'Tüm bankalar mega projelere odaklandı'

QNB Finansbank Genel Müdürü Güzeloğlu, önümüzdeki dönemde mega projeler için 15-20 milyar dolarlık bir finansman ihtiyacı oluşacağını söyleyerek, "Şu anda tüm bankaların proje finansman ekipleri buna odaklanmış durumda" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

QNB Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu, şu anda tüm bankaların proje finansman ekiplerinin mega projelere odaklanmış durumda olduğunu belirterek, "Bu projeler için yaklaşık 15-20 milyar dolarlık bir finansman ihtiyacının önümüzdeki 3-4 yıl içerisinde oluşmasını öngörüyoruz ve bu finansman ihtiyacının karşılanması konusunda geçen yıllarda olduğu gibi QNB Finansbank olarak, yine önemli bir rol üstlenme niyetindeyiz." dedi. Güzeloğlu ayrıca, bankacılık sektörü büyümesi, kredi kartı limitleri ve QNB Finansbank'ın hedefleriyle ilgili açıklamalar yaptı ve ekonomi yönetiminden beklentilerini dile getirdi.

Temel Güzeloğlu, 2016 gerçekleşmeleri ile 2017 beklentilerine ilişkin yaptığı açıklamada, 2016'da, bankacılıkta büyümenin önceki yıllara göre nispeten daha yavaş olduğunu, ilk iki çeyrekte hızlı büyüyen Türkiye ekonomisinin, yaşanan darbe girişimi ve tüm ekonomileri etkileyen küresel belirsizliklerin etkisiyle bir miktar yavaşladığını, buna paralel olarak kredi talebinin de yıl boyunca daha sınırlı büyüdüğünü ifade etti.

Söz konusu nedenle sektörün büyüme rakamlarının 2016'nın başındaki beklentilerin bir miktar gerisinde kaldığını belirten Güzeloğlu, yılın 9 ayında 2015 sonuna göre banka aktiflerinin yüzde 7,5, kredilerin yüzde 8,5 ve mevduatların yüzde 7,7 büyüdüğünü, sektörün sermaye karlılığının ise 9 ay itibarıyla geçen yılın sonuna göre 3,5 puan artışla yüzde 13,9 olarak gerçekleştiğini kaydetti.

'Önümüzdeki yıl ülke risklerimizde iyileşme gözlemleyebiliriz'

Temel Güzeloğlu, hükümet tarafından açıklanan teşvik paketlerinin 2017'de ülke ekonomisinin büyümesini hızlandırmasını ve ülke ekonomisine paralel olarak bankacılık sektörünün aktif büyüklüğünün artmasını beklediklerini ifade ederek, küresel belirsizliğin azalması ve jeopolitik risklerde meydana gelebilecek olası iyileşmelerin bu büyüme rakamlarını daha da yukarıya taşıyacağını kaydetti.

Güzeloğlu, şöyle devam etti:

"Son dönemde Rusya ile ilişkilerin düzelmesi ve 2017 başındaki olası anayasa referandumunun ardından siyasi belirsizliklerin azalacak olmasıyla birlikte ekonomik güvenin artmasını ve büyümenin hızlanmasını bekliyoruz. Yabancı yatırımcıların risk algısında yaşanacak bir iyileşme de dış finansman maliyetlerini düşürüp kredi büyümesini destekleyerek üretime ve yatırıma katkı sağlayabilir. Kredi Garanti Fonu'na yapılacak ek devlet katkısıyla yaratılması öngörülen 250 milyar liralık kredi hacmi bunda önemli rol oynayacaktır. KOBİ'lere kullandırılacak kredilerde bankaları rahatlatacak bu tedbir, reel sektörün finansmana erişimini kolaylaştırarak üretimi destekleyecektir."

Dış faktörlere bakıldığında ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artırımı ile Donald Trump'ın ABD başkanı olmasının ardından artan küresel ekonomiye dair belirsizliklerin Türkiye açısından en önemli dış riskleri oluşturduğunu belirten Güzeloğlu, son yıllarda Irak ve Suriye'de yaşanan savaşın yansıması olarak artan iç güvenlik tehditlerinin de ülke risk primini yükselten ayrı bir unsur olduğunu vurguladı.

