Yatırımcı Türkiye için Suriye'yi 'fiyatlamıyor'

HSBC Portföy Genel Müdürü Namık Aksel, Türkiye'nin faiz oranlarıyla gelişmekte olan ülkelerden bile kaynak çekebilir hale geldiğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

Ece CEYHUN

İSTANBUL - HSBC Portföy Genel Müdürü Namık Aksel, tasarruf birikimi olan ülkelerin yatırımcılarının ağırlıklı sabit getirili yatırım araçlarına olmak üzere yüksek faiz veren gelişmekte olan ülkelere para akıttığını söyledi. Bu ülkelerin kurumsal yatırımcılarının ise hisse senetlerine yatırım yaptığı bir süreç yaşandığını kaydeden Aksel, "Özellikle Türkiye, yüzde 7-8 civarındaki faizleriyle gelişmekte olan ülkelerden bile para çeken ülke konumuna geldi. Hep konuşulan Orta Doğu'daki yatırımcının ilgisi de artık gerçek oluyor. Körfez'den müşteri gelmeye başladı ve yavaş yavaş hesap açıyorlar. Körfez ilgisi realize olmaya başladı" dedi.
HSBC Portföy Yönetimi Genel Müdürü Namık Aksel ile hem piyasadaki gelişmeleri hem de hedeflerini konuştuk. Aksel, birinci ve ikinci niceliksel parasal gevşemede olduğu kadar kuvvetli olmasa da Fed'in ve ECB'nin adımlarının toplamda gelişmekte olan piyasaları destekleyici adımlar olduğunu kaydederek "Dünyadaki yüksek likidite, düşük büyüme ve düşük enflasyon ortamı Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere çok yarıyor. Türkiye'ye ise biraz daha çok yarıyor. Çünkü, dünyada bu aralar pek bulunmayan canlı bir iç talebi var. İyi bir büyüme hikayesi var. Canlı sektörleri var. Bölgesindeki ülkelere göre son derece çeşitlendirilmiş bir ekonomisi var. Ve istikrarlı bir hükümeti var. Türkiye'nin hikayesi güzel duruyor" değerlendirmesinde bulundu. Nitekim yılbaşından beri İMKB'de prim yüzde 30'lar seviyesinde bulunurken faiz yüzde 11'lerden yüzde 7.5'lara geldi.

Suriye'yi yatırımcı fiyatlamıyor
Suriye ile geçen hafta yaşanan gerginliğin hatırlatılması üzerine Aksel, "Suriye gibi politik olayları 'fiyatlandı' olarak değil 'fiyatlanmıyor' diye yorumluyorum. Fiyatlanmıyor çünkü geçici olarak görülüyor. Orta Doğu da böyle bir sınır ötesi harekette pat diye savaş çıkmıyor. Dengeler o kadar kolay bozulmuyor. Türkiye'nin yönü belli. Daha önce de gerginlikler oldu. Burada pek çok varsayım konuşulabilir. Kesin olan bir şey var. Piyasalara çok fazla yansımıyor. Bölgedeki siyasi tansiyon çok fazla fiyatlanmıyor. Şöyle oluyor; alım yapacakken duruyor ama elindekini satmıyor. Sonuçta sene başından bugüne yabancı yatırımcıların bono yatırımı tarihi zirvesine ulaştı. 12.2 milyar dolarlık bir rakama gelindi. Hisse senedine 2.8 milyar dolara yakın giriş oldu. Toplamda 15 milyar dolarlık portföy girişi oldu. Bugünden yarına ürkmüyorlar. Özellikle tahvildeki paralar ürkmüyor. Tam tersine perşembe günkü hareketten sonra giriş gördük. Suriye haberi girmek isteyenlere fırsat vermiş gibi bile göründü."

Dünyadaki ortam Türkiye'yi destekliyor
 

[PAGE]

Dünyadaki ortam Türkiye'yi destekliyor
Türkiye ekonomisinde 2009 yılındaki hızlı küçülmenin ardından 2010 yılında yaşanan hızlı yükseliş ve derken dış finansmanın kalitesinin sorgulanması, kredi artış hızındaki patlama gibi faktörler Merkez Bankası başta olmak üzere otoritelerin bir dizi önlem almasına neden oldu.
"2012'ye girerken piyasalarda hızlı gidersek frenlerin patlama ihtimali vardı. Cari açık korkutuyordu" diyen Aksel, şöyle devam etti: "Merkez Bankası süreci iyi yönetti. Sonuçta başarılı bir sene geçirdik. Zaten bunu görmeye başladıktan sonra mayıstan itibaren piyasa döndü. Piyasa ani duruş olmadığını, yumuşak geçiş olduğunu gördü. Cari açık yüzde 10'lardan yüzde 7'lere düşüyor ve ekonomi halen büyüyebiliyor. Her zamanki potansiyeli yüzde 5 civarında değil ama yüzde 4 civarında büyüyebiliyor. Çok önemli bir test oldu bu Türkiye ekonomisi için. Dolayısıyla önümüzdeki sene hem İMKB'nin çok kaybettirmesini hem de ekonominin kötüye gitmesini beklemiyorum. Burayı iyi geçtik. Dünyadaki ortamda bizi destekliyor ve bu da 2-3 seneden önce bitmeyecekmiş gibi görünüyor. Bol likidite, ortalamanın altında büyüme ve hem gelişmekte olan piyasalar hem de gelişmiş piyasalar için düşük enflasyon devam edecek. En büyük risk ise düşük enflasyon ortamının devam edip etmeyeceği. Sadece orada soru işaretleri var."

Yabancı yatırımcı Türkiye'yi biriktirmeye devam edecek
İMKB diğer piyasalara göre dolar bazında biraz pahalı. Ama Aksel, Türkiye'nin büyüme kapasitesi, şirketlerin gösterdiği kazanç tabloları hele ki 2013'te beklenen not artırımı ile İMKB'nin hala yukarı yönlü potansiyel barındıran bir piyasa olduğunu aktarıyor. Aksel, burada da ülkelerin 'yatırım yapılabilir' not kategorisine ulaşmadan önce piyasalarının 6-9 ay öncesinde bu beklentiyi satın aldığı dikkate alındığında yükseliş hareketinin çok olağan olduğunu da düşünüyor. Aksel, "Yabancı yatırımcı Türkiye'yi biriktirmeye devam edecek. Yatırım notu hikayesi ile de bu çeyrek ve gelecek yılın ilk çeyreğinde finansal piyasalar açısından daha iyi geçecek. Biz gelişmekte olan piyasalara göre daha fazla prim yaptık. Gelişmekte olan piyasalara satış gelirse çok ihtimal vermiyoruz ama bizde onlar kadar satış yeriz. Ama bunu baz senaryoya koymuyoruz. Riskler daha çok enflasyon tarafında ama Türkiye'nin önümüzdeki senesinden korkmuyoruz. Dünyadaki hikaye kolay kolay değişmeyecek. Gelişen piyasalarda hisse ve tahvil piyasalarının performansını beğeniyoruz. Tahvilleri biraz daha fazla beğeniyoruz" diye konuştu.

namikaksel.jpg

Faizin yükseldiği yerde almak için bekleyen var
Türkiye'ye bu ve gelecek çeyrekte portföy yatırımlarının gelmeye devam edeceğini vurgulayan Aksel, yabancının tahvil tarafında almaya devam ettiğini ve enflasyonda rahatlatıcı bir sinyal gelirse faizde bir tur daha düşüş beklediğini söyledi. Aksel, şu ifadeleri kullandı: "Yükseldiği yerde faizin alıcısı var. Zaten yüzde 7-8 faiz veren 3-4 ülke var. Brezilya, Rusya, Türkiye ve Hindistan. Brezilya vergi koydu. Faizini yüzde 10'dan 8'e indirdi. Yabancı çıkmaya başladı. Tabii bir de şöyle bir nokta var. Algıda ABD, Avrupa, Japonya mı güvenli liman? yoksa Brezilya, Hindistan, Çin, Türkiye, Endonezya ve Meksika mı daha güvenli liman? Bu ülkeler verdikleri faize göre daha güvenli liman olarak görünüyorlar."

Yatırım fonunda esas büyüme faiz yüzde 5'e düşerse gelir
 

[PAGE]


Yatırım fonunda esas büyüme faiz yüzde 5'e düşerse gelir
HSBC Portföy Yönetimi Türkiye'nin 5. büyük portföy yönetim şirketi. 3 milyar dolarlık bir fonu yöneten şirket, HSBC'nin Luxemburg'daki bazı fonlarını da yönetiyor. Birikim yönetimi ve emeklilik fon pazarına daha fazla ağırlık veriyor ve Allianz, Anadolu Hayat ve Yapı Kredi Emeklilik içinde fon yönetiyor. Namık Aksel, fon pazarına ilişkin görüşlerini ise şöyle açıklıyor: "Emeklilik fonları önümüzdeki sene ivmelenerek büyüyecek. Yatırım fonlarında ise büyüme yeni ürünlere bağlı. Ama yatırım fonlarında esas büyüme faizin düşmesine bağlı. Türkiye'de faiz ilk defa tek hanelere düşünce 'faiz düştü' dedik ama yine dünyaya göre daha yüksek kaldık. Mevduat faizi ne zaman yüzde 5'lere düşerse o zaman sektör büyüyecek."

Yeni 'çoklu varlık fonu' çıkartmaya hazırlanıyorlar
Dünyada artık moda yatırım yelpazesi geniş, birden fazla varlığa yatırım yapan multi aset denilen enstrümanlar. Türkiye'de çoklu varlık olarak tanımlanan bu fonlardan bir ihraç yaptıklarını kaydeden Namık Aksel, "Premier Fonu'muzun hedefi mevduatın üzerinde getiri sağlamak. Ama bu fonun yatırım ömrü mevduatın vadesinden uzun. Şimdi biri TL yatırımcısı için diğer döviz yatırımcısına hitap eden iki fon daha çıkartmaya hazırlanıyoruz" dedi. Fonları risklerine göre 5 gruba ayıran HSBC, en düşük risk ağırlığına sahip fonu skala 1 olarak nitelendiriyor. En yüksek risk ağırlığı ise skala 5 oluyor. İlk ihraç edilen fon skala 2 grubunda olurken yeni fonların skalası 3 olacak. Mevduat+5 hedefleyecek.

Bu konularda ilginizi çekebilir