'Ön lisans mekanizması önemli bir kazanım'
Türkiye Rüzgar Enerjisi Kogresi'nde konuşan TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Mahmut Mücahit Fındıklı, "Ön lisans mekanizmasını yeni kanun tasarısının en önemli kazanımlarından biri olarak görüyoruz" dedi.
İSTANBUL - TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mahmut Mücahit Fındıklı, yatırıma dönüşmeyen lisansların elden ele dolaştığını, bunun da sektöre ivme kaybettirdiğini belirterek, "Bu açıdan ön lisans mekanizmasını yeni kanun tasarısının en önemli kazanımlarından biri olarak görüyoruz" dedi.
Fındıklı, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği'nin düzenlediği Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmada rüzgar yatımcılarının enerji yatırımcıları içerisinde en heyecanlı ve aktivitesi en fazla olan kitle olduğunu belirtti.
2023 hedefi için mevcut kurulu rüzgar enerjisi üzerine 18 bin megavatlık yatırım yapılacağını ifade eden Fındıklı, bunun da 18 milyar avroluk bir pazara tekabül ettiğini söyledi.
Türkiye'nin yenilenebilir potansiyelinin Avrupa'nın pek çok ülkesinden fazla olduğuna dikkati çeken Fındıklı, "Potansiyelin yanında bu işin teknolojisi, endüstrisi, bilgisi ve finansmanı da var. Bu boyutu eksi kalınca yenilenebilir enerji yatırımının cari açığa yeni bir boyut eklemekten başka anlamı yok. Bu durum işin başına iyi anlaşılmadığı için herkes yenilenebilir enerji yatırımcısı olmaya kalkıştı. Yatırıma dönüşmeyen lisanslar elden ele dolaştı. Bu da sektöre ivme kaybettirdi. Bu açıdan ön lisans mekanizmasını yeni kanun tasarısının en önemli kazanımlarından biri olarak görüyoruz" diye konuştu.
Yenilenecek elektrik piyasası kanununda lisansız üretimin kurulu güç sınırının 500 kilovattan 1 megavata yükseldiğini, bu 1 megavatın ise 2,5 megavata çıkarılmasını tartışmaya açılması gerektiğine işaret eden Fındıklı, şöyle devam etti:
"Sektörün yerli ürün teşvikleriyle ilgili beklentilerinin farkındayız. 31 Aralık 2015 tarihinden önce işletmeye girmiş olma şartı ile 5 yıllık destek söz konusu. Sektörün sürenin uzatılması yönünde talebi var. Gerekçesi haklı; alınmış lisansların çoğunun 2015'te işletmeye girmiş olması mümkün görünmüyor. 2015 yılından sonra işletmeye alınan santraller yerli ürün kullansalar bile ithal etmiş gibi işlem görecekler. Yatırımcı önünde açık ve net takvim görmek istiyor. Bir araya gelip bu meseleyi çözmeliyiz. 1 Ocak 2016 tarihinden sonra işletmeye alınacak tesislere de yerli ürün teşviki vermek zorundayız. Mevcut şartlarda 2015 yılı sonuna kadar yerli teknolojiye ulaşma hedefi gerçekleşmiyor. 2023 yılına kadar işletmeye başlayacak olanlara da bu teşviklerin 5 yıl süreyle kullandırılmasının uygun olacağını düşünüyoruz. Teşvikte yapacağımız bu değişiklikle önümüzdeki yıllarda diğer mekanik parçalar ve hammadde dışındaki her komponent bizim sanayicimiz tarafından üretilecektir."
Çevre yatırımı 2011'de 4,2 milyar liraya ulaştı
TBMM Çevre Komisyon Başkanı Erol Kaya ise, komisyon olarak temel hassasiyetlerinden birinin çevre ile kalkınma arasındaki dengenin iyi korunması olduğunu belirterek, "Çevre, kalkınmaya feda edilmemeli" dedi.