Güzeloğlu, "Küresel ve bölgesel istikrarın artması durumunda önümüzdeki yıl ülke risklerimizde bir iyileşme gözlemleyebiliriz." dedi.

Ekonomi yönetiminden beklentiler

QNB Finansbank Genel Müdürü Güzeloğlu, bankacılık sektörünün, öz kaynak karlılığını artırmak için en önemli unsur olan maliyet kontrolü üzerine yoğunlaşacağını belirterek, "Bu nedenle bankalar bu kontrolü daha kolay yapabilecekleri tüzel kredilerde büyümeyi hedefleyeceklerdir. Özellikle son yıllarda kredi kartı ve kredi mevduat hesabı faiz oranlarına getirilen düzenlemeler de bankaları daha çok tüzel kredilerde büyümeye yöneltmektedir. Buna ek olarak, sektördeki operasyonel verimliliği artırmak amacıyla yürütülen ürün süreçlerini dijitalleştirme projelerinin de sürmesini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

"Kredi faiz oranlarının düşürülmesi ve bankaların fon maliyetlerinin azaltılması için ekonomi yönetiminden beklentiniz nedir?" sorusu üzerine Güzeloğlu, kısa vadede, halihazırda açıklanan tedbirlere ek olarak, zorunlu karşılık oranlarında ve bankalar üzerinde yük oluşturan diğer vergisel aracılık maliyetlerinde yapılacak ayarlamaların bankaların maliyetlerini azaltarak kredi faizlerinin düşmesine yardımcı olacağını söyledi.

Uzun vadede faizlerin kalıcı olarak düşürülmesi için makroekonomik istikrarı iyileştirmeye yönelik politikaların izlenmesi ve yapısal reformların hayata geçirilmesi gerektiğini kaydeden Güzeloğlu, "Bu çerçevede enflasyonda düşüşü sağlayacak ihtiyatlı bir para politikası izlenmesi, maliye politikasında disiplinin korunarak kamu borçluluğunun düşük seviyelerde tutulması, tasarrufları artırmaya yönelik yapısal reformlara devam edilmesi, ekonomik güvenin artırılmasına ve yabancı sermaye girişlerinin hızlandırılmasına yönelik adımların atılması faydalı olacaktır." dedi.

'Türkiye'nin cazibesi artacak'

Temel Güzeloğlu, 3'üncü çeyrekte yıllık yüzde 1,8 küçülen GSYH'nin son çeyrekte tekrar büyümeye geçmesini beklediklerini ve büyümenin 3'üncü çeyrekteki küçülmenin etkisiyle 2016'nın tamamında yüzde 2'nin biraz altında kalacağını tahmin ettiklerini belirterek, "Büyüme, 2017'de yüzde 3'ün üzerine hızlanacaktır. Devam eden iç ve dış belirsizliklerin ve büyümeyi destekleyici para politikasının etkisiyle yakın dönemde döviz kuru artışlarının sürebileceğini değerlendiriyoruz. Bu durum, enflasyonun önümüzdeki yılın sonunda yüzde 8’in üstünde gerçeklemesine sebep olabilir." diye konuştu.

Ödemeler dengesinde, petrol fiyatlarında yaşanan artış sebebiyle enerji ithalatı kaynaklı cari açığın bir miktar yükselmesini beklediklerini kaydeden Güzeloğlu, dışa açık ve dinamik ekonomisi, genç nüfusu ve yüksek büyüme potansiyeliyle Türkiye'nin gelecek yıllarda da yabancı yatırımcılara getirisi yüksek yatırım olanakları sunacağını söyledi.

Siyasi belirsizliklerin azaltılması, makroekonomik istikrarın sağlanması ve ekonomik güvenin artırılmasının yabancı yatırımcılar açısından Türkiye'nin cazibesini artıracağını dile getiren Güzeloğlu, Türkiye'nin Körfez ülkelerinden de daha çok sermaye çekebileceğini düşündüklerini, ayrıca, son yıllarda Türkiye ile Körfez ülkeleri arasındaki siyasi bağların kuvvetlenmesinin ekonomik ilişkilerin gelişmesine ve yatırımların artmasına da katkıda bulunacağını kaydetti.

