'S&P'nin açıklaması tamamen siyasi'

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin kredi notunu bir kademe düşüren kredi derecelendirme kuruluşu S&P'nin açıklamasının tamamen "siyasi" olduğunu söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Başbakan başkanlığındaki Ağustos ayı YAŞ toplantısında TSK'daki atama, emeklilik ve disiplin cezaları karara bağlanıyor. 

MGK ve Bakanlar Kurulu'nun toplantısıyla ilan edilen üç aylık olağanüstü hal (OHAL) kararının ardından ilk söyleşiyi Reuters'a veren Erdoğan, "YAŞ toplantısının büyük ihtimalle Genelkurmay'ın talebiyle bir hafta öne alınma durumu var. Bir an önce bunun adımını atacağız" dedi ve YAŞ'ın başkanı Başbakan Binali Yıldırım'ın yanı sıra Milli Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı'nın ilgili birimlerle çalışmalarını yürüttüğünü kaydetti.

Erdoğan şöyle devam etti:

"Kısa zaman içinde şu ana kadar yaptıkları hazırlıkları hemen YAŞ'a sunacaklar ve çok kısa zaman içinde yeni yapılanma ortaya çıkmış olacak; yeni yapılanma ile birlikte TSK inanıyorum ki yeni bir kan bulmuş olacaktır."

Geçen hafta Cuma akşamı TSK'nın içindeki bir grubun başlattığı darbe girişimi kapsamında İstanbul'da köprüler trafiğe kapatılmış, Ankara'da TBMM, Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT ve Emniyet Özel Hareket Merkezi savaş uçakları ve helikopterlerle vuruldu.

Erdoğan ve hükümet, darbe girişiminin arkasında TSK içindeki Gülen cemaati ile bağlantılı kişiler olduğunu belirtiyor.

Darbe girişiminden çok ciddi bir ders alınmış olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Süreç devam ediyor ama biz asla rehavete düşemeyiz. Rehavet içinde olmayacağız. Bizim nasıl planlarımız varsa belki düşman güçlerin de kendilerine göre planları da olabilir ama biz bu planları yakın takibe alarak bunu sürdürdük sürdüreceğiz" dedi.

Bu sözleri yeni bir darbe girişimi olabileceği anlamında mı söylediği sorusuna Erdoğan, "Olabilir ama öyle çok kolay olmayacak. Bu defa çünkü çok daha müteyakkız olan bir güç, bir imkan var. Bazı şeyleri geçmişte anlatamadık. Şimdi olay çok daha farklı" dedi.

"İstihbarat zaafının olduğu ortada"

Erdoğan, darbe girişiminin olduğu gün tatil için gittiği Marmaris'te saat 1600-1630 civarında eniştesinden İstanbul'da bazı "sıkıntılar" olduğuna dair bir telefon aldığını belirterek, "Tabii bu haberi alınca ben doğrusu inanmadım da ve MİT Müsteşarımızı aradım, ulaşamadım. Genelkurmay Başkanımızı aradım, ulaşamadım. Çünkü telefonlara cevap veremiyorlardı... Sıkıntılı da olsa başbakanımızla irtibatlaştık ve bu süreç saat 2000'ye kadar devam etti" dedi.

"Ne yazık ki bu olayda bir istihbarat zaafının olduğu da açıkça ortadadır. Bunu gizlemenin, saklamanın anlamı yok; ben bunu Müsteşarıma da söyledim. Ciddi bir istihbarat zaafı var" diyen Erdoğan, "Ben eniştemden bu haberi duyduğum ana kadar ne yazık ki bunu duymadım... Bütün bunlardan ders alarak atılacak adımların şu anda planlamasını, hesabını çok daha farklı şekilde yaptık; değerlendirmesini de yapacağız" dedi.

Genelkurmay Başkanlığı, darbe girişiminden haberdar olan MİT'in olay günü saat 1600'da konuyu kendilerine aktardığını açıklamış, Erdoğan'ın ise konuyu eniştesinden duyduğunu açıklaması MİT ve Genelkurmay Başkanlığı'nın ilerleyen saatlere kadar Erdoğan'ı neden bilgilendirmediği sorusunu gündeme getirmişti.
              
10,410 Gözaltı var; 103 general tutuklu

Erdoğan, darbe teşebbüsünde bulunduğunu belirttiği Gülen cemaatinin başlattığı olaylarda 246 kişinin hayatını kaybettiğini, 2,185 kişinin yaralandığını belirterek, "Şu an itibariyle 10,410 gözaltı; 4,060 tutuklu var. Bu tutukluların 103'ü general, 80'i rütbeli emniyet mensubu" dedi.

Yaşanan bu gelişmelerin ardından MGK'nın tavsiyesi ile Bakanlar Kurulu'nun dün OHAL ilan edilmesini kararlaştırdığını ve bu kararın bugün TBMM'de kabul edildiğini belirten Erdoğan, üç ay sürecek OHAL döneminde atılacak adımlara ilişkin şunları söyledi:

"Bundan sonraki süreçte üç ay süreyle çok yoğun çalışmalar yapacağız... Burada bir şey söylemem lazım, halkım, milletim kesinlikle en ufak endişeye kapılmasın, her şey yolundadır ve bu OHAL tamamıyla demokratik kurumlarımızın çok daha sağlıklı çalışmasını sağlamak içindir" dedi.

Anayasaya göre OHAL "Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması halinde" ilan edilebiliyor.

