'Ben damdan düşmüş biriyim...'
"Nasreddin Hoca damdan düştüğünde doktor değil, damdan düşmüş birini istemiş. Ben damdan düşmüş birisiyim.Damdan düşmüş biri olarak bu işleri biliyoruz'' diyen Erdoğan, "Başkanlık sistemi bizde uygulansaydı daha ileri noktada olurduk" ifadelerini kullandı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katıldığı canlı yayında soruları yanıtladı.
Erdoğan, "Eğer bizde başkanlık sistemi olsaydı, biz geldiğimiz noktanın çok daha ilerisinde olurduk" dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, TRT Haber kanalında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başkanlık sisteminin kendisinden önce de dile getirenlerin olduğunu ancak bu konuda adım atılmadığını ifade eden Erdoğan, başkanlık sistemine daha öncesinde geçilmiş olması durumunda Türkiye'nin daha ileri bir noktada olacağını savunarak, şöyle konuştu:
"Teori noktasında bir çok insanlar pek çok şeyin teorisini ortaya koyabilir ama yaşayarak bir şeyi yapıyorsanız o noktada netice almak da çok daha farklı olur. Nasreddin Hoca bana doktor getirmeyin, damdan düşen birini getirin dediği gibi. Ben damdan düşmüş biriyim. Damdan düşmüş biri olarak da bu işleri biliyoruz. Belediye başkanı ve Başbakanken yaptıklarımız ortada. İddalı bir şey söylüyorum, eğer bizde başkanlık sistemi olsaydı, biz geldiğimiz noktanın çok daha ilerisinde olurduk. Bir çok kez önümüz tıkanmıştır ve bunları aşana kadar büyük mücadeleler verdik. Üçlü kararnamede bir atama yapmak çok zor. Ben istediğimle çalışırım ama bu sistemde sizinle gelen sizinle gitmiyor. Mesela yargı bunu engelliyor. Mesela Nasuhi Bey’in durumu. Bu hükümet Nasuhi Bey’i TRT Genel Müdürlüğü’ne atadı. Kaç kere alındınız görevden? 2 kez. İşte bu kurum nasıl yürüyecek? Yargı alıyor, siz atıyorsunuz. Yargı alıyor, siz atıyorsunuz. Tabii bu değişiklik için Anayasa değişikliği şart. Bizim hukuku zorlama noktasından sıyrılmamız için başkanlık sistemine ihtiyacımız var. Halkımızın bu tür sistemleri tanıması isabetli olur."
Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
Soykırım iddiaları
Ermeni diasporası rahat durmuyor. Onlar yine karıştırmaya, kurcalamaya devam edip, Türkiye ile bu noktada bir cedelleşmenin, adeta bir kavganın içerisinde bu süreci işletmek istiyorlar. Böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil. Birilerinin siparişi üzerine biz, bir sözde Ermeni soykırımını da kabul etmeye mecbur değiliz. Biz diyoruz ki: Bu konuda samimiyseniz gelin bunları tarihçilere bırakalım. Tarihçiler bu konuda çalışsınlar.
Çözüm süreci
Ben, Çözüm Süreci'nde hiçbir zaman maalesef, bu arkadaşların samimi olduğunu görmedim. Şu anda da samimi değiller. Eğer samimi olsalar 6-7 Ekim olayları, hala Cizre, Silopi, buralardaki olaylar olmazdı.