'Karlı büyüme için masraflar kontrol altında tutulmalı'

QNB Finansbank Genel Müdürü Güzeloğlu, bankacılıkta büyümenin önceki yıllara göre bir miktar yavaş olduğu ve faizlerin düştüğü bir ortamda, QNB Finansbank'ın bu yılın 9 ayını 851 milyon lira kar ve yüzde 12,2 sermaye karlılığı ile tamamladığını, aktiflerin yüzde 10, kredilerin yüzde 7 büyüdüğünü, belirledikleri strateji çerçevesinde bu dönemde bankanın tüzel kredilerinin toplam krediler içerisindeki ağırlığını artırmaya devam ettiklerini söyledi.

Özellikle bireysel ve KOBİ bankacılığında karlı büyüme gerçekleştirebilmek için masrafları kontrol altında tutmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Güzeloğlu, tüm bankaların bu amaçla müşterilerini şube dışı kanallara yönlendirerek dijital ve mobil platformlara yatırımlar yaptığını söyledi.

Güzeloğlu, "Sektör ile paralel bir şekilde, bizde de yaklaşık her dönem şubeyi kullanan müşteri adedinde bir önceki döneme göre düşüş gerçekleşiyor. Halihazırda yüzde 35 dolaylarında dijital bankacılık penetrasyonumuz bulunuyor ve bu oran her dönem artışını devam ettiriyor." dedi.

Güzeloğlu, dijital kanalların aktif birer işlem merkezi olmanın yanı sıra satış kanalı olarak da görev yaptığını ve ihtiyaç kredilerinin yüzde 20’sinden fazlasının dijital kanallardan kullanıldığını bildirdi.

'Sektör büyümesinin üzerinde büyüme hedefliyoruz'

QNB Finansbank olarak sektörde yenilikler konusunda öncü olmayı sürdüreceklerini ifade eden Güzeloğlu, "Enpara.com’un bireysel bankacılık tarafındaki büyük başarısının ardından yakın zamanda lanse ettiğimiz 'Enpara.com Şirketim' ile KOBİ ve ticari bankacılık müşterilerinde aynı başarıyı göstermeyi istiyoruz. 'Enpara.com Şirketim' ile müşterilerimize sadece bir platform sunmuyoruz; masrafsız bankacılık, rekabetçi oranlar ve yüksek hizmet kalitesiyle kolay ve bol avantajlı bir bankacılık deneyimi sunuyoruz." şeklinde konuştu.

Temel Güzeloğlu, politika yapıcıların kararlarının hem kredi büyümesi ivmesini hem de kredi büyümesinin kompozisyonunu belirleyeceğini belirterek, "2017 yılında bankacılık sektörü için yüzde 12 seviyelerinde bir kredi büyümesi olacağını tahmin ediyoruz. QNB Finansbank olarak, 2017'de QNB grubunun parçası olmanın avantajlarını daha fazla hissedeceğiz. Tüm alanlarda sektör büyümesinin üzerinde büyümeyi hedefliyoruz." dedi.

Özellikle tüzel bankacılıkta, QNB grubunun finansal gücü ve uzmanlığını kullanarak bu büyümenin daha da fazla olmasını hedeflediklerini kaydeden Güzeloğlu, ayrıca QNB grubunun 30’un üzerinde ülkede faaliyetinin olması ve yaygın muhabir banka ağı sayesinde dış ticaret işlemlerinde de paylarını yükseltmeyi amaçladıklarını söyledi.

Kredi kartı limitleri

Temel Güzeloğlu, kredi kartında tek limit uygulaması ve risk üzerinden limit tesis edilmesine ilişkin de şu görüşleri dile getirdi:

"Yükselen kredi kartı batık rakamlarını kontrol altına almak amacıyla müşterilerin borçluluğunu sınırlayacak bir düzenlemenin getirilmesi kaçınılmazdı. Hayata geçirilmiş olan gelir bazlı toplam sektör limiti sınırlaması bu açıdan önemli bir fayda sağlamış oldu. Ancak bu düzenlemenin limit üzerinden yapılmış olması sektör açısından rekabeti sınırlayan, yüksek sayıda kart müşterisine sahip bankalar açısından önemli avantaj sağlayan bir düzenleme haline geldi. Bir bankanın kredi kartını almak isteyen bir müşteri eğer ki mevcut toplam limit düzenlemesi seviyesinde kart limitlerine sahipse, yeni bir kart alabilmek için mevcut kartlarından bir veya birkaçını kapatmak veya limitlerini indirmek zorunda kalıyor. Bu işlemi de ilgili bankayla iletişime geçerek yapması gerektiği için mevcut kart veren bankasının alternatif teklifler sunması, kart kapatmayı geciktirmek için ikna etmesi için ortam yaratılıyor. Sonuçta da limit düzenlemesi sebebiyle sektördeki küçük oyuncular kredi kartı müşteri sayılarını artıramıyor, bireysel müşteriler de alternatif bankalardan hizmet alamaz hale geliyorlar."

Güzeloğlu, müşterilerin kredi kartı borçluluğunu sınırlamayı hedefleyen düzenlemenin toplam sektör limiti yerine müşterinin toplam girebileceği risk (diğer söyleyişle sahibi olduğu tüm kredi kartlarından alabileceği toplam borç tutarı) üzerinden yapılmasının hem risk yönetimi açısından aynı sonucu doğuracağını hem de rekabetin önünü açacağını söyledi.

Bu tip bir uygulamada müşterinin istediği bankadan istediği limiti olan kartı alabileceğini ancak sahip olduğu kartlardan alabileceği toplam borcun, gelirinin belli bir katını aşamayacağını bildiren Güzeloğlu, hem müşteriler hem de bankalar açısından kredi kartı limit sınırlamasının toplam risk üzerinden hesaplanmasının daha uygun olacağını düşündüklerini kaydetti.

Tüm bankalar mega projelere odaklandı

QNB Finansbank Genel Müdürü Güzeloğlu, proje finansmanı açısından çok yoğun geçen 10 yılın geride kaldığını, bu yoğunluğun son 5 yılda yapılan dev altyapı ve enerji yatırımları ile daha da arttığını belirterek, 2010-2015 arasında yapılan büyük altyapı yatırımlarının büyük bir bölümünün Türk bankacılık sektörü tarafından finanse edildiğini, bu yıl da Türk bankalarının proje finansmanı tarafında üzerine düşeni yaptığını söyledi.

Güzeloğlu, şunları kaydetti:

"Buna en güzel örneklerden biri 12 Ağustos 2016'da bankamızın da arasında yer aldığı 6 Türk bankasının Galataport projesine yaklaşık 1 milyar dolarlık finansman sağlamasıdır. Şu anda tüm bankaların proje finansman ekipleri önümüzdeki mega projelere odaklanmış durumdalar. Kuzey Marmara Otoyolu, Kanal İstanbul, Çanakkale Köprüsü, üç katlı Boğaz Tüneli ve kamu özel sektör projeleri bu projelerden ilk akla gelenleri... Bu projeler için yaklaşık 15-20 milyar dolarlık bir finansman ihtiyacının önümüzdeki 3-4 yıl içerisinde oluşmasını öngörüyoruz ve bu finansman ihtiyacının karşılanması konusunda geçen yıllarda olduğu gibi QNB Finansbank olarak, yine önemli bir rol üstlenme niyetindeyiz."

Türk bankacılık sistemi ve finansmanı paydaşlarının uluslararası standartlarda işlemlere imza attıklarını ve bu tip işlemlere ikincil piyasalarda talep gösterilmesinin doğal bir sonuç olduğunu ifade eden Güzeloğlu, yabancı bankaların mega projelere sadece ikincil piyasalar yoluyla değil, Türk bankaları tarafından oluşturulan finansman yapılarına hiçbir değişiklik talebi olmadan direkt kredi veren olarak katıldığının da görüldüğünü söyledi. Güzeloğlu, "Bu da Türkiye’de proje finansman alanında ne denli büyük yol kat edildiğinin en büyük göstergesidir." dedi.