'Aramızda bölgesel fikir ayrılıkları var ama...'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ruhani'yi resmi törenle karşıladı. İki lider karşılama sonrası görüşme gerçekleştiriyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da bulunan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'yi resmi törenle karşıladı.
Ruhani'yi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin önündeki caddede karşılayan süvariler, konuk Cumhurbaşkanına protokol kapısına kadar eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ruhani'yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin ana giriş kapısında karşıladı. Erdoğan ve Ruhani'nin tören alanındaki yerlerini almasının ardından, 21 pare top atışı eşliğinde iki ülkenin milli marşları çalındı.
Ruhani, Muhafız Alayı Tören Kıtası'nı, Türkçe, "merhaba asker" diyerek selamladı. Törende, tarihte kurulan 16 Türk devletini temsil eden bayraklar ve askerler de yer aldı.
İki ülke heyetlerinin takdimi sonrasında, Erdoğan ve Ruhani merdivenlerde, Türkiye ve İran bayrakları önünde el sıkışarak, gazetecilere poz verdi.
'Yatırımcıları teşvik konusu konuşuldu'
Erdoğan ve Ruhani, baş başa gerçekleştirdikleri görüşme sonrasında ortak bir basın toplantısı düzenledi.
İran ve Türkiye yatırımcılarını teşvik amaçlı çalışmalar yapılacağını ifade eden Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Türkiye ve İran, küresel ve bölgesel düzeyde önemli ülkeler. Dolayısıyla halihazırda bölgemizi sarsan terörizm ve mezhepçilik sorunları ile bunlara bağlı olarak ortaya çıkan insani krizlerin üstesinden gelinmesi için birlikte çalışmamız gerekiyor.
İran ile aramızda bölgesel fikir ayrılıklarının olmasına rağmen, bölgede akan kanın durdurulması konusunda hemfikir olduğumuz konusunu memnuniyetle bildirmek istiyorum.
Aramızdaki siyasi diyaloğu güçlendirmek suretiyle görüş ayrılıklarını asgariye indirmeyi, müşterekleri azamiye çıkarmayı sağlamamız her şeyden önce ülkelerimizin lehinedir. Bu şekilde davrandığımızda, bölgemizdeki sorunlara dışarıdan değil, yine bu bölge içinden çözümler geliştirilmesini özellikle sağlamamız halinde bir an önce netice alacağımıza inanıyorum. Bölgenin iki önemli ülkesi olarak bu konuda bizlere önemli bir sorumluluk düştüğünün farkındayız.
Bölgemizi sarsan terörizm ve mezhepçilik sorunlarının üstesinden gelinmesi için birlikte çalışmamız gerekiyor
Ülkelerimizin, bölgemizde akan kanın ve yaşanan krizlerin durdurulması için gereken çalışmalara öncülük etmesi şart.
"Siyasi diyalog sürdürülmeli"
Erdoğan ve Ruhani başkanlığında gerçekleştirilen Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Üçüncü Toplantısı sonrası yayımlanan ortak bildiride ise tarafların, bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe yönelik en ciddi tehditleri teşkil eden örgütlü suçların, şiddete dayalı aşırıcılığın, terörizmin ve mezhepçiliğin her çeşidinin ve tezahürünün farkında olarak ve bölgelerinin en çok bunlardan zarar gördüğünü kabul ederek, ikili ve bölgesel konulardaki siyasi diyaloglarını her seviyede sürdürmelerinin öneminin altını çizdikleri belirtildi.
Bildiride, Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunmasına verilen önem vurgulanarak, bölgede bireyler, gruplar ve bunların uzantılarınca yapılan terör saldırılarının tüm şekil ve yöntemlerinin kuvvetli bir şekilde kınanması, mevcut ikili diyalog mekanizmalarını etkin bir biçimde kullanmak suretiyle terörizmle mücadele alanında işbirliğini ilerletme ihtiyacı vurgulandı.
Ruhani'nin konuşmasından satırbaşları;
Bugünkü görüşmelerimizde 3 tane önemli amacı belirledik ve bu konularda hemfikirdik. Öncelikle müslüman kadının İslami hukuktaki yerini dünyaya tanıtma konusunda hemfikir olduk. Öte yandan aşırıcılık ve terörle mücadele konusunda bir takım anlaşmalar, fikir ortaklıkları kurduk. Dünyaya 'bizim kimliğimiz islamdır' demeliyiz. Kimliğimiz Şii, Sünni ya da başka bir mezhep değil; sevgi ve kardeşliği içinde barındıran İslamdır. Umarım bu konuda Türkiye ile amacımıza ulaşırız. Biz iki ülkenin ilişkilerini bütün boyutlarıyla geliştirme kararı aldık. Ancak bazı ambargo koşulları yüzünden istediğimiz tüm atılımları yapamadık ama bugün ne mutlu ki bu oturum ambargoların kalktığı zamana yetişti.
Ruhani'den gümrük müjdesi
İki ülkenin bankacılık sektörünün birbirleri ile iş yapması da çok önemli bir konu. Türk bankaları İran'da yer açabilirler ve böylelikle ekonomik ilişkilerimizi geliştirebiliriz. Ortak pencere, gümrük konusunda da hemfikir olduk. İnşallah bundan sonra gümrük kapılarında hiç kuyruk görmeyeceğiz. Turizm konusunda hem Türkiye hem de İran atılımlarda bulunabilir ve biz hükümetler olarak bunu teşvik etmeliyiz.