'İktidar mücadelesi yapmıyoruz'
CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Biz ülkemizde bir iktidar mücadelesi yapmıyoruz, kendi ülkemize herkesin kabul edeceği bir cumhurbaşkanı seçeceğiz" dedi
ESSEN - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya ziyareti kapsamında Essen kentinde Grugahalle Salonu'nda Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlarla bir araya geldi. CHP'nin yurt dışı yapılanmasının organize ettiği ve çeşitli derneklerin destek verdiği etkinliğe yoğun katılım oldu.
Burada Türk vatandaşlarına seslenen Kılıçdaroğlu, din ve vicdan özgürlüğünün önünde engeller olduğunu belirterek, "CHP iktidarında her insan, her toplumun ibadetini özgürce yapacak. Din ve vicdan özgürlüğü önündeki bütün engelleri kaldıracağız" dedi.
Kılıçdaroğlu, konuşmasında faili meçhul cinayetlere de değindi. Faili meçhul cinayetleri demokrasi ayıbı olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, "İnsanlar kör kuyularda, karanlık köşelerde, karanlık eller tarafında öldürülürse o failleri bulup çıkarmak demokrasin, siyasal partilerin, devletin görevidir. Türkiye'de faili meçhul cinayetler aydınlanmamıştır. CHP olarak 8 kez parlamentoya faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için önerge verdik. 8 kez AK Partili milletvekillerin oylarıyla reddedildi" ifadelerini kullandı.
"Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu birbirinden ayrılacak"
Yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının önemine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, yargının bağımsız olmadığı yerde demokrasinin sağlanamayacağını kaydetti. Güçler ayrılığı ilkesine değinen ve CHP'nin yargı bağımsızlığını nasıl sağlayacağını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu birbirinden ayrılacak. Hakimler Yüksek Kurulu'nun oturumuna Adalet Bakanı girmeyecek, yani siyasetten arındıracağız. Yargı mensuplarını denetleyen teftiş kurulu siyasi otoriteye değil, Hakimler Yüksek Kuruluna bağlı olacak. Yani yargıçlar bir birini denetleyecek. Hakimler Yüksek Kurulu'nun bağımsız bir bütçesi olacak. Hakimler Yüksek Kurulu Başkanı gidip maliyenin kapısında para dilenmeyecek. Diyolar ya 'CHP'nin bir önerisi yok' CHP'nin bir görüşü de bu."
Milletvekili dokunulmazlığını da kürsü dokunulmazlığıyla sanırlamayı amaçladıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bir demokrasinin olmazsa olması devletin saydamlığıdır. Türkiye'yi düşünün 76 milyon yurttaştan vergi topluyorsunuz. Vergilerin nereye harcandığının hesabını hükümet vermek zorundadır. Hükümet böyle bir hesap vermezse orada demokrasi yok demektir. Devleti saydam kılacağız. Hükümet 1 gün değil, yılın 365 günü kendi yurtdaşlarına hesap verecektir" şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Almanya'nın üniversiteleri sayesinde sünyada önemli bir noktaya geldiğini ifade etti. Türkiye'de üniversitelerin hala 1980 askeri darbe yasalarıyla yönetildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Size sözüm, ahtım, CHP iktidarında Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) gibi bir garabet asla olmayacaktır, YÖK'ü kaldıracağım" şeklinde konuştu.
Bunu üniversitelere önce idari özerklik getirerek sağlayacaklarını aktaran Kılıçdaroğlu, "İdari açıdan özerk olacaklar. Sonra mali özerklik getireceğiz. Onların bütçelerine siyasi iktidar müdahale edemeyecek. Sonra öğrencilerin üniversite yönetiminde söz ve karar sahibi olmalarını sağlayacağız" ifadesini kullandı.
"İlk kez cumhurbaşkanı seçeceğiz"
Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bütün vatandaşların oy kullanmasının önemine işaret ederek şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanlığı seçimleri geliyor, ilk kez cumhurbaşkanını seçeceğiz. Kimi seçeceğiz değil, nasıl bir cumhurbaşkanı seçeceğiz? Cumhurbaşkanının nitelikleri ne olmalı, cumhurbaşkanı hukukun özgürlüğünü savunacak mı, cumhurbaşkanı yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını savunacak mı, cumhurbaşkanı kadın-erkek eşitliğine inanacak mı, cumhurbaşkanı bireysel hak ve özgürlüklerin sonuna kadar genişletilmesini isteyecek mi?
Cumhurbaşkanı bilgisiyle eğitimiyle zerafetiyle oturması kalkmasıyla konuşmasıyla Türkiye'nin örneği olacak mı, Türkiye'yi temsil edecek mi?Cumhurbaşkanı öfke dilini değil, barış dilini konuşacak mı, cumhurbaşkanı temiz bir insan olacak mı yoksa kirli bir insan mı olacak, cumhurbaşkanı şaibesiz mi olsun, cumhurbaşkanı halkını mı kucaklasın, yoksa cumhurbaşkanı ülke halkının yarısını ötekileştiren birisi mi olmalı? Herkes sandığa gitsin, şapkasını önüne koysun. Şunu kimse unutmasın; biz kendi ülkemize bir siyasi partinin genel başkanını seçmeyeceğiz. Biz ülkemizde bir iktidar mücadelesi yapmıyoruz, kendi ülkemize herkesin kabul edeceği bir cumhurbaşkanı seçeceğiz."
Seçimlerde oy kullanmanın yetmeyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, yurtdışında yaşayan vatandaşların ayrıca seçilme hakkına da sahip olması gerektiğine vurgu yaptı.
Almanya'nın Avrupa'nın en önemli ülkelerinden birisi olduğunu ve Almanya ile ilişkilerin her iki ülke ve dünya açısından da çok önemli olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, Almanya' ile ilişkilerde siyaset dilini dikkatli kullanmanın gerektiğini söyledi.
Eğitimin çok önemli olduğunu ve vatandaşlara çocuklarını en iyi okullarda okutma tavsiyesinde bulunan Kılıçdaroğlu, yurtdışında yaşayan vatandaşlarda özgüven eksikliği gördüğünü ve bu özgüven eksikliğini eğitim ve dil öğrenmeyle aşılabileceğini dile getirdi.
Türkiye'nin dış politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Ortadoğu'nun üç büyük merkezi Mısır, Suriye ve İsrail'de büyükelçimiz yok. Hangi komşumuzla aramız iyi? Irak, Suriye, İran, bütün komşularımızla kavgalıyız. Türkiye gerçeğini bütün dünya gördü.
Onu görmeye yol açan güç, gezi eylemlerindeki onurlu gençlerimizdir. Ben diyorum ki, Almanya, Fransa ve Japonya'da ne varsa bizde de o olsun. O ne diyor 'Ortadoğu’da ne varsa o biz de olsun'. Ortadoğu’da baskı var, kadınlar eve kapatılmış. Türkiye’de halk birinci sınıf demokrasi istiyor, biz buna layığız."