'Gelişmiş ülkeler Türkiye'ye gıpta ediyor'
MÜSİAD Uluslararası Fuarı ve 16. Uluslararası İş Forumu'nda İslam dünyasına işbirliği ve 'fiziki sınırları kaldıralım' mesajı verildi.
İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, küresel krizin ağırlığı altında adeta ezilen gelişmiş ülkelerin Türkiye'nin ekonomik performansını gıptayla takip ettiklerini söyledi. "Ticarette sınır olmaz" diyen Erdoğan, "Hakkaniyete uyma şartıyla ticaretin önünde sınır olmamalı. Aramızdaki işbirliği ilişkilerini en üst düzeye çıkarmalıyız" çağrısında bulundu.
14. MÜSİAD Uluslararası Fuarı ve 16. Uluslararası İş Forumu (IBF) dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AB'den Sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, MÜSİAD Başkanı Nail Olpak ve TİM Bakanı Mehmet Büyükekşi'nin katıldığı törenle açıldı. 86 ülkeden 5 bin işadamı, çok sayıda bakan ve oda başkanlarının da yer aldığı organizasyonda, İslam dünyasına işbirliği ve 'fiziki sınırları kaldıralım' mesajı verildi. Tanıtım filminde Başbakan Erdoğan'ın olay yaratan 'one minute' çıkışı büyük alkış alırken; Avrupa "çıkmaz sokağa girmiş ekonomi" olarak tanımlandı.
Açılışta yaptığı konuşmada geçtiğimiz günlerde açıklanan büyüme hedeflerine değinen Başbakan Erdoğan, yüzde 3 büyüme hedefinin azımsanmaması gerektiğini, Türkiye'nin Çin ile birlikte en hızlı büyüyen ülkelerden biri olduğunu söyledi. Önümüzdeki yıl büyüme hızının artacağını kaydeden Erdoğan, yeni ihracat pazarlarını güçsüz bulanlar için ise "En büyük ihracat pazarımız Avrupa. Ancak son krizde gördük ki ihracat pazarlarımızı çeşitlendirmemiz gerek. Şimdi bizim gittiğimiz pazarları 'bu pazarlar güçlü değil' diyerek eleştirenler var. Bunlar hayatında tüccarlık yapmamış, ticareti bilmeyenler... Sattığın malın güçlü pazarı olur mu? Sen yeter ki malını sat, paranı al. Önemli olan bu" sözleriyle karşılık verdi. Merkez Bankası rezervinin 2002 yılında 27.5 milyar dolar olduğunu, bugün ise bu rakamın112 milyar dolara ulaştığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Ama yeterli değil. 2023'te MB rezervi trilyon dolar olarak konuşulacak. Bunu da yakalayacağız" dedi.
"Avrupa ulaşılmaz değil"
Global krizde Avrupa'daki çok sayıda şirketin sanıldığı kadar ulaşılamaz ve güçlü olmadığının görüldüğünü söyleyen Erdoğan, "Bugün pek çok küresel şirket bölge merkezini Türkiye'ye taşıyor. Biz de İstanbul'un bir merkez olması için gerekli altyapı çalışmalarını ve yatırımları yapıyoruz. Geçmişte, bizim iş adamlarımız batıdaki
muhataplarına işbirliği teklifleri götürürken, bugün tam tersi bir süreç yaşanıyor. Batılı şirketler, ülkemize gelmek, iş adamlarımızla birlikte çalışmak peşindeler, bunun için uğraşıyorlar. Neden? Güven ve istikrar olduğu için. Türkiye'nin ekonomik performansını, küresel krizin ağırlığı altında adeta ezilen gelişmiş ülkeler gıptayla takip ediyor" dedi. "Ticarette sınır olmaz" vurgusu yapan Erdoğan, "Hakkaniyete uyma şartıyla ticaretin önünde sınır olmamalı. Aramızdaki işbirliği ilişkilerini en üst düzeye çıkarmalıyız. Günümüzde siyasi ve askeri güç kadar, ekonomik güce sahip olmak da önemli. Müslümanlar, birbirini sevmesine yönelik emirlere uymakla mükellef. Ama maalesef bu emirlere de yeterince uymuyoruz. Hep birlikte kalkınalım; sözden çok uygulamaya geçelim istiyoruz" diye konuştu. Foruma katılan yabancı ülke bakanlarına seslenen Erdoğan, "On yıl önce alan eldik, şimdi veren el olduk. Geçtiğimiz yıl yaptığımız dış yardımlar1.5 milyar dolar oldu. Bölge siyasetçileri olarak üzerimize büyük görev düşüyor. Dünyanın neresinde olursa olsun kardeş yaralarının sarılmasından hepimiz sorumluyuz. Kolumuz yaralanmışken, başımızı çevirip yolumuza devam edemeyiz. Kardeşlerimize yardım için, güçlü olmalıyız. Bu güç de işbirliğinden geçiyor" dedi.
Erdoğan, MÜSİAD'ın Anadolu insanının neler yapabileceğinin bir kanıtı olduğunu ifade etti.
Sermaye serbestçe dolaşmalı
MÜSİAD Başkanı Nail Olpak da konuşmasında birlikteliğe vurgu yaparak, "Sermayenin serbest dolaşımında sınırlar anlamını yitirmeli. Bundan hepimiz kazançlı çıkacağız" açıklamasını yaptı. Olpak, Türkiye'nin geçtiğimiz yıllardaki büyümesiyle pek çok gelişmiş ülkenin önüne geçtiğini, AB'nin de bu dönemde Türkiye'nin önemini anladığını söyledi. İslam İşbirliği Teşkilatı ile toplam ticaretin yüzde 32 oranında arttığını; eş zamanlı olarak AB'ye ihracatın yüzde 8 oranında düştüğünü belirtti. İslam dünyasının geniş pazarlara ve sermayeye sahip olduğunun altını çizen Olpak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tüm potansiyele rağmen arzuladığımız işbirliğini kuramadık. Fakirlik ve orta gelir tuzağı bir engel olmamalı. İslam İşbirliği Teşkilatı olarak rekabet eden değil, üstünlükleri göz önünde bulunduran bir anlayışı benimsemeliyiz. Değerlerimiz hammadde kaynaklarımızdan daha zengin. Bir ayağımız gelenekte, diğer ayağımız yeniliklerde olmalı."