'Heyecan haziranda doruğa çıkacak'

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Osman ULAGAY

Dünyada çarpıcı gelişmelerin yaşandığı 2014 yılından sonra 2015 yılının da hayli heyecanlı geçeceği anlaşılıyor. Bunun ilk işaretleri Ocak ve Şubatta ortaya çıktı. Dünyadaki ve Türkiye'deki gelişmeler, önümüzdeki dört ayda heyecanın giderek tırmanacağını ve Haziran ayında doruğa çıkacağını düşündürüyor. Yunanistan ile Avrupa Birliği arasındaki gerilimli ilişkinin tam bir Yunan trajedisine dönüşüp dönüşmeyeceğini, ABD Merkez Bankası'nın(FED) faizleri yükseltmeye başlayıp başlamayacağını ve Türkiye'deki genel seçimin ‘tek adam' rejiminin konsolidasyonuna yol açıp açmayacağını daha iyi anlayacağız Haziran sonuna kadar.

Yunan trajedisi mi?

Şu anda Yunanistan'ın yeni hükümetiyle Avrupa Birliği(AB) ve IMF yetkilileri arasında süregelen pazarlık süreci, heyecan sıralamasında birinci sırayı alıyor. Yunanistan ekonomisini çıkmaza sürükleyen kemer sıkma politikalarını çöpe atacağını vadederek iktidara gelen Syriza hükümeti, AB ve IMF tarafından sağlanan mali desteğin kesilmesi halinde ülkenin başına gelebilecekleri şimdi daha iyi kavradığı için, mali desteğin sürdürülmesini sağlayacak bir geçiş dönemi programını AB'ye kabul ettirmeye çalışıyor. Önceki gece geç saatlerde AB yetkililerine teslim edilen geçiş programının kabul edilmesi halinde Yunanistan hükümetine ilk aşamada vadettiği reformları yapması için dört ay süre tanınacak. Haziran sonunda elde edilen sonuçlara bakılarak Yunanistan'a sağlanan mali desteğin devam etmesine ya da kesilmesine karar verilecek.

İlk elde edilen bilgilere göre Syriza hükümetinin AB'ye sunduğu geçiş programı, vergi kaçaklarını önleyecek ve Yunanistan'ın ünlü zenginlerini vergi ödemeye mecbur edecek reformların yanı sıra, sigara ve akaryakıt kaçakçılığını önlemeyi ve işgücü piyasasıyla ilgili bazı reformlar yapmayı vadediyor. Ayrıca, başlamış olan özelleştirmeleri durdurma ve işini kaybetmiş olan kamu çalışanlarının yeniden işe alınması gibi radikal seçim vaatlerinden vazgeçmeyi kabul ediyor Syriza hükümeti. Buna karşılık faiz dışı bütçe fazlasını düşürme konusundaki ısrarını sürdürüyor ve AB'nin de buna razı olması bekleniyor.

Bu geçiş programının kabul edilmesi halinde Yunanistan, Haziran sonuna kadar süre kazanmış olacak ama Syriza'nın zaferiyle birlikte, çekilen tüm sıkıntıların sona ereceğini ve güzel günlerin başlayacağını uman Yunan halkının bu programı nasıl hazmedeceği ve bu ortamda Syriza hükümetinin vadettiği reformları nasıl gerçekleştireceği merak konusu olmaya devam edecek. Durumun gerçek bir trajediye dönüşüp dönüşmeyeceği de o zaman belli olacak.

Yellen ve FED ne yapacak?

ABD Merkez Bankası'nın(FED) faizleri yükseltme uygulamasına ne zaman başlayacağı konusundaki tartışmada da gözler Haziran ayına çevrilmiş durumda. FED Başkanı Janet Yellen'in ABD Kongresi'ndeki açıklamaları bugün sona erecek ve bu açıklamalarda faiz artırma tarihiyle ilgili ipuçları aranacak. FED'in faizlerle ilgili politikasının tartışılacağı ilk FOMC(FED Açık Piyasa Komitesi) toplantısı ise 18-19 Mart tarihlerinde yapılacak. FED'in bu toplantıda benimseyeceği tavrın ve Yellen'in toplantı sonrasında kullanacağı dilin, faiz artırımının Haziran'da yapılıp yapılmayacağını belli edebileceği belirtiliyor.

FED'in karar organı olan FOMC, ABD'nin çeşitli eyaletlerinin FED başkanlarından oluşuyor. 17 Şubat tarihli Wall Street Journal gazetesinin haberine göre Cleveland, Atlanta, San Fransisco, Richmond ve ST.Louis FED başkanları peş peşe yaptıkları açıklamalarda Haziran ayının faiz artırımının başlaması için uygun tarih olduğunu belirtmiş bulunuyor. Başkan Yellen'in ise bu konuda çok temkinli olduğu, ABD ekonomisinin sürdürülebilir büyüme rayına oturduğuna ikna olmadan erken karar almamaya çalıştığı biliniyor. Bütün dünyayı yakından ilgilendiren ABD faizleriyle ilgili heyecanın Haziran'a kadar giderek tırmanması kaçınılmaz görünüyor.

Türkiye'de rejim seçimi

Türkiye'de ise belki de ülkenin siyasi rejiminin geleceğini belirleyecek bir genel seçim yapılacak 7 Haziran'da. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu seçimi gönlündeki ‘tek adam' rejimine, kendine özgü bir başkanlık sistemine giden yolu açacak bir referandum olarak kullanmak istediğini gizlemiyor. Seçmenlerine çağrıda bulunarak “sokun 400 AKP milletvekilini Meclis'e, bu işi bitirin” diyor açıkça. Erdoğan'ın bu hedefine de varması halinde bunun ne anlama geleceğini ve Türkiye'yi ne hale getireceğini tartışmak bu yazının konusu değil ama bu kadar önemli bir seçimin heyecanı artırması kaçınılmaz görünüyor.