'Bu krizden çıkmak için çözüm bulacağız'

Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosu Podelsyhev, "Her kriz için bir çözüm yolu var. Bu krizden de çıkacağız ve çözüm bulacağız. İleriye gidebilmek için iki ülke birbirine saygısını korumalı ve birbirini anlamaya çalışmalıdır" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosu Andrey Podelsyhev, Rusya-Türkiye arasında yaşanan krizin çözüleceğine inandığını söyledi. 

Podelsyhev, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) tarafından düzenlenen "Türkiye-Rusya Ticari İlişkileri" konulu toplantıda, Rusya-Türkiye iş birliğinin uzun yıllara dayanan yüksek düzey ikili ilişkiler ve karşılıklı önemli hacimdeki ticaret ile tanımlanabileceğini, geçen yılın kasım ayındaki askeri uçak krizinden önce ülkeler arasındaki ticari ve ekonomik alanda sıkı ve uzun vadeli ortaklık ilişkilerin olduğunu güvenle söyleyebildiklerini anımsattı.

Son birkaç yılda Rusya ve Türkiye arasındaki emtia cirosunun sabit bir şekilde 30 milyar doların üzerinde olduğunu ve toplam ürün ile hizmet ticaret hacminin 50 milyar dolar civarında olduğunu anımsatan Podelsyhev, "Ama 2014'ten beri ikili ticarette düşüş gözlemlenmekte. Ancak, Rusya'da yaşanmakta olan ekonomik krizden dolayı bu tarz düşüş bizim diğer ticari ortak ülkelerimizle de aynı şekilde cereyan ediyor." dedi.

Podelsyhev, 2015 yılında Rusya'nın Türkiye ile olan dış ticaretinin 23,3 milyar dolar olduğunu, bu rakamın 2014'e kıyaslandığında yüzde 26,1 düşüş gösterdiğini dile getirdi.

Bunun içindeki ihracatın yüzde 22,5'lik düşüşle 19,3 milyar dolara, ithalatın ise yüzde 39,4'lük düşüşle 4 milyar dolara gerilediği bilgisini veren Podelsyhev, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye, Rusya'nın dış ticaret ortaklarından 5'incisi konumunda. İhracatta 5'inci, ithalatta 11'inci sırada. Rusya'nın genel dış ticaretindeki diğer ülkeler arasında Türkiye'nin payı yüzde 4,4. 2015 sonuçlarına göre Rusya lehine Türkiye ile ticaret dengesi 15,3 milyar dolar oldu. Biz ticaretteki azalmayı hem dünya piyasasında hidrokarbonlara olan fiyatların düşüşüne, hem de geçen yılın sonlarında ulusal para biriminin değer düşüşüne bağlıyoruz."

'Sanayi ürünleri ithalat sınırlamasına tabi değil'

Podelsyhev, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Rusya'dan tedarik edilen ürünlerin önemli bir kısmı metallerdir. Bu yönde Türkiye tarafı sınırlandırma önlemleri almaya başladı. Türkiye'nin Ekonomi Bakanlığının Rusya dahil olmak üzere diğer ülkeleri içeren sıcak haddelenmiş çelik ile ilgili anti damping soruşturması çerçevesinde, şubat ayının sonunda bir rapor hazırlamıştır. Soruşturma sonucunda 3 ana Rus üretici, OAO MMK, PAO NLMK ve PAO Severstal için yüzde 9,5 ila yüzde 13,6 arasında damping marjı hesaplanmıştır. Bununla beraber 2015 yılında Rusya'nın soruşturma altında olan ticari kalemlerin tedariki 1,5 milyar dolar olup Türkiye'ye ithal edilen toplam sıcak haddelenmiş çeliğin yüzde 28,2'sini oluşturmakta. Türkiye tarafının bu kararını makul görmüyoruz ve ileride bu sonuçları ve bunun neticesinde doğabilecek Türkiye tarafının kararlarına itiraz edeceğiz. Türkiye'den ithalatı sınırlandırma önlemleri tarım ürünleri için olup, sanayi ürünleri dahil değil."

