'Reel ekonomiye destek her koşulda sürecek'

Trabzon'da dün yapılan "İş'le Buluşmalar" toplantısında konuşan Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Ortadoğu'daki gelişmelere dikkat çekerek kağıtların yeniden karıldığını, Türk girişimcisinin oluşacak fırsatları iyi değerlendirmesi gerektiğini sö

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ece CEYHUN - Yusuf BALTACI

TRABZON - Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Türkiye'nin yine en fazla kredi veren bankası olduklarını ve toplam kredi hacimlerinin 77 milyar liraya geldiğini belirtti.

İş Bankası'nın şartlar ne olursa olsun reel ekonomiyi desteklemeye devam ettiğini kaydeden Bali, "Ne kadar su akıtmışız bu coğrafyada, bu ülkede? Ticari kredilerde 54 milyar Türk Lirası'nı aştık. Bunu yapmakla en yakın rakibimizden 4 milyar liranın üzerinde fazla kredi verdik. Bizimle kıyaslanacak türden büyük bankalardan diğer ikisinden de 12.5 milyarlık fazla kredi verdik. Bunlar reel sektöre koyduğumuz taahhüdün karşılığıdır ve şartlar ne olursa olsun devam edegelmiştir" dedi. İş Bankası'nın DÜNYA Gazetesi işbirliği ile ortaklaşa düzenlediği İş'le Buluşmalar toplantısının 25'incisi dün Trabzon'da yapıldı.

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, toplantının açılışında yaptığı konuşmada 'Şartlar ne olursa olsun gereğini yapma' şeklindeki vizyonlarının kriz döneminde yerini bulduğunu kaydetti. Adnan Bali, sadece işler iyiyken değil kriz döneminde de Trabzon'da topladıkları mevduatı yine Trabzon halkına kullandırdıklarını belirterek, "Tahsis ettiğimiz limitler, arkasında durduğumuz taahhütler. Her konjonktürde arkasında durduğumuz taahhütlerdir. Bütün mesele deyim yerindeyse 'çeşmenin olması değil, suyun akması'. Biz bir yere çeşme koyduksak o suyun akıtılacağını taahhüt ediyoruz" şeklinde konuştu.

Dünyada kağıtlar yeniden karılıyor

Ortadoğu başta olmak üzere Türkiye'nin çevresinde büyük gelişmeler olduğuna dikkat çekerek, "Kağıtların yeniden karıldığı bir dönem diye düşünüyorum.

Çevremizdeki ülkelerde büyük hareket var. Ortadoğu çalkalanıyor. Yeni dönemin sinyallerini veriyor. Geçmişte devlet ya da belli aileler üzerinde birikmiş olan zenginliğin halka yansımadığı model çöküyor. Bu birikimler halkın refahına ve karşılanamamış ihtiyaçlarına doğru akacak. Bunlar akarken bunları karşılayacak olan ülke kim, kim buna en iyi aday olabilir, kim daha fazla rol alabilir diyecek olursanız; bu ülkedir. Dolayısıyla hepimiz etrafımızdaki oluşumun farkında olmalıyız" dedi.

Trabzon TSO Başkanı Suat Hacısalihoğlu ise toplantıda yaptığı konuşmada Trabzon'un tarihi İpek Yolu'nun Karadeniz'e açılan, aynı zamanda da tarih boyunca Avrupa'nın ürettiklerini doğuya ulaştıran bir kapı konumunda olduğunu belirterek ticari faaliyetleri öne çıkan şehrin bir lojistik merkezi kurmak istediğinden bahsetti. Hacısalihoğlu, Trabzonlu girişimcilerin aktifliğine dikkat çekerek ilin 113 ülkeye 1 milyar dolara aşan ihracatı olduğunu bildirdi.

2001'DEKİ BANKACILIK SEKTÖRÜ İLE BUGÜN ARASINDAKİ FARK

Küresel gelişmeleri de değerlendiren Adnan Bali, "Hiç kendilerine yakıştıramadığımız adreslerde çok ağır problemler var" diyerek Türkiye’nin ise olumlu ayrıştığını söyledi. Türkiye’deki gelişmeleri değerlendirirken 2001 krizine de gönderme yapan Bali şöyle konuştu:

"Bir göstergeyle geldiğimiz noktayı ifade etmek istiyorum; kurlar artıyor, 1.50 – 1.55 bandından çıktı, 1.75 – 1.80 bandında gidip geliyor. Hepimizin aklında bir sual var; bu kurlar artıyor ama pek bir şey de olmuyor gibi. Eskiden böyle olmazdı şimdi niye bir şey olmuyor?. Eskiden niye olmuyordunun örneğini size şöyle vereyim; 2001 yılında bankacılık sisteminin taşıdığı açık pozisyon yani döviz yükümlülükleri, öz kaynaklarının üç mislinden fazlaydı. 10 milyar dolarlık öz kaynağa karşılık 30 milyar doların üzerinde bir açık pozisyon. Bugün yaşadığımız kadar bir devalüasyon olması halinde o dönemde bankacılık sisteminin öz kaynağının yarısından fazlası kaybediliyordu.

Bugün açık pozisyonu olmayan bir bankacılık sektörü var. 85 milyar dolar öz kaynağı olan bir bankacılık sektörü var. Bugün o problemlere karşılık gelecek kadar açık pozisyon taşıyor olsaydık. 250 milyar dolar civarında açık pozisyon taşıyor olmamız gerekecekti. Gerek idari ehliyet, gerek otoritenin, takibin kontrolün ve mevzuatın geldiği nokta itibarıyla bölge ülkeleri arasında çok ayırdedici bir noktaya geldiğimizi gösteren bir örnek de budur."

Bu konularda ilginizi çekebilir