'Birinci tercihimiz ÖSO'

Resmi temasları kapsamında Letonya'da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Letonya Cumhurbaşkanı Andris Berzins ile düzenlediği ortak basın toplantısında "Özgür Suriye Ordusu birinci tercihimiz, ikinci tercihimiz ise peşmergelerdir" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

RİGA - İki ülke bakanlıkları arasında yapılan anlaşmaların ardından gerçekleştirilen basın toplantısında Erdoğan, peşmerge geçişleri ile ilgili sorulan bir soru için "Özgür Suriye Ordusu birinci tercihimizdir ikinci tercih peşmergelerdir. Biz peşmergelere ülkemiz üzerinden kontrollü bir şekilde geçmelerine müsade ederiz dedik. PYD ilk etapta peşmergeleri kabul etmedi. Daha sonra biliyorsunuz kabul etti. ABD özellikle Kobani'ye indirmekte olduğu silahlarda bu silahların bir kısmının IŞİD terör örgütünün eline geçtiğini gördük. Diğerleri de PYD'ye geçti. Peki PYD'ye IŞİD terör örgütüne geçen bu silahlarla ilgili olarak Türkiye bu işe olumlu baktı mı? Hayır bakmadı. Türkiye'ye rağmen Amerika bu işi yapmıştır. Şu anda Kobani sizin için stratejik bir yer değil. Olsa olsa Kobani bizim için stratejik bir yerdir" dedi.

"AB'ye üyelik hedefi stratejik tercih"

Konuşmasında Letonya'dan dost ve müttefik ülke olarak bahseden Erdoğan, "Letonya ile kurduğumuz ilişkiler her geçen gün gelişiyor. Letonya'nın NATO üyeliğini destekleyen ülkelerin başında bildiğiniz gibi Türkiye geliyor. İkili ilişkilerimiz kapsamında bundan sonraki süreçte neler yapabiliriz bunları etraflıca görüşme fırsatı bulduk. Bu görüşmelerde işbirliğimizin hemen her alanda daha ileriye taşınması yönünde atılabilecek adımlar neler olabilir, bunların ayrıntılarına girme fırsatı bulacağız. Letonya'nın 2015 yılının ilk yarısında AB Dönem Başkanlığını üstlenecek olmasının ışığında ülkemizin AB'ye üyelik sürecindeki mevcut gidişata dair görüşlerimizi de paylaştık. Yarım asırlık bir geçmişe dayanan AB ile ilişkilerimiz çok yönlü fakat kötüdür. AB'ye üyelik hedefimiz bizim için stratejik bir tercihtir" diye konuştu.

"ABD, Türkiye'ye rağmen bu işi yaptı"

Konuşmaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan, peşmerge geçişleri ile ilgili ayrıntıların sorulması üzerine "Her şeyden önce Obama'ya bizim teklifimiz şu olmuştur. Eğer ABD Türkiye bizler teröre karşıysak ki Türkiye olarak biz karşıyız. ABD'nin de teröre karşı olduğunu bilen bir siyasetçi olarak PYD'nin PKK ile aynı durumda olduğunu kendilerine telefon görüşmem ifade ettim. O da bir terör örgütüdür dedim. Burada PYD'ye yapacağınız yardımlar bir terör örgütüne gitmektedir. Şu anda PYD saflarında PKK'nın lider kadrosunda olup orada savaşan kişiler var. Bunları da kendilerine ifade ettim. Burada iki önemli grup var ki bunlar Kobani'de iş görecek gruplardır. Özgür Suriye Ordusu birinci tercihimizdir ikinci tercih peşmergelerdir. Biz peşmergelere ülkemiz üzerinden kontrollü bir şekilde geçmelerine müsade ederiz dedik. PYD ilk etapta peşmergeleri kabul etmedi. Daha sonra biliyorsunuz kabul etti. ABD özellikle Kobani'ye indirmekte olduğu silahlarda bu silahların bir kısmının IŞİD terör örgütünün eline geçtiğini gördük. Diğerleri de PYD'ye geçti. Peki PYD'ye IŞİD terör örgütüne geçen bu silahlarla ilgili olarak Türkiye bu işe olumlu baktı mı? Hayır bakmadı. Türkiye'ye rağmen Amerika bu işi yapmıştır. Ben kendilerini şunu söyledim. Şu anda Kobani sizin için stratejik bir yer değil. Olsa olsa Kobani bizim için stratejik bir yerdir. Sivil halk zaten benim ülkeme geçti. Bugüne kadar 300 bini aşkın insan Suriye'de öldürülürken tüm dünya neredeydi? Bu soruya cevap bulmamız lazım. Kobani'de bu kadar hassassınız da Suriye'nin tümünde niye bu hassasiyet yok? Irak'ın üçte biri IŞİD terör örgütünün işgali altında. Peki orada şu anda ne yapılıyor?" ifadelerini kullandı.