Rusya'nın Türkiye'ye direkt yatırımlarda 4. sırada olduğunu hatırlatan Podelsyhev, iki ülke arasındaki Akkuyu Nükleer Santrali, Denizbank ve Turkcell gibi şirketlerdeki ortaklıkları anlattı.

Podelsyhev, Türk şirketlerinin Rusya pazarının müteahhitlik sektöründe devam ettiklerini gözlemlendiğine işaret ederek, 1980'lerin sonundan bugüne kadar Türk şirketleri tarafından Rusya'da 800'den fazla projenin inşa edildiğini dile getirdi.

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası verilerine göre 2015 yılına kadar son 3 yılda Türk inşaat şirketlerinin Rusya'daki toplam kontratlarının 10-12 milyar dolar olarak değerlendirildiğini anlatan Podelsyhev, "Bizim verilerimize göre Rusya'da yaklaşık 300 inşaat firması faaliyet göstermekte" şeklinde konuştu.

Podelsyhev, Rus askeri uçağı ile yaşanan krizden sonra Türkiye ile ticari ilişkilerin sınırlandırma önlemlerinin Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanının Kararnamesi ve Rusya Federasyonu Hükümetinin düzenlemeleri ile kontrol edildiğini anımsatarak, "Daha önceden birikmiş olan yüksek seviyedeki ikili ekonomik ilişkiler sonucunda birkaç projede iş birliklerimiz devam etmektedir. Ama şu anda oluşan negatif siyasi durumda geleceğe dönük kısa vadeli gelişmelerden bahsetmek mümkün görünmemektedir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin, daha önceden de hazırlığını yaptığını belirtmiş olduğu, olası karşı yanıtlarını da dikkate almak gerek."

'İkili ilişkimiz örnek olarak gösterilirdi'

Podelsyhev, konuşmasından sonra katılımcılardan gelen soruları yanıtladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Yunanistan ziyaretinde yaptığı Türkiye'ye yönelik açıklamalarının sorulmasının üzerine Podelsyhev, kendisinin de Putin'in tüm konuşmasını dinlediğini, bunun ne anlama geldiğini öğrenmek için tüm konuşmaya dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Podelsyhev, "Putin şöyle dedi; 'Biz Türkiye-Rusya arasındaki ilişkilerin düzelmesini istiyoruz. Ama Ankara'dan ciddi adımlar bekliyoruz ve Ankara şimdiye kadar bir adım atmadı'." ifadelerini kullandı.

Ankara'dan beklentilerini sıralayan Podelsyhev, Rusya'nın resmi özür dilenmesi, suçluların yargılanması ile ülkenin maddi ve manevi kayıplarının giderilmesini istediğini dile getirdi.

Podelsyhev, Rus yetkililerin Türkiye'nin açıklamalarının yeterli olmadığını, Ankara'nın henüz Rusya'nın istediklerini yapmadığını söylediğini kaydetti.

Kendisinin yaşanan olaylardan dolayı üzgün olduğunu belirten Podelsyhev, şunlara vurgu yaptı: 

"Türkiye halkı bize çok yakın bir halk. Türkiye ile Rusya'nın birbirine bağlı çok zengin bir tarihi geçmişi var. Türkler Rusya'daki nüfusun ciddi bir kısmını oluşturmakta. Türkiye'nin Rusya'ya kanı karışmıştır. Biz her Rus'un bir Türk ile kan bağlantısı olduğunu biliyoruz. Bizim için ikili ekonomik ve ticari ilişkiler de önemliydi. Türk inşaatçıları nasıl çalışılması gerektiği konusunda örnektir. Bu olaydan önce Türkiye-Rusya siyasi ilişkileri bölgede örnek olarak gösterilirdi."

Her kriz için bir çözüm yolu olduğunu belirten Podelsyhev, "Bu krizden de çıkacağız ve çözüm bulacağız. Bu krize çözüm bulmak ve ileriye gidebilmek için iki ülke birbirine saygısını korumalı, devam ettirmeli ve birbirini anlamaya çalışmalıdır. Şu anda insani, ekonomik ve kültürel alandaki ilişkilerimizi kullanarak bunu devam ettirmeliyiz. Bu ilişkiler iki ülke arasındaki en temel ilişkilerdir. Kimse bunu bozamaz." değerlendirmesinde bulundu.