Çevrenin mevzuat yanında ahlak boyutunun ihmal edilmemesi gerektiğine vurgu yapan Kaya, "Tüm kadim medeniyetlerde tabiat geçmişte kutsallık zırhıyla korunuyordu. Özellikle sanayi devrimiyle beraber bu zırh kalktı. Doğayı rakip kabul eden, onu alt etmeye esas alan kalkınma anlayışıyla bu günlere geldik. Bu kalkınma anlayışı artık bitmiştir. Özellikle kendi medeniyetimizde var olan 'Kıyamet bile kopsa elinizdeki fidanı dikin' ve 'Derede dahi olsa suları kullanırken israf etmeyin' öğüdünün, fedakarlık ve tasarrufu esas alan anlayışın bugün bütün toplumsal kesimlere anlatılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Kaya, 2009 yılında yaklaşık 3,3 milyar liralık çevre yatırımının 2010'da artarak 3,8 milyar liraya, 2011'de ise 4,2 milyar liraya ulaştığını kaydetti.
"Türkiye'nin şu anda rüzgar açısından 11 bin megavat lisans stoku var"
[PAGE]"Türkiye'nin şu anda rüzgar açısından 11 bin megavat lisans stoku var"
Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş ise enerji piyasası olarak Türkiye'de ekim sonu itibariyle 56 bin megavat kurulu güce ulaşıldığı bilgisini vererek, "Bu yıl itibariyle yılbaşından bu güne kadar da 2 bin 873 megavat, yaklaşık 100 adet irili ufaklı tesise tekabül eden bir kurulu güce ulaştık. Rüzgar enerjisi özelinde ise yaklaşık 2 bin 105 megavat kurulu güce ulaşmış bulunuyoruz" dedi.
Türkiye'nin dünyanın en fazla dikkat çeken, yatırım yapmak için takip edilen ve sürdürülebilir bir geleceği olan rüzgar piyasalarından birine sahip olduğunu ifade eden Köktaş, "Enerji politikalarımız ve orta vadeli program hedefi çerçevesinde yerli ve yenilebilir enerji kaynaklarından azami ölçüde istifade etmek için düzenleme ikliminin ve yatırım ortamının ve altyapısını olabildiğince daha ileriye kavuşturmak hedefimiz" diye konuştu.
Kurum olarak bu yıl itibariyle 9 bin 432 megavat kurulu gücünde 270 adet projeye lisans, bin 511 megavat kurulu gücünde 28 adet projeye de uygun bulma verdiklerini kaydeden Köktaş, "Türkiye'nin şu anda rüzgar açısından 11 bin megavat lisans stoku var, yaklaşık 300 tane de proje stoku var" dedi.
Lisans sahiplerinin şu anda yatırımla baş başa olduklarını ifade eden Köktaş, altyapıyı oluşturmuş kurumlar olarak bu 11 bin megavatlık yatırımın hayata geçmesi, kurulu güce dönüşmesi noktasında azami takipçisi olacaklarını kaydetti.
Son yıllarda Türkiye'nin rüzgar enerjisi santrallerin kurulması noktasında çok ciddi mesafe katettiğini anlatan Köktaş, dünya genelinde rüzgar enerjisi yatırımı konusunda en cazip pazarların başında Türkiye'nin geldiğini söyledi.
Köktaş, EPDK'nın bu yılın mayıs ayında Dünya Enerji Düzenleyiciler Forumu'nu başkanlığına seçildiğini ve gelecek 3 yıl boyunca bu görevi yürüteceğini hatırlatarak, 2015 Dünya Enerji Düzenleme Forumu'nun İstanbul'da yapılacağını belirtti.
"Avrupa Rüzgar Enerjisi Kongresi'nin 2015 yılında Türkiye'de yapılmasını istiyoruz"
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Serdar Ataseven ise "Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği'nin her yıl bir ülkede düzenlediği Avrupa Rüzgar Enerjisi kongresinin 2015 yılında Türkiye'de yapılmasını istiyoruz" dedi.
Rüzgar enerjisinin Türkiye'de yeni gelişen bir sektör olduğunu, TÜREB'in yarı kamu yarı özel sektör statüsünde olmasıyla bir köprü görevi gördüğünü ve amaçlarının Türkiye'nin rüzgar potansiyelini ekonomiye kazandırmak olduğunu belirten Ataseven, aynı zamanda Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği'nin bir üyesi olduklarını ifade etti.
Ataseven, konferansta 1,5 yıldır üzerinde çalışıp tamamladıkları ve sektörün bütün paydaşlarının katkı koyduğu Türkiye Rüzgar Enerjisi Yol Haritası'nın tanıtımını yapacaklarını da sözlerine ekledi.
Toplam 14 oturumda toplam 80'den fazla konuşmacının sunum yapacağı Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi yarın da devam edecek.