'ABD'de iç politikayla gündemin önemli maddesi endüstriyel bölgeler olacak'

Başbakan Erdoğan, 6. İstanbul Moda Konferansı konuştu. Erdoğan, "Amerika'nın şu anda bizimle olan dış ticaret hacmi 20 milyar dolar civarında. Tabii bu rakam çok komik bir rakam" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu sıra yapacağım Amerika seyahatinde dış politika dışında özellikle iç politikayla ilgili gündemimizin en önemli maddesini, bu ekonomik ilişkilerde endüstriyel bölgeler konusu teşkil edecek" dedi.

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği'nce, Shangri-La Bosphorus İstanbul Otel'de düzenlenen 6. İstanbul Moda Konferansı ödül töreninde konuşan Erdoğan, konferansın başarılı geçmesini diledi.

Erdoğan, Türkiye'nin sanayisi, ihracatı ve özellikle emek yoğun istihdam açısından son derece büyük önem ifade eden moda ve hazır giyim sektörüyle ilgili konferansı düzenleyen, yurt dışından ve Türkiye'den katılan, katkı veren tüm kurum, kuruluş, özel sektör temsilcileri ve şahıslara teşekkür etti.

Sektörde faaliyet gösteren başarılı iş adamlarının Türkiye'nin dünyada tanıtılması ve güç bulmasında çok farklı bir yeri inşa ettiğini aktaran Erdoğan, "Bu sıra yapacağım Amerika seyahatinde dış politika dışında özellikle iç politikayla ilgili gündemimizin en önemli maddesini, bu ekonomik ilişkilerde endüstriyel bölgeler konusu teşkil edecek. Amerika'nın şu anda bizimle olan dış ticaret hacmi 20 milyar dolar civarında. Tabii bu rakam çok komik bir rakam. Türkiye-Amerika ilişkilerinde 20 milyar dolar gibi bir ticaret hacmi asla savunulacak bir rakam değil" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Rusya Federasyonu ile çok çok gerilerden gelinmesine rağmen 35 milyar doları aşan bir dış ticaret hacmine sahip olduklarını vurgulayarak, bu ilişkileri artırmak için neler yapacaklarına dair ABD Başkanı Barack Obama ile konuşacaklarını kaydetti.

Erdoğan, "Hazır giyim ve tekstilde dünyanın diğer ülkelerinin gerisinde olduğumuzu kabul etmiyorum. Tam aksine onlarla başa baş yarışır noktadayız, durumdayız" dedi.

Ülke olarak çok çok iyi bir konumun yakalandığına inandığını ifade eden Erdoğan, "Yine inanıyorum ki sizler, özellikle bu pazar payını kapmada yarışı biraz daha hızlandıracaksınız. Bizler de üzerimize ne düşüyorsa yapacağız" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, sektörde ülke olarak eşsiz bir tecrübe ve kalifiye bir iş gücüne sahip olunduğunu, şu anda salonda 40 yıldır, belki de daha fazla bu işin içerisinde olan, tırnaklarıyla kazıya kazıya bugüne gelenlerin bulunduğunu belirtti.

Dönemsel olarak elbette iniş ve çıkışların olduğunu, 1980'lerden itibaren hızlı bir yükseliş içine giren sektörün, sonraki dönemlerde dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelere paralel olarak kimi zaman yükseldiğini, kimi zaman da sıkıntılı süreçler yaşadığını aktaran Erdoğan, bugün de sektörün önemli sorunları olduğunu, döviz kuru, enerji ve istihdam üzerindeki yüklerin, Çin ve Uzakdoğu sıkıntısının, iplik fiyatları gibi çeşitli etkenlerin sektör üzerinde baskı unsuru olmaya devam ettiğini anlattı.

"10 yıl boyunca sorunları çöze çöze bugünlere geldik"

Yakın zamanda gerçekleşen Arap Baharı'nın, Libya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki gelişmelerin sektörü olumsuz etkilediğini vurgulayan Erdoğan, bu sıkıntıların kimseyi yıldırmaması gerektiğini, gerek kendisinin, gerekse bakan arkadaşlarının sektörün meselelerine ciddi şekilde eğildiklerini, sorunları çözdüklerini, sektöre nefes aldırmak için değerlendirmelerini yaptıklarını, çözümleri sıraladıklarını ve uygulamaya koyduklarını dile getirdi.

"10 yıl boyunca sorunları çöze çöze bugünlere geldik. Sektör üzerindeki yükleri; vergi yükünü, istihdam yükünü hafiflettik, teşvikler uyguladık" diyen Erdoğan, 2001'de dünya tekstil ihracatındaki payı yüzde 2,3  olan sektörün, 2009'da bu oranı kriz ortamına rağmen yüzde 3,4'e yükselterek, Japonya'nın önüne geçtiğini kaydetti.

Başbakan Erdoğan, bugün hazır giyim sektörünün daha iyi seviyelerde olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"İnşallah bu gelişme önümüzdeki dönemde çok daha iyi bir ivme yakalayarak, artarak, yükselerek devam edecek. Biz hükümet olarak, hazır giyim sektörünü Türkiye'nin lokomotifi olarak muhafaza edeceğiz. Ekonomi Bakanlığımız kanalıyla son yıllarda sektöre, özellikle de markalaşmaya çok önemli destekler sağladık.  Dünyanın devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı olan Turquality desteğini ortaya koyduk ve bunu devam ettiriyoruz. Diğer bir desteğimizin adı ise marka desteği. Yine üçüncü olarak, tasarım desteği adı altında bir destek veriyoruz. Bunlarla birlikte sürekli olarak güncellediğimiz, ihtiyaçlara göre revize ettiğimiz teşvik uygulamalarımız var. Hepimiz biliyoruz ki tekstil, rekabetin çok yoğun, çok dişli, çok zorlu olduğu bir alan. Burada en büyük hedefimiz, marka oluşturmak olmalı. İnsanlar markaları bir prestij, bir kimlik, bir statü olarak görüyorlar. Dünya pazarlarına, güven duyulan, itibar gösterilen markalar sunamazsak kalitemizi gösteremeyiz, hedeflerimize ulaşamayız."