'AB almazsa Türkiye'nin umurunda olmaz'

AB Bakanı ve Başmüzakereci Bozkır, "Şayet AB Türkiye'yi üye yapmama gibi yanlış bir karar alırsa Türkiye'nin çok fazla umurunda olmaz" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır,  Antalya Valiliğinin yeni hizmet binasında düzenlenen, AB Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı Antalya temsilciliklerinin açılış töreninde yaptığı konuşmada, AB temsilciliğinin açılışının basit bir karar olmadığını ifade ederek, İstanbul'dan sonraki ikinci temsilciliklerini açtıklarını söyledi.

Bozkır, sivil toplumun, Türkiye'nin ve demokrasinin çok önemli bir unsuru olduğunu belirterek, Türkiye'de bugün bulunan 104 bin sivil toplum örgütü ile Cumhuriyet tarihinin en üst noktasına erişilmiş olduğunu bildirdi.

 Demokrasinin en iyi göstergesinin sivil toplum olduğunun altını çizen Bozkır, "Antalya'da açtığımız bu ofisle birlikte öncelikle sivil toplumla birlikte çalışarak ve bu enerjiyi sağlayarak daha ileri adımlar atabilme imkanına kavuşmaya ihtiyaç duyuyoruz. Sivil toplumla ilgili AB Projelerimiz var. Önümüzdeki yıl 11 milyon euro ve 2020 yılına kadar 180 milyon euroyu sivil toplumumuzun gelişmesi ve AB sürecinde daha etkin yer alması için projelendirmeyi planlıyoruz" diye konuştu.

Bozkır, proje yapmanın çok önemli olduğunun dile getirerek, sadece Türkiye'nin AB'den 4,7 milyar euro alabilecek bir imkanı olduğunu hatırlattı. Proje yapmanın ayrı bir modelitesi olduğunu vurgulayan Bozkır, proje yapmayı, eğiterek öğretmeleri gerektiğini aktardı. 

Bozkır, bu projeler yapıldıktan sonra parayı sivil toplumun faydasına sunabilmeleri gerektiğini ifade ederek, temsilciliğin öncelikle bu proje eğitimlerini gerçekleştirecek bir birim olacağını söyledi.

Modelitelerini birlikte saptamamız lazım

AB'ye üyeliğin, günlük yaşamın her anında etkileyen ve insanların hayat standartlarını yükselten, geleceğe umutla bakmasına imkan sağlayan bir standartlar silsilesi olduğunu savunan Bozkır, şöyle konuştu:

"Türkiye, bütün gücüyle bu standartlara erişmek, insanını çok daha mutlu yarınlara götürmek ve bu geleceğe güvenle bakarken de ülkenin her alandaki seviyesini yükseltmek amacını taşımaktadır. Bu sürecin devam etmesi her zaman Türkiye'nin lehine olmuştur. Bundan sonra da bu sürecin devamıyla birlikte Türkiye'nin önemli kazanımları olacak. AB sürecinin çok uzun süredir devam ettiğini söyleyenler, geçtiğimiz bir kaç yıldır fasılların açılmadığını ifade edenler ve AB'den gelen tenkitlerin acımasız olduğunu söyleyenler olabilir. Ama Türkiye gerçekten bu müzakere sürecini kendi modeliteleri ile yürütme ve sonuçlandırma kararlılığındadır. AB, İlerleme Raporu hazırladığı zaman, bu kağıt AB'nin kağıdı değildir, ortak kağıdımızdır. Böyle Brüksel'de hazırlanıp da 'Alın bunu uygulayın' denilen hiçbir kağıt Türkiye için geçerli değildir. Bütün Türkiye ile ilgili alınacak kararların, birlikte alınması, konuşulması, tartışılması, ondan sonra yürürlüğe konması çok önemlidir."

Bozkır, son zamanlarda, özellikle son haftada AB'de çeşitli çevrelerde Türkiye'de basın özgürlüğünün olmadığı, bazı eksikliklerin olduğuna dair çeşitli açıklamalar yapıldığını hatırlatarak,  bu açıklamaların, konunun ne olduğu tam anlaşılmadan, çeşitli noktalardan gelen açıklamalar olduğunu aktardı

Böyle bir durumu kabul etmelerinin mümkün olmadığının altını çizen Bozkır, şöyle devam etti:

"Eğer AB ile bu ilişkiyi birlikte yürüteceksek, bunun modelitelerini birlikte saptamamız lazım. AB'de modelitenin birinci esası, önce birbirimize saygı duyacağız. Bu bir amir-memur, öğretmen-öğrenci ilişkisi değildir. Türkiye hiçbir zaman böyle bir ilişkiyi kabul etmemiştir. Bundan sonra da kabul etmeyecektir. Bir karar alınacaksa öncelikle bunu tartışacağız. Açıklama yapılacaksa, önce bu açıklamanın konusunu gelip bizimle tartışacaklar, öğrenecekler. Bunun sonucunda yine aynı kanaattelerse yine bu açıklamayı yapmalarında beis yok. Ama gerçekten böyle bir ilişkinin sürmesi için böyle bir modelite şarttır."

"Eğer buna riayet edilmezse ne olur?" diye soran Bozkır, Türkiye'nin 2006'nın Aralık ayından bu yana bazı fasılların askıya alınmasıyla birlikte, bu süreci kendi zamanlamasıyla, kendi iradesiyle, kendi yöntemleriyle yürüttüğünü, bundan sonra da bu şekilde yürütmeye devam edeceğini belirtti.

