'Genelkurmay Başkanı'nı Gülen'le görüştürmek istediler'
Erdoğan, France 24'e verdiği mülakatta Genelkurmay Başkanı Akar'ın gözaltında tutulurken, darbeci askerler tarafından Fetullah Gülen'le görüştürülmek istendiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, France 24 kanalına verdiği mülakatta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili soruları cevapladı. Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Akar'ın rehin tutulması konusuyla ilgili olarak, "Rehin tutanlardan işte bir tanesi; 'Sizi kanaat önderimiz Fethullah Gülen'le görüştürelim, buluşturalım' diyecek kadar ileri gidiyor" dedi.
"Bu başarılı olmayan darbeyle ilgili birçok soru var. Sizin MİT’iniz saat 16.00’ya doğru bilgilendirdiler, ama siz resmi olarak saat 20.00’de haberdar edildiniz ve darbecilerden çok kıl payı kurtulabildiniz. Dolayısıyla burada yine MİT Şefiyle bir araya geldiniz. Tabii önce acaba onunla bugün de görüştünüz, size istifasını sundu mu ya da belli yaptırımlar olacak mı kendisi için ya da sizin tam güveninize sahip Genelkurmay Başkanınızla ilgili bir şeyler olacak mı? sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda gerek MİT Müsteşarı gerek Genelkurmay gerekse de diğer kuvvet komutanlarla ilgili buna benzer verdikleri herhangi bir kararın söz konusu olmadığı yanıtını verdi.
'Dereyi geçerken at değiştirilmez'
Erdoğan, "Tabii biz bu kararları verirken veya verecek olursak, bunları Sayın Başbakanımla beraber otururuz değerlendirmesini yaparız, ondan sonra nihai kararımızı veririz. Şu anda bir geçiş süreci içerisindeyiz. Bizde bir söz var, 'Dereyi geçerken at değiştirilmez'. Şu anda biz böyle bir sürecin içerisindeyiz ve bu sürecin içerisinde de şu anda arkadaşlarımızla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şunu çok açık, net söylememiz lazım. Bir istihbarat zaafı söz konusudur, vardır. Hatırlayın. Amerika'daki ikiz kuleler vurulduğu zaman kimse istihbarat ne yaptı veya istihbarat görevden alındı mı? Böyle bir soru sormadı? Fransa'da bu olaylar oldu değil mi, orada da istihbarat zaafı yok mu? Var. Demek ki zaman zaman istihbarat zaafları olabiliyor. Ama bütün bunlara rağmen biz Sayın Başbakanımızla değerlendirmelerimizi yaparız, atacağımız bir adım varsa bu konuda ondan sonra atarız. Şu anda hepsi görevinin başındadır." ifadelerini kullandı.
"Ama kendisi size istifasını sunmadı?" sorusuna ise Erdoğan, "Hayır" cevabını vererek böyle bir şeyin söz konusu olmadığını kaydetti.
'Rakam vermek mümkün değil'
Darbe girişiminin ardından devam eden operasyonların ne zamana kadar devam edeceği konusundaki soru üzerine ise Erdoğan, bu noktada burada rakam vermenin mümkün olmadığını kaydetti.
Erdoğan, "Şunu bir defa görmemiz lazım. Türkiye'nin şu anda nüfusu 79 milyon. 79 milyonluk bir Türkiye içerisinde şu anda bütün bu kirli yapıyı, bu terörist yapıyı kurumlarımızdan temizlemek durumundayız. Eğer temizleyemezsek bunun bedelini çok ağır öderiz. Biz mesela 34-35 yılda bölücü terör örgütüne ne yazık ki yaklaşık 40 bin şehit verdik, onlarla böyle bir mücadelenin içinde olduk. Şu anda bakın onlara karşı operasyonlar yapıyoruz ara vermeksizin, böyle bir durum söz konusu. Şimdi burada da bunların 40 yıllık devletin kurumlarındaki yerleşimi var, bu 40 yıllık yerleşimi bizim çözmemiz lazım. Aynen bunlar kanser virüsü gibi bir metastaz yapmış vaziyette. Bunu bizim en ideal şekilde kazımamız lazım ki devlet bir daha bu sıkıntıları yaşamasın." değerlendirmesinde bulundu.
'Gülen'le görüştürmek istediler'
"Elbette Batılı ülkelerden yapılan eleştirileri duyuyorsunuzdur, Fransa Dışişleri Bakanı, Almanya, Avrupa Birliği, özellikle Avrupa Birliği Dış Politika Temsilcisi Mogherini medyada, eğitimde, adalette yapılan bu operasyonların kabul edilemez olduğunu söyledi. Hatta olağanüstü halde bile bazı haktan-hukuktan sapılamayacağını söyledi. Avrupa’daki birçok ülkede bu operasyon, temizlik operasyonunda aslında bir cadı avı başlatıldığı söyleniliyor Gülencilere karşı, sizin cevabınız ne olur buna? sorusuna ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle cevap verdi:
"Şimdi ben tabii onların ne dediğine bakmıyorum, çok da ilgilenmiyorum. Ben şuna bakıyorum. Örneğin, Fransa'da 3 ay artı 3 ay, artı 6 aylık olağanüstü hal yasası ilan edildi. Belçika'da olağanüstü hal, Amerika Birleşik Devletleri’nde Ferguson sebebiyle olağanüstü hal, aynı şekilde Münih’te olağanüstü hal ilan edildi. Kaç kişi öldü? 6 kişi. Ben az önce size 246 kişiden bahsediyorum. Bu tamamen ülkemizde bir darbe girişimidir, bu devleti yıkmaya yönelik bir adımdır.
Bütün bu adımları atarken, eğer medya bu darbe girişiminin arkasındaysa yazılı ve görsel medya, onlar da bedelini öder, bu yasada var, hukukta var. Yasanın içerisinde ne varsa, onlar da buna uymak zorundalar. Yasayla darbe yapılır mı? Ama bunlar ne yazık ki Pensilvanya’dan aldıkları talimatla bu ülkede bu darbe girişiminde bulundular. Bakın şu anda itirafçılar var ve bu itirafçılar talimatı nereden aldıklarını söylüyorlar. Hatta hatta çok daha ileri, Genelkurmay Başkanımızın şu anda rehin tutanlardan işte bir tanesi; 'Sizi kanaat önderimiz Fethullah Gülen'le görüştürelim, buluşturalım' diyecek kadar ileri gidiyorlar. Bunu ilk defa şu anda France 24’te söylüyorum, böyle bir süreç var."
'Fransa'daki terör eylemi, Türkiye'deki darbe girişimi'
Fransa ve Türkiye'deki olağanüstü hal uygulamalarının karşılaştırılmasıyla ilgili bir soru üzerine her iki ülkedeki olağanüstü halin farklı olduğunu kaydeden Erdoğan, Fransa'daki olayın sıradan bir terör eylemi Türkiye'dekinin ise devleti ele geçirmeye yönelik silahlı bir darbe girişimi olduğuna dikkati çekti. Bu ikisi arasındaki ayrım gözetilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Şimdi burada özellikle Avrupa Birliği (AB) yetkililerine benim sormam lazım: Siz darbenin arkasında mısınız, demokratik hukuk devletinin yanında mısınız?" ifadesini kullandı.
AB'nin konuyla ilgili yaptığı eleştirilerin hangi bilgiye ya da kaynağa dayandığını soran Erdoğan, "Eğer ellerindeki bilgi kaynakları yanlışsa, o zaman AB gibi bir kurumun içerisinde sorumlu mevkide bulunanlar açığa düşerler ve yanlış yapmış olurlar. Şimdi bunların bir defa bütün bu yaptıkları bir şeyi gösteriyor: Ya ön yargılısınız yahut da bu işleri yönetme kabiliyetinden yoksunsunuz." şeklinde konuştu.
Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yapacakları görüşmeye ilişkin olarak da "Öyle zannediyorum ki fevkalade bir durum olmazsa, yine de ağustos ortalarında falan görüşme imkanımız olabilir." dedi.
'Tüm tedbirleri almak zorundayız'
Yaşananlardan sonra kendisini tehlikede hissedip hissetmediği sorulması üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tabii bu tür tedbirleri almak zorundayız da, ben Paris'e gittiğim zaman oradaki tedbirleri gördüğümde bizim tedbirler onların yanında çok az. Şu anda bir darbe girişiminin zeminindeyiz. Her taraf güllük gülistanlık değil, dolayısıyla biz tedbirimizi alacağız, adımlarımızı ona göre atacağız. Normalleşme sürecine girdiğimiz andan itibaren de bunlar azalmaya başlar. Dünya neyi yapıyorsa, bütün gelişmiş ülkeler neyi yapıyorsa biz de onu şu anda yapıyoruz, yapacağız. Düşünün işte bir Parlamento vuruluyor, Cumhurbaşkanlığı Binası vuruluyor, Başbakanlık Binası vuruluyor, bütün bunlar karşısında, şuraya uçak iki noktaya bombayla saldırılıyor. Şimdi bunlar yapılırken burada tedbir almayacak mısınız? "