'Akşener'i affetmemiz mümkün değil'

MHP Lideri Bahçeli, Akşener'in kendisi ile ilgili olarak söylediği 'baş paralelci' sözleri sonrası yaptığı açıklamada, 'Bu ne biçim terbiyesizliktir? Bunu affetmemiz mümkün değil' dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısı çıkışında MHP Genel Başkan adayı Meral Akşenir'in 'Baş paralel Devlet Bahçeli'dir' sözlerinin sorulması üzerine "İstanbul merkez olmak üzere 9 ilde çok sayıda operasyon yapılmakta paralel mensubu olarak gözaltına alınmış durumda. Şimdi bu kadar insanın baş paralelcisi olarak beni mi görmüştür? Bu ne biçim terbiyesizliktir? Bunu affetmemiz mümkün değildir." dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu. Bahçeli, 20 Temmuz'dan itibaren 179 polis, 267 asker, 10 korucu ve 19 sivil memur olmak üzere 475 şehit verildiğini anımsatarak yaşananların nasıl yorumlanması gerektiğini sordu. Bahçeli, "Yaşananları bir avuç eşkıyanın komplosu deyip geçelim mi? Üç beş kuduzun, beş on kopuğun hıyanetidir; yakında sular durulur avuntusuyla ibretlik gelişmeleri görmeyelim duymayalım konuşmayalım mı? Yüce kitabımız Kuran'ı Kerim'in içine evlerin duvarlarına adım başı mesafelere el yapımı bombalar yerleştirilirken hükümet kayıplara karışmıştır. Lütfen itiraf ediniz, Türkiye bir felaket kuşağında, bir kan çukurunda, bir ölüm tünelinde değil midir? Caniler, sokaklarımıza barikat dikerken hükümet uyumuştur. HDP'li belediyeler teröristlerin at oynatacağı hayalet mahalleler kurarken hükümet uyuşmuştur. Bu olacak iş midir? Türk milleti buna layık mıdır? Bir plan ve kurgu dahilinde; Türkiye'nin Suriye'ye dönmesi, Iraklaşması, Lübnanlaşması, Balkanlaşması etap etap hayata geçirilmektedir. PKK, sırtını dayadığı efendilerinden aldığı öldürme ve fitne yayma talimatını birer birer uygulamaktadır" diye konuştu.

MHP lideri Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kutlu Doğum Haftası programındaki, babasıyla arasında geçen 'Biz Laz mıyız, Türk müyüz' konuşmasının değerlendirmeye muhtaç olduğunu belirterek şöyle konuştu:

"Hamd olsun hepimiz Müslümanız. Bu tartışıma götürmez bir hakikattir. Dünyanın gelip geçiciliğini biliyoruz. Yarın Allah'ın huzurunda hesap vereceğimize de iman ediyoruz. Fakat biz, Müslüman olduğumuz kadar da Türk'üz. Değişmeyecek kaderimiz, yok sayılmayacak asaletimiz budur. Doğumdan ölüme kadar kim olduğumuzu, kökenimizin ne olduğunu sormaya hiç gerek duymadık, duymuyoruz. Türklük bedenimiz, İslamiyet ruhumuzdur; bunu da böyle kabulleniyoruz. Tarihimizi unutarak, kaynağımıza yüz çevirerek bir yere varamayız. Milliyetçi Hareket Partisi anlamını Türk-İslam ülküsünde bulmuş Türk milliyetçiliğinin, milletimizin yegâne kurtarıcısı, devletimizin tek umudu, kardeşliğimizin en sağlam harcı olduğuna inanmaktadır. Çünkü düşman hiç olmadığı kadar diri, hiç olmadığı kadar hazırlıklıdır. Bugün vatan topraklarına dikilen kanlı barikatlar, açılan ölüm hendekleri kardeşlik bağlarının koparılması için tezgâhlanmıştır. Bugün yer altındaki terör tünelleri milli birliğimizin altını oymak için kazılmıştır. Doğu ve Güneydoğu'da ne yaşanıyorsa arka planında yabancıların dahli, kapanmamış tarihi hesapların parmak izi vardır. Gerek PKK, gerekse de siyasi görünümlü kuklası HDP Türkiye'ye meydan okuyan, Türk milletinin istiklalini karartmaya çalışan şer ve şiddet cephesidir. 11. yüzyıla damga vurmuş büyük Türk düşünürü Balasagunlu Yusuf veciz bir şekilde bizleri uyarıyor ve diyor ki: “Hıyanet nereye ayağını atsa kaçar ondan yararlı ne varsa. Hıyanet eden kişi nereye uzatsa elini deniz bile olsa kurutur yeri. Hem PKK, hem de HDP işte budur; bereketsizliğin, kahpeliğin, kalleşliğin, zehirli emellerin arkalı önlü yüzüdür"

'Dokunulmazlıkları kaldırmak için daha neyi bekliyoruz?'