Erdoğan, OHAL'in çerçevesinin anayasa ile belirlendiğini belirterek, bu çerçevede kanun hükmünde kararnameler (KHK) yayınlanabildiğini hatırlattı ve, "KHK'larla da hükümete ne lazım olursa onları hazırlayacaktır. Onun adımlarını atacaktır ve devletin yeniden yapılanmasına yönelik bazı adımlar yine bu çerçeve içinde onlar da yapılacaktır" dedi.

Terör saldırıları yaşayan Fransa gibi ülkelerde de OHAL ilan edildiğini ve uzatıldığını belirten Erdoğan, "Uzatmada bir mani yok. Şu anda bu üç ay, ama üç ay sonra ikinci bir üç ayı da talep edip, tekrar böyle bir uzatma yapılabilir" dedi.
              
Dar kapsamlı anayasa 

Darbe girişimi öncesinde kamuoyunda çok tartışılan ve Binali Yıldırım hükümetinin de önceliklerinden olan başkanlık sistemini de içeren anayasa değişikliği adımının yaşanan gelişmelerin ardından halen gündemlerinde olup olmadığı sorusuna Erdoğan, dar kapsamlı bir anayasa değişikliği konusunda siyasi partilerin görüşebileceği karşılığını verdi.

"Bu konuyla ilgili yeni bir anayasa paketi içerisindeki çok geniş maddeler çerçevesinde değil de belki az sayıda bir hazırlık (olabilir). Şu anda parlamentodaki partilerle görüşerek bunun üzerinde durulabilir" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer parlamentodaki partilerden bu konuda 'Tamam, bunu yapabiliriz; şu kadar değil de şu kadar olsun veya özellikle terör örgütleriyle mücadele, temel hak ve özgürlükler, demokrasi mücadelesi gibi birçok konularda konsensüs sağlanabilirse belki 367'yi parlamentoda yakalama imkanı olamayabilir ama en azından bir halka gitmenin yolu açılabilir. Burada iktidar partisiyle muhalefet partilerine görev düşmektedir."

TBMM'de anayasa değişikliği için 367 milletvekilinin desteği gerekirken, referanduma gitmek için 330 oya ihtiyaç duyuluyor.

S&P'nin açıklaması tamamen siyasi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin kredi notunu bir kademe düşüren kredi derecelendirme kuruluşu S&P'nin açıklamasının tamamen "siyasi" olduğunu söylerken, diğer derecelendirme kuruluşu Moody's'in de böyle bir açıklama yapması durumunda bunun objektif bir açıklama olmayacağını kaydetti.

Standard & Poor's darbe girişiminin ardından siyasi kutuplaşmanın arttığı ve kurumsal denetim mekanizmalarının zayıfladığı şeklinde kanaat belirterek Türkiye'nin kredi notunu dün bir kademe düşürdüğünü ve BB+'dan BB'ye indirdiğini açıkladı.

OHAL kararının ardından gerçekleştirdiği ilk söyleşiyi Reuters'a veren ve ekonomiye dair değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Biz ekonomide çok zor şartlardan bugünlere geldik. Türkiye şu anda S&P'nin açıklamış olduğu şartlarda olan bir ülke değildir. Şu anda biz S&P'nin üyesi değiliz. Üyesi olmadığımız bir kurum nasıl olur da hakkımızda böyle bir açıklama yapabilir?" dedi.

"S&P'nin bu açıklaması tamamen siyasi; bu açıklama tamamen kendilerinin bir yere kiralandığının göstergesidir; Moody's de böyle bir açıklama yapıyorsa, bu da bir defa kesinlikle şu anda dürüst olarak objektif açıklama yapmamaktadır" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yani Türkiye'de bir darbe olduğu anda Türkiye'nin sen nasıl olur da yatırım yapılabilir yapılamaz diye bunu neye göre söylüyorsun?"

Moody's de bu hafta darbe girişimin ardından Türkiye'nin kredi notunu indirim için gözden geçirmeye aldığını duyurdu. Gözden geçirmede darbe girişiminin ekonomik büyüme, politika üreten kurumlara yönelik orta vadeli etkileri değerlendirilecek.

Osman Gazi Köprüsü'nün açıldığını, 26 Ağustos'ta Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açacaklarını, 20 Aralık'ta Boğaz'ın altından ikinci Avrasya tünelinin açılışının gerçekleştirileceğini vurgulayan Erdoğan, "Böyle bir ülkeye
yapılacak yatırımlar var. Bunlar darbenin yanında yer aldılar. Hiçbir zaman demokrasinin yanında yer almadılar, Türkiye gibi demokrasiyi baş tacı etmiş bir ülkeye, halkının yüzde 52'sinin oyunu almış bir cumhurbaşkanına karşı bu tür uluslararası bazı kuruluşların almış olduğu tavrı anlamak mümkün değil, biz bunları asla kabul etmiyoruz. Biz işimize bakacağız. Biz bize yeteriz."

Bundan sonra çok daha fazla çalışacaklarını, yakında Kanal İstanbul, Çanakkale Köprüsü ve İstanbul'daki yeni havalimanı gibi diğer yatırımların da görüleceğinin altını çizen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye yolunda hızla devam ediyor; mali disiplinden hiç bir taviz vermeden aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz; piyasalarda likidite sıkıntısı diye bir şeyimiz yok. Finans sektörümüz gayet güçlü bir noktada yoluna devam ediyor ama düşman da düşmanlığını yapıyor ve yapacak; buna karşı da tedbirlerimizi alacağız."