'PYD'nin katılmaması için ağırlığımızı koyduk'

Başbakan Davutoğlu, Cenevre'deki Suriye görüşmelerinde terör unsurlarının olmaması gerektiğini belirterek, "PYD'nin bu sürece katılmaması için ağırlığımızı koyduk, gerekirse bir daha koyarız" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cenevre'de yapılacak Suriye görüşmelerine PYD'nin katılmaması için Türkiye'nin gerekirse bir daha ağırlığını koyacağını belirtti.

Davutoğlu, Ülke TV ve Kanal 7 televizyonlarının ortak canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Cenevre'de gerçekleşecek Suriye toplantısı hatırlatılarak, "Türkiye başlangıcı ve katılım noktasında istediğini elde etti mi" diye sorulması üzerine Davutoğlu, sürecin zorlu olduğunun altını çizdi. Türkiye'nin başından beri ilkeli bir tavır sergilediğini kaydeden Cenevre-1 görüşmesinin Haziran 2012'de yapıldığını,  2014 Şubat'ında yine Cenevre'de bir araya gelindiğini anlattı.

Rejimin bütün bu süreci kendi hükümranlığının devamı için bir araç olarak kullandığını ve gerçek bir müzakereye girmediğini ifade eden Davutoğlu, şimdi de değişik kanallardan gelen bilgilere baktıklarında, rejimin Cenevre Mutabakatı çerçevesinde adım atacağına dair kesin bir yaklaşımının olmadığını söyledi. 

"Türkiye'nin tutumu kesinlikle Kürt kardeşlerimize karşı değildir"

Başbakan Davutoğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Bu arada ortaya çıkan bazı grupların burada nasıl yer alacağı... YPG, PYD bunlardan biri. DEAŞ bizim için bir terör örgütü zaten masanın dışında, herkes öyle görüyor. Fakat biz YPG ve PYD'yi de terör örgütü olarak gördüğümüz için onun da masada olmaması için ilkesel tutumuzu sergiledik ve önemli bir netice elde ettik. Şu an onlara davet gitmedi.

Şöyle bir yanlış anlaşılma olmamalı, Türkiye'nin tutumu kesinlikle Kürt kardeşlerimize karşı değildir. Nitekim Irak'taki Kürt kardeşlerimizi temsil ettiğine inandığımız Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin yöneticileriyle, Sayın Barzani ile çok yakın işbirliği içindeyiz. Dolayısıyla bizim herhangi bir etnik gruba karşı hele hele ülkesinde en fazla Kürt nüfus barındıran bir ülke olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin, Kürtlerin menfaatine karşı, Irak'ta, Suriye'de, İran'da herhangi bir yerde tavır alması söz konusu değildir. Aksine, Kuzey Irak'ta bir problem olduğunda hem Kürt kardeşlerimiz Türkiye'ye sığınmış bugün de bütün imkanlarımızla onlara destek oluyoruz. Karşı çıktığımız husus, PKK ile doğrudan organik bağa sahip olan YPG ve PYD."

Davutoğlu, 2013 yazında, PYD'ye karşı üç şart ileri sürdüklerini ancak bunların yerine getirilmediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Türkiye'ye dönük olarak açık bir tehdit halinde önce Kobani eylemleri bahane edilerek, arkasından da 7 Haziran'dan itibaren silahlanma çağrıları, ayaklanma çağrıları ile Suriye'deki mücadeleyi Türkiye'ye taşımaya kalkıştılar. Bugün dahi Cizre'de, Silopi'de yapmak istedikleri bu. Suriye'de kullandıkları yöntemleri Türkiye'ye taşımaya kalktılar. Suriye'den silah aktarma, ki artık Suriye-Irak sınırı işlevselliğini kaybettiği için Irak'taki PKK ile Suriye'deki PYD arasında bir fark kalmadı. Bu militanlar oradan oraya geçiyor. Silahlar geçiyor, oradan Türkiye'ye sokmaya çalışıyorlar."

Davutoğlu, "Herkes biliyor ki Türkiye'nin kabul etmediği, öngörmediği, arzu etmediği bir çözüm Suriye'nin hiçbir yerinde başarılı olamaz, mümkün de değildir" diye konuştu.

"Olması gereken düzeyde olacak"

"Cenevre'de Türkiye adına kim olacak" sorusu üzerine Davutoğlu, "Öncelikle şu sürecin sonucunda hangi formatta, nasıl düzeyde birşey olacağı, bunlar belirlenecek ondan sonra. Biz, olması gereken düzeyde orada bulunacağız" şeklinde konuştu.

"Silopi temizlendi"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, terör örgütüne yönelik operasyonlara ilişkin, "Hiç kimse hayale kapılmasın. Silopi bütün sokaklarıyla temizlendi, şimdi operasyon sonrası sürece geçiyoruz. Yakın birkaç gün içerisinde Cizre'de de operasyonun tamamlanacağını hesap ediyoruz, planlıyoruz. Sur için de diğer ilçelerde de kırsal kesimde de ciddi bir operasyon sonrası dönemde atılacak adımlarla ilgili yapısal ve takvimlendirilmiş bazı adımlar düşünüyoruz" dedi.

"Her türlü müdahalede bulunuruz"

Davutoğlu, soru üzerine, şunları kaydetti:

"Nasıl Kuzey Irak'ta, Kandil'de, Türkiye'ye dönük eylemler geldiğinde sınır ötesi operasyonlar yapmaktan çekinmemişsek, Suriye'de de Türkiye'ye dönük eylemler gerçekleşmesi durumunda, bunu yakından takip ediyoruz. Her türlü hakkımızı mahfuz tutuyoruz, her türlü müdahalede de bulunuruz. Bizim en öncelikli ve asli görevimiz Türkiye'nin sınırlarını korumak ve Türkiye'nin güvenliğine halel getirecek her türlü eyleme karşı gerekli tedbiri almak."

"Sağlam evlere girene kadar yardım yapılacak"

Terör olaylarının yaşandığı Sur ilçesinden ayrılmak zorunda kalan 6 bin aileye kira yardımı yaptıklarını, bazılarının otellerde ağırlanarak masraflarının devlet tarafından karşılandığını anlatan Davutoğlu, "Kimse sahipsiz değil, öyle bir hava estiriliyor ki 'bunlar dışarı çıktığı anda sahipsiz', hayır, herkese kira yardımı yapılıyor. Bazıları otellerde ağırlanıyor. Bize başvuran bu anlamda herkese bu yardım yapılıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti teröristle halkı ayırır, o anlamda da kira yardımları bu vatandaşlarımız evlerine ve evleri de rehabilite edilip ya da kentsel dönüşümle sağlam evlere girene kadar bu yardımlar yapılacak" diye konuştu.

"Sur'u aslına uygun hale getireceğiz"

Davutoğlu, "Diyarbakır'da tarihi niteliğe sahip hiçbir eser, sadece camiler değil, hanlar ki çok güzel hanları vardır, kiliseler, diğer tarihi Diyarbakır evleri hepsi en iyi şekilde korunarak Sur’u, tekrar tarihi Diyarbakır'ı aslına uygun bir şekilde ve nezih bir ortam haline getireceğiz" dedi.