Vadeli gözde, yastık altı revaçta, BES potada

İSTANBUL - ING Bank tarafından yapılan bir araştırmaya göre, küresel belirsizlik nedeniyle tasarruf oranlarının arttığı Türkiye'de "vadeli hesap" faizlerdeki yükseliş nedeniyle en fazla tercih edilen tasarruf aracı olmayı sürdürüyor; ancak bireysel emeklilik gibi diğer tasarruf araçlarına yönelik ilginin etkisiyle tercih edilme oranı geriliyor.

ING Bank'ın açıkladığı "Türkiye'nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması" 2013 üçüncü çeyrek sonuçlarına göre; altın, güvenli liman olarak görülmesi ve yeniden yükseleceği beklentisiyle fiyatlardaki düşüşe rağmen talep görmeyi sürdürürken devam ederken, vadeli hesap yüzde 32 ile en fazla tercih edilen tasarruf aracı olarak öne çıkıyor.

Ancak, vadeli hesabın tercih edilme oranında, diğer tasarruf araçlarına yönelik artan talebe bağlı gerileme gözleniyor.

Tercih edilme oranı üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 46'dan yüzde 32'ye gerileyen TL vadeli mevduatı, Türk halkının ilk tercihi olmayı sürdürürken; bunu yastık altı nakit ve bireysel emeklilik sigortaları izliyor.

Bireysel emeklilik/hayat sigortalarına olan talep, uygulanmakta olan devlet teşvikinin katkısıyla, ikinci çeyreğe göre 5 puanlık belirgin bir artışla yüzde 16'ya yükselirken; iki yıldır yapılan araştırma tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığı görülüyor.

ING Bank Ekonomisti  Muammer Kömürcüoğlu, sonuçlarla ilgili yaptığı değerlendirmede, "Altın fiyatlarındaki gerileme nedeniyle normalde altının daha az tercih edilmesi beklenebilirdi; ancak bu kalemin toplamdaki payının artması belirsizlik ortamında altının güvenli liman olarak görülmesiyle ve fiyatların yeniden yükselebileceğine dair beklentilerle açıklanabilir.

Yastık altı nakit döviz veya TL ile vadesiz hesap paylarındaki artış da belirsizliğin arttığı bir ortamda tasarruf sahiplerinin daha kısa vadeli enstrümanları tercih ettiğini gösteriyor" dedi.

Kömürcüoğlu, TL vadeli mevduatın payındaki azalmanın altın ve diğer değerli taş, yastık altı döviz veya TL, vadesiz hesap ve bireysel emeklilik araçları arasında paylaşıldığını belirtti Kömürcüoğlu, artan küresel oynaklığın da etkisiyle tasarruf sahipliğinin belirgin oranda artmasıyla özel tüketim büyümesinde bir yavaşlama olabileceğine de dikkat çekti.

Araştırmaya göre, kentsel nüfusta tasarruf sahipliği oranı önceki çeyreğe kıyasla üç puanlık artışla yüzde 13.7 olurken; "gelir yetersizliği" tasarrufu kısıtlayıcı en önemli etken olarak öne çıkıyor. Çocuklu bireylerde tasarruf sahipliği oranı çocuksuz bireylere göre daha düşük kalıyor.