'Halkımızın yararına olduğu için devam ettiriyoruz'

Bozkır, şöyle devam etti:

"AB, fasıl açsın açmasın Türkiye bütün fasılları açmıştır. İki sene içerisinde açtığı fasılların tamamını kapatacaktır. AB'nin Türkiye'nin bütün fasıllarını kapatmış olduğu noktada, bu faslı mı açayım, o faslı mı açayım kendi içindeki kaynaşması içinde olursa, bu bizim sorunumuz değildir. Bugün itibariyle açılmamış bütün fasılları numaralandırıp, bir torbaya koysalar, o tombala çeker gibi bir numara çekseler, o numaranın karşısındaki faslı Türkiye iki ay içerisinde açmaya muktedirdir, hazırdır. Fasıl açmak bizim sorunumuz olmaktan çıkmıştır. AB'nin bir sorunudur. Açarlarsa memnun oluruz. Açmazlarsa biz zaten 8 senedir sürdürdüğümüz bu çabayı, halkımızın yararına olduğu için devam ettiriyoruz."

10 yılda 2 bin reform yasası

Bozkır, son üç senedir fasıl açılmamasına karşın, Türkiye'nin 167 reform yasasını meclisten geçirdiğini, son 10 senede ise bu rakamın 2 bin olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin bunu kendi inancına, geleceğine uygun olduğu için yürüttüğünü belirtti.

'Türkiye'nin çok fazla umurunda olmaz'

Bozkır, şayet bu modeliteye uyulmazsa, Türkiye'ye danışılmadan kağıtlar üretilirse, Türkiye'ye danışılmadan basın açıklamaları yapılmaya devam edilirse, bunun, yollarından ayrılmaları için bir neden teşkil etmeyeceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

 "Biz yine yolumuzda devam ederiz. Buradaki ince nokta AB, bu sürecin devamında, bizimle beraber olacak mı olmayacak mı? Biz yine bu süreci yürütmeye kararlıyız. Bildiğimiz şekilde de yürüteceğiz. Son noktaya kadar da götüreceğiz. Şayet AB Türkiye gibi bir ülkeyi üye yapmama lüksüne sahip olmaksızın, üye yapmama gibi yanlış bir karar alırsa, Türkiye'nin çok fazla umurunda olmaz"

Vizyoner bir dış politika izliyoruz

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da  "Aktif, çok boyutlu ve vizyoner bir dış politika izliyoruz" dedi.

Çavuşoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır'la, Antalya Valiliğinin yeni hizmet binasında düzenlenen AB Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı Antalya temsilciliklerinin açılış törenine katıldı.

Burada yaptığı konuşmada, Dışişleri Bakanlığının 4. temsilciliğinin Antalya'da açıldığını belirten Çavuşoğlu, geleneksel faaliyet alanı yurt dışı olmasına karşın yurt içinde de temsilcilik açılması ihtiyacının önceki Dışişleri Bakanı ve şimdiki Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından fark edildiğini söyledi.

Çavuşoğlu, Başbakan Davutoğlu'nun yurt içinde 3 temsilcilik açtığını hatırlatarak, bunun nedeninin diplomasideki yapısal değişiklik sonucu, kapalı kapılar arkasından çıkarak, sivil toplum örgütlerine kadar yayılması olduğunu belirtti.

Diplomasinin çok dinamik bir yapı kazandığının altını çizen Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Aktif, çok boyutlu ve vizyoner bir dış politika izliyoruz. Bu çok boyutlu politikanın sadece Dışişleri Bakanlığımız tarafından yürütülemeyeceğinin de farkındayız. O nedenle bütün şehirlerimizi ve şehrin dinamiklerini de öncelikle Antalya gibi Türkiye'nin dünyaya ve Avrupa'ya açılan bir penceresi olan şehrin diplomasiye katılımını ve katkısını artırmak istiyoruz. Bu aktif dış politikamızın nasıl yurt dışında etkinliğini görüyorsak, uluslararası örgütlerin, farklı ülkelerin de ilgisinin arttığını her birlikte görüyoruz. 2002 yılında ülkemizdeki toplam büyükelçilikler, başkonsolosluklar ve uluslararası örgütlerin temsilcilik sayısı 166 idi. Bugün bu rakamın 254'e yükseldiğini görüyoruz. Antalyamız da bundan nasibini almaktadır."

Çavuşoğlu, İstanbul'un New York'tan sonra dünyada en fazla başkonsolosluk açılan 2. şehir olduğunu dile getirerek, Antalya'nın da sunduğu hizmetler, doğal güzelliği ve sivil toplum örgütleriyle Türkiye'nin önemli bir şehri olduğunu vurguladı.

Önümüzdeki yıl Antalya'yı diplomasinin merkezi yapacaklarını ifade eden Çavuşoğlu, NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı ve G20 zirvesinin Antalya'da olacağını belirtti.

Çavuşoğlu, günümüzdeki turizmin niteliğinin değiştiğinin altını çizerek, Antalya'ya kış aylarında 100 bin turistin golf oynamak için geldiğini, geçen yıl bin 500 futbol takımının da Antalya'da kamp yaptığını hatırlattı.

Antalya'daki misafirperverlikten memnun kalan birçok yabancının Antalya'ya yerleştiğini ve hemşehrileri olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Böylesine insanların ilgisini çeken bir ilde temsilcilik açılması doğaldır" diye konuştu.

Konuşmaların ardından, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve AB Bakanı ve Başmüzakereci Bozkır tarafından temsilciliklerin açılışı yapıldı.