"Siyasi bir tavır alınmazsa..."

Letonya'nın Türkiye'nin AB üyelik sürecinde rolünün ne olacağı sorulan Erdoğan, "Türkiye bu süreç içerisinde sürekli oyalanan bir ülke olmuştur. Türkiye bu süreçte Letonya gibi dost ülkelerin desteğini hep yanında hissetmiştir. Öyle bir yapı var ki bir ülkenin hayır demesi halinde siz herhangi bir faslı açamıyorsunuz. Ben başbakan olduğum zaman bu fasılların sayısı 15'ti şimdi bu fasılların sayısı 35 oldu. Bunların içerisinde de biz şu ana kadar 14 faslın bir tanesinin aç kapasını yapabildik. Diğerlerinin sadece açılması söz konusu. Kapanması yine yok. Bunların hepsi oyun esnasında ortaya çıkmış yeni şartlar. Biz inanıyoruz ki Letonya'nın dönem başkanlığında eğer bu mevcut üyeler içerisinde siyasi bir tavır takınılmazsa burada bir 3-4 faslın açılabileceği inancındayız" dedi.

"Çözüm sürecini hazmedemeyen gruplar var"

AB'nin İlerleme Raporu'nda yer alan çözüm sürecine yönelik övgüler hatırlatılan Erdoğan, çözüm sürecindeki yeni yol haritasının sorulması üzerine "Bu konuyla ilgili ülkemdeki farklı gruplara yönelik attığımız adımlar var. Bu cömert adımlar bugüne kadar geldi. Çözüm sürecini hazmedemeyen gruplar var. Özellikle bölücü terör örgütü burayı tıkamak için önünü kesmek için uzantısı olan siyasi partinin de ne yazık ki bu istikamette gayretleri sebebi ile bazı sıkıntılar yaşanıyor. Şu anda hükümetimiz aldığı son kararlarla yeni bir taslak üzerinde çalışmasını tamamladı. Bu taslakla ilgili de salı günü grup toplantısında başbakan bunları açıkladı. Bunu bir Bakanlar Kurulu kararı haline getirip parlamentoya zannediyorum sunacaklar. Bu süreci daha da güçlendireceğine inanıyorum. İnanıyorum ki tüm halkımız milletimiz çözüm süreci noktasında ittifak halinde" şeklinde konuştu.

"Rusya'nın Kırım'a el koyması kabullenilemez"

"Türkiye coğrafya olarak iki itilafın ortasında. Bir tarafta Irak ve Suriye'deki sorunlar bir de yukarı Ukrayna Kırım'daki sorunlar var. Moskova ile ilişkileriniz nasıl etkileniyor bu durumda? Putin'in politikalarını kınıyor musunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti: "Irak ve Suriye bizim için bir sıkıntı bölgesi. Ukrayna'daki gelişmelerin bizi ilgilendiren bir başka boyutu da Kırım boyutudur. Kırım'da Rusya'nın oraya el koyma konusunu kabullenmediğimizi kendilerine ifade ettim. Bunu defaatle Putin'e de söyledim. Biz bir NATO ülkesiyiz. Artık bu bölgenin bir barış havzası olarak devam etmesi gerektiğini bu tür el koymaların kan gözyaşı dökmenin hiçbir anlamı olmadığını kendilerine ifade ettik. Şu an bir barış süreci başlamış vaziyette. Temennimiz odur ki artık bu barış süreci sürekli olur. Ukrayna üzerinde farklı tasarruflar yapılmaz" (DHA)