'Küresel İlkeler'de 14'üncü sıradayız
Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi dünyada 10 bin 906 organizasyon kabul ederken, Türkiye 242 organizasyonu kabul etmesiyle dünya sıralamasında 14. oldu.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Mehmet KAYA
ANKARA - Birleşmiş Milletler (BM) tarafından "Bin Yıl Kalkınma Hedefleri" kapsamındaki 8 hedefin yerine getirilmesi için 2 yıl kaldı. Bu hedeflerin tutturulması sürecinde herkesin "elini taşın altına koyması" için geliştirilen araçlardan biri olan "Küresel İlkeler Sözleşmesi" de 12'nci uygulama yılının sonunda 10 bin 906 organizasyon tarafından kabul edildi. Türkiye'den 242 organizasyon, (şirket, belediye, sivil toplum kuruluşu) Küresel İlkeler Sözleşmesi'ni imzaladı. Bu sayıyla Türkiye 14'üncü sırada yer aldı. En fazla organizasyonun sözleşmeyi imzaladığı ülke ise 1439 organizasyon ile İspanya.
Küresel İlkeler Sözleşmesi (Global Compact) 10 ve daha fazla kişinin çalıştığı yerel yönetimler, kamu kurumları, şirketler, dernek ve vakıflar gibi, herhangi bir tüzel kişilik tarafından kabul edilebiliyor. Bu açıdan bakıldığında bütün ülkelerde bu türden milyonlarca organizasyon bulunuyor. Sadece Türkiye'de SGK kayıtlarına
göre en az 10 kişinin çalıştığı işletme sayısı 229 bin. Çalışan sayısı belli olmamakla birlikte 85 bin dolayında dernek, 46 bin vakıf, 2 bin 100 belediyede bu kapsama girenlerin sayısının oldukça fazla olacağı ortada.
Buna rağmen Küresel İlkeler Sözleşmesi'ni kabul eden organizasyon sayısı 242 adet. Türkiye bu sayıyla Dünya ölçeğinde 14. sırada. Küresel İlkeler Sözleşmesi Türkiye Temsilcisi Yılmaz Argüden, hedef kitle ile mevcut sayı karşılaştırıldığında olumsuz bir sonuç çıkarılmaması gerektiği görüşünde. Argüden, DÜNYA'nın bu konudaki sorusunu, "Küresel İlkeler Sözleşmesi halen dünyanın en büyük gönüllü katılımlı hareketi durumunda. Gelişmeye de devam ediyor. Doğru yolda atılmış bir adım ve en büyük girişim durumunda. Geliştirmek için de çaba harcanıyor" diye yanıtladı.
Kabul eden bu konuda disiplin sözü vermiş oluyor
Argüden'e göre, şirket ya da diğer organizasyonların bu sözleşmeye "mesafeli" durduğunu söylemek mümkün değil. Süreç içinde gelişecek bir ilginin varlığından söz ediyor. Türkiye'nin büyük sivil toplum örgütleri tarafından da ilgi gösterilen 10 büyük ülkeden biri olduğunu belirten Argüden, Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin şirketlere ve diğer organizasyonlara katkılarını; "Kabul ettiğinde öncelikle bu konuda kendilerini disipline etmeye söz vermiş oluyorlar ve bunun kamuoyunda saygınlığını taşıyorlar. Ayrıca, başkalarından öğrenmeyi kolaylaştırıyor. Sözleşmeyi kabul edenler başka şirketlerle konuşmaya, öğrenmeye başlıyor. Kurum içinde bu ilkeler doğrultusunda kaynak ayrılması sağlanıyor ve etkili sonuçlar alınıyor. Kurum çalışanlarının kuruma saygısı ve bağlılığı artıyor. Kuruma duyulan güven artıyor" olarak sıraladı.
Argüden, şirketlerin, küresel ilkeler sözleşmesini kabul etmekle bu konuda emek harcamalarının gerekeceğini ama mutlaka sonuçta sağlanan faydanın bunun üzerinde olacağını belirtiyor. Küresel İlkeler Sözleşmesi nedir?
Global Compact-Küresel İlkeler Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler tarafından geliştirilen ve bütün ülkelerin kabul ettiği "Bin Yıl Kalkınma Hedefleri" doğrultusunda 2000 yılında yürürlüğe girdi. Bu sözleşmeyi kabul eden organizasyonlar, sözleşmedeki ilkelere bağlı olma sözü veriyor ve bu konuda her yıl bir ilerleme raporu üretiyor. Sonuçlar konusunda hiçbir yaptırım yok. Sadece organizasyonların gönüllülüğü esası geçerli. Küresel İlkeler Sözleşmesi de aslında hemen hemen bütün kurum ve kuruluşların, şirketlerin internet sitelerinde kendilerine yakıştırdıkları "ilkelerden" farklı değil. Dünyanın en büyük gönüllü hareketi olsa da, hedef kitlenin büyüklüğü göz önüne alındığında ulaşılan sayının düşüklüğü de ortada.
İşte o ilkeler
Küresel İlkeler Sözleşmesi şu maddelerden oluşuyor:
İNSAN HAKLARI
İlke 1: Etki alanları içinde evrensel insan haklarının korunmasına destek veya saygı gösterilmesi.
İlke 2: Kendi kuruluşlarının insan hakları ihlaline karışmamış olmalarının sağlanması.
ÇALIŞMA
İlke 3: Örgütlenme özgürlüğü ve toplu sözleşme haklarının etkin bir şekilde tanınması.
İlke 4: Her türlü zorlayıcı ve baskı altında çalıştırmanın engellenmesi.
İlke 5: Çocuk işçiliğinin etkin bir şekilde önüne geçilmesi.
İlke 6: İşe alma ve çalışma süreçlerinde ayrımcılığın önlenmesi.
ÇEVRE
İlke 7: Çevre ile ilgili konularda, zarar oluşmadan önleyici yaklaşımın desteklenmesi.
İlke 8: Daha etkin bir çevre sorumluluğunun yaygınlaştırılması için girişimde bulunulması.
İlke 9: Çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için girişimde bulunulması.
ETİK
İlke 10: Tehdit ve rüşvet dahil tüm ahlakdışı davranışlara karşı çalışılması.