Devlet Bahçeli, HDP'lilerin IRA'nın siyasi kanatlarıyla 2014-2015 yıllarında kaç defa görüştüklerini, bu temaslardan hükümetin haberdar olup olmadığını sordu. Bahçeli, şöyle devam etti:

"Görüşmelerde IRA'nın eylem yöntemleri hakkında, mesela barikat kurulması konusunda, tavsiye alınmış, bunu da PKK aynen tatbik etmiş midir? Türkiye aleyhine tesis ve tezahür edilen ittifaklar kurulurken hükümet bunu önleme ve etkisizleştirme çabasında bulunmuş mudur? Ülkemizin mahvı için eylem ithal edecek kadar gözü dönmüş, terörist taziyelerine katılacak kadar ahlakı budanmış, vicdanı buharlaşmış sözde siyasi işbirlikçilerin dokunulmazlıklarını kaldırmak için daha neyi bekliyoruz? Yetmedi mi tahrikleri? Yetmedi mi ihanetleri? Teröristlerin namlusunu temizleyen, hain saldırılarını görmezden gelen, devlete ve millete hakaret eden PKK yedeklerini adalete teslim etmeyeceğiz de turşularını mı kuracağız?"

'MHP, sözünü harfiyen tutacak'

AK Parti'nin geçtiğimiz hafta dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili Anayasa değişikliği teklifini TBMM'ye sunduğunu hatırlatan Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

"Kanun değişikliği teklifinin yürürlüğe girdiği tarihte, izne tabi suçlar bakımından idari mercilerden, başsavcılıklardan ve mahkemelerden Adalet Bakanlığı'na intikal ettirilerek dokunulmazlığının kaldırılması talep edilen dosyalardan başlanmak üzere, herhangi bir ayrım yapılmaksızın bütün milletvekillerine ait olan dokunulmazlıkların kaldırılması gündemdedir. Ak koyun kara koyun ortaya çıkmalıdır. Hiç kimse hesap vermekten kaçmamalıdır. Bizim için asıl olan teröre bulaşmış, teröristlere yardım ve yataklıktan suçları somutlaşmış milletvekillerinin dokunulmazlıkları öncelikle kaldırmaktır. Milliyetçi Hareket Partisi AKP'nin anayasa değişikliği önerisine destek verecek, daha önceki sözünü harfiyen tutacaktır. Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda, HDP'nin malum nedenlere dayanan itirazlarının yanı sıra, ana muhalefet partisi CHP'nin içinden bazı aykırı ve reddiyeci seslerin duyulduğuna da şahit oluyoruz. Şimdiden ayak sürüyenler belirginleşmiştir. Şimdiden sudan bahanelerle dokunulmazlığın kaldırılmasına şerh düşenlerin, karşı çıkanların sesi gittikçe yükselmektedir. HDP'nin bir eş başkanı özerklikle sonuç alınamayacağını birden bire hatırlamıştır. Bir diğer eş başkanı ise bu vatanı parçalatıp böldürmeyeceğiz havasındadır. Bunların başına taş mı düşmüştür? Yoksa korku dağları sarınca taktik dönüşler mi yapmışlardır? Özerklik, özyönetim diye tutturanlar, PYD'ye sırtını yasladıklarını kurşun gibi söyleyenler vatan kavramını ağızlarına kolayca alınca günahlarından kurtulacaklarını mı sanmaktadır? Bu nasıl bir iş, nasıl bir ikiyüzlülüktür? Milli vicdan dokunulmazlıkların arkasına saklanan faillerin, özellikle terör işbirlikçilerinin adalete hesap vermesini istemekte, bunu beklemektedir" 

'Cümle aleme deşifre edelim'

Dokunulmazlıkların tek kalemde kaldırılması için AK Parti ve CHP'ye seslenen Bahçeli, "Ucuz pazarlıklara, gizli kapaklı temaslara kapılarak bu fırsatı kaçırmayalım, fezlekeli bölücüleri, dosyaları tıka basa dolmuş işbirlikçileri doğruca adaletin önüne çıkaralım. Haydi, hemen, durmaksızın, sonuna kadar giderek suçluların yakasına yapışalım. Hatta Türk vatandaşı olup da terörizmin kuryesi, terör örgütünün militan ve maşası olmuş kim varsa, bunları da derhal vatandaşlıktan çıkaralım, vatansızlıklarını cümle aleme deşifre edelim" şeklinde konuştu. 

'AKP, yine çuvalladı'

Avrupa Parlamentosu (AP)'nun Türkiye raporunu eleştiren Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti: 

"Rapor Türkiye'nin hiçbir hassasiyetini gözetmemiş, hiçbir değerine saygı duymamış ve dikkate almamıştır. Doğal olarak ölü doğmuş, Türkiye tarafından isabetli şekilde yok sayılmış ve aynen iade edilmesi yönünde bir irade belirmiştir. Avrupa Parlamentosu, Türkiye'den PKK'ya orantılı güç kullanmasını yüzsüzce istemektedir. Avrupa zihniyeti orantılı olmaktan ne anlamaktadır? Teröristler evlatlarımıza kıyarken, büyükşehirlerimizde canlı bombalar patlarken orantısız ilgisizliğin içine gömülenler bize ne anlatmaktadır? PKK'yı Avrupa başkentlerinde konuk edip sırtını sıvazlayanlar bize insanlık mı öğretmektedir? Avrupa Parlamentosu ikircikli ve tutarsızdır. Ve Türkiye'nin aleyhine bir karara imza atmıştır. Avrupa Parlamentosu; sözde Kürt sorununun barışçı çözüme kavuşturularak ihanet sürecinin yeniden başlatılmasını, Güneydoğu'da sokağa çıkma yasaklarına son verilmesini, Kıbrıs Rum kesimiyle birlikte sözde Ermeni soykırım iddialarının tanınmasını istemiştir. Şayet paşa gönülleri dilerse vatanımızı bırakalım, tarihi haklarımızdan hemen vazgeçelim. Yoksa istenen bu mudur? Avrupa Parlamentosu skandal Raporunda, PKK terör örgütünün AB terör örgütleri listesinden çıkarılması talebi gündeme getirilmiştir. AB, Türkiye'nin üyelik sürecinin mülteciler konusundan ayrı tutulacağını belirterek, verdiği sözlere bağlı kalmayacağını açıkça göstermiştir. Raporda geri kabul anlaşması kapsamında Türkiye'ye sunulacak vize muafiyeti hakkının da Haziran'a yetişmeyeceği anlaşılmaktadır. Başbakan'ın zafer gibi sunduğu vize konusundaki vaatlerin şimdiden fos çıkması, hükümetin bu kez de AB tarafından kandırıldığını göstermektedir. Suriyeli mültecileri olduğu gibi alan, bunun karşılığında para ve vizeleri kaldırma sözüyle avutulan AKP, yine çuvallamış, yine çakmıştır"

Alman komedyenin Türkiye Cumhuriyeti'ne, Türklüğe ve Cumhurbaşkanı'na aşağılık şekilde saldırdığını söyleyen Bahçeli, şunları söyledi: 

"Özgürlüğü iki yanı keskin silah gibi kullanan çevre ve kimseler için duracak sınır yoktur. Nasıl olsa özgürlük her kilidi açacaktır. Tıpkı vahşilerin özgür oldukları için birbirlerini yemeleri gibi, özgürlüğü istismar edip işine geldiği şekliyle yorumlayanlar hiçbir kural ve insafı takmamaktadır. Hakaretin özgürlüğü olamaz. İhanetin özgürlüğü olamaz. Düşmanlığın da özgürlüğü olamaz. Mizah bir zeka, kabiliyet ve bellek ürünüdür. Fakat gülmek adına hiçbir insan aşağılanamaz, hiçbir millet terbiyesizce küçümsenemez. Alman komedyanın kendi kültür ve toplum dairesinde melun söz ve şiirinin bir karşılığı olabilir. Hatta buna kahkaha atanlar da çıkabilir. Ne var ki Türk-İslam ahlakında böyle bir mizah anlayışına, böylesi bir soysuzluğa cevaz yoktur, hiç de olmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi millidir, hakkın ve haklının yanındadır. Siyasi mücadele halinde olsak da, hiçbir rakibimizin yabancılar tarafından küçük düşürülmesine ortak olmayız, buna seyirci kalmayız. Bizde siyasi pazarlık yoktur. Manşetler ne derse desin, köşelerini paralel kurşunu gibi kim kullanırsa kullansın, biz bildiğimizi okuyacağız, inandığımızı yapacağız. Ne okyanus ötesi elemanları, ne çeteler, ne devlet içine yuvalanmış şebekeler, ne siyasi senaristler, ne de fırıldak gibi ortalıkta dönen ruhsuzlar şehit yadigârı bu kutlu çatıyı uçuramayacaklardır. Biz başarmaya karar verdik, biz iktidara gelmeye söz verdik; yolumuza kim çıkarsa ya aşar, ya yener, ya da ezip geçeriz"

'Bunu affetmemiz mümkün değil'

MHP lideri Devlet Bahçeli, grup toplantısı çıkışında gazetecilerin, muhalifler hakkında başlatılan incelemeyi sorması üzerine şu yanıtı verdi: "Muhalif oldukların ifade eden arkadaşlarımız bu demokratik hakkını kullanırken MHP'ye yakışır edep içinde olmalarında yarar vardır. Edep dışı değerlendirmeler fitne ve fesat karşısında MHP tüzüğü açık ve nettir. Böyle bir soruşturma başlatılır ise çok yönlü araştırılır merkez disipline sevki kararı verilir ise gereği yapılır"

Bahçeli, ayrıca Meral Akşenir'in "Baş paralel Devlet Bahçeli'dir" sözlerinin anımsatılması üzerine "Bu kadar çirkin bir ifade söz konusu olamaz. İstanbul merkez olmak üzere 9 ilde çok sayıda operasyon yapılmakta paralel mensubu olarak gözaltına alınmış durumda. Şimdi bu kadar insanın baş paralelcisi olarak beni mi görmüştür? Bu ne biçim terbiyesizliktir? Bunu affetmemiz mümkün değildir. Kendileri paralelle çok barışık olabilirler ama MHP'ye baş paralelci gibi bir edepsizliği yapamazlar" ifadelerini kullandı.