledi. Geçen yıl ise ilk çeyrek sonunda kredi büyüme hızı yüzde11.5, ikinci çeyrek sonunda yüzde 24.2, üçüncü çeyrek sonunda yüzde 16.3, son çeyrekte ise yüzde 15.4 oldu.

TCMB TL cinsi yükümlülüklere 2009 yılında yüzde 5 seviyesinde ZK uygularken bu oranı 2011 yılının ilk yarısında mevduatın en yüksek tutulduğu 3 aydan kısa vadeler için yüzde 16'ya kadar çıkarmıştı. Mevcut durumda 3 aydan kısa vadeler için ZK yüzde 11.5 seviyesinde bulunuyor.

TEPAV Direktörü Fatih Özatay, Şubat ayında yayınladıkları raporda,"Bankaların karlılığı açısından değil de gelecek dönemdeki büyüme oranımız açısından bakıldığında, tüm kredi türlerine yüzde 15 gibi bir üst sınır getirmek yerine, tüketici kredilerinde bu sınırı daha düşük tutmak, yatırım kredilerinde ise biraz daha yüksek bir artış oranına izin vermek daha doğru bir ekonomi politikası seçeneği olarak görünüyor